AA'nın haberinde ABD'li üst düzey bir yetkili, Türkiye-ABD-ÖSO 3'lü mekanizmasıyla Cerablus'a gerçekleştirilen "Fırat Operasyonu" ile ilgili şu dikkat çekici ifadeleri kullandı:
"Türkler bu operasyon hakkında çok da heyecanlı değillerdi ancak bilgilendirdik, Kürt güçlerin operasyondan sonra çekileceklerini açıkça söyledik. Geri çekilmeden önce temizlik ve istikrarı sağlamak için birkaç haftaya ihtiyaçları var?"
"Türkler çok da heyecanlı değillerdi" ifadesi, operasyon teklifinin hatta baskısının ABD tarafından yapıldığını gösteriyor. Demek ki operasyondan önce ABD'li yetkililerin üst üste Ankara yollarını aşındırmalarının sebebi bu ikna süreciymiş.
Tam da Erdoğan'ın Putin'le görüşmesinden sonra Rusya ile ilişkilerin normalleşme sürecine girdiği bir dönemde? Tam da Putin'in Erdoğan'a Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Paralarla Ticaret" projesini teklif ettiği, Türkiye-Rusya arasındaki ticarette ABD Doları'nın pabucunun dama atılacağı bir süreçte?
Hatırlarsanız, Rusya, Hindistan'a aynı teklifi yaptığında birileri rahatsız olmuş ve Hindistan'ın büyük otellerinden birisine terör saldırısı olmuştu. Hindistan mesajı anladı ama attığı doğru adımdan vazgeçmedi, Rusya ile yoluna devam etti, şu anki gidişattan da gayet memnun? Çin de, Brezilya da, Arjantin de ve diğer Milli Paralarla Ticaret yolunu seçenler de benzer tehditlerle karşı karşıya kaldılar ama onlar prangaların kendilerini esir almasına müsaade etmediler, kırdılar attılar ve şimdi her geçen gün daha da güçleniyorlar.
Bağımlılıktan, taşeronluktan, prangalardan kurtulmak elbette ki kolay değil ama doğru bir adımla, gerçek dostların yardımıyla, doğru bir akılla kırıp attığın zaman belki bir kere acı yaşarsın ama atamadığın zaman bu acıyı ve daha fazlasını her gün yaşarsın.
ABD'nin operasyon için uzattığı havuca bakın, PYD-YPG Fırat'ın doğusuna çekilecekmiş. Hafızamızı fazla zorlanmadan yoklayalım, "Yahu bu PYD zaten Fırat'ın batısına hiç geçmeyecekti, ABD bunun sözünü bize vermemiş miydi?"
Türkiye'ye verdiği söze rağmen PYD Fırat'ın batısına geçti, bu elbette ki ABD'nin izni olmadan olmaz, şimdi de geri çekileceği konusunda söz veriyor. Kim inanır buna?
Pentagon Sözcüsü Peter Cook, YPG'nin operasyonların ardından Fırat'ın doğusuna çekileceklerine dair sözleri tutmalarını beklediklerini vurguladı. Varlığını ABD'ye borçlu, ABD'den talimat almadan iş yapmayan YPG, sanki ABD gerçekten "çekil" dedi de çekilmiyor gibi bir görüntü oluşturuluyor. Kim inanır buna?
Şimdi de "temizlik ve istikrarı sağladıktan sonra" çekileceklermiş. Bir terör örgütünün pisliğini başka bir terör örgütü mü temizleyecek, istikrarı bir terör örgütü mü sağlayacak?
Nasıl temizlik yaptıklarını Menbiç'i ele geçirdikten sonra önce tapu sicil kayıtlarını yakmakla başlamalarından gördük.
Onların istikrarı sağlamaktan maksadının ise, yine nüfusu yüzde 90 Arap olan Menbiç'e, buranın kendi halkı olan Arapları değişik bahanelerle sokmamak olduğunu gördük.
Yani PYD'nin yaptığı temizlik Büyük İsrail adına temizlik, istikrar ise Büyük İsrail adına bir istikrar?
ABD ve ÖSO ortaklığıyla yapılan Fırat Operasyonu konusunda diğer ülkelerden gelen açıklamalara bakalım.
Rusya Dışişleri Bakanlığı: "Moskova, Suriye-Türkiye sınırında yaşananlardan çok endişeli? Türkiye Cerablus'taki operasyonlarında Şam ile işbirliği yapmalı."
Suriye ise bu operasyonu egemenliğine açık bir ihlal olarak nitelendiriyor, terörle mücadelenin IŞİD'i kovup yerine başka terör örgütleri yerleştirmekle olmayacağını belirtiyor. Türkiye'nin Suriye topraklarında yaptığı terörle mücadelede, Suriye ordusu ve hükümeti ile mutlaka koordinasyon halinde olması gerektiği vurguluyor. Türkiye ve ABD komutasındaki koalisyonun, özellikle sınırların kapatılması ve terör kaynaklarının kurutulmasına ilişkin olmak üzere BM ve BMGK kararlarına bağlı kalmaları gereğinin altını çiziyor.
İran Dışişleri Bakanlığı: "Askeri harekatın Şam yönetimiyle koordineli olarak yapılması gerekiyor. Suriye topraklarındaki terörist gruplarla mücadele, uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan o ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarına saygı gösterilerek merkezi yönetimle koordineli şekilde yapılmalı."
15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilişkilerimizi normalleştirmeye çalıştığımız Rusya ve İran'ın, toprak bütünlüğünden yana olduğuz Suriye'nin resmi açıklamaları bunlar.
15 Temmuz darbesini en üst ağızdan "internet oyunu zannettik" diyen, yaşanan olayları "güzel hikaye" şeklinde ifade eden, FETÖ elebaşı Gülen'i iade etmeyeceği belli olan, Trump'ın ifadesiyle 13 CIA üst düzey personeliyle darbeye üst düzey katkı sunan, darbecilere "Türkiye'deki muhataplarımız" diyen ABD'nin ipiyle Cerablus'un ateşten kuyusuna indik.
Hem de Erdoğan'a darbeyi önceden haber veren, taziye için ilk arayan, Milli Paralarla Ticaret'le, Türk Akımı'yla, turizmle, dış ticaretle bize uçağını düşürmemize rağmen dost elini uzatan Rusya'ya, toprak bütünlüğünü savunduğumuz Suriye'ye çalım atarak?
Ankara'ya gelen Yahudi Barzani, Ortadoğu coğrafyasını kastederek, "Bölgede büyük değişimler kapıda" dedi. Bunun anlamı "Irak'ın, Suriye'nin ve de Türkiye'nin toprak bütünlüğü kalmayacak" demektir. Büyük İsrail hedefli Büyük Kürdistan kurulacak anlamında?
Görünen o ki, bir türlü taşeronluğundan kurtulamadığımız iradeler uğruna daha çok bedel ödeyeceğiz.
"Aman bu Türk milleti çözümle, Milli Ekonomi Modeli'nin projeleriyle, modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'la buluşmasın" diye verilen mücadele, Sayın Baş'ı gizleme gayretleri uğruna başımıza daha neler gelecek kim bilir? Göz göre göre bu inat nedir böyle?
Unutmayalım ki, hepimiz bu gemideyiz; batarsa hepimiz boğuluruz, kurtulursa hepimiz kurtuluruz. Bırakalım da artık bu millet çözümle buluşsun.
"Türkler bu operasyon hakkında çok da heyecanlı değillerdi ancak bilgilendirdik, Kürt güçlerin operasyondan sonra çekileceklerini açıkça söyledik. Geri çekilmeden önce temizlik ve istikrarı sağlamak için birkaç haftaya ihtiyaçları var?"
"Türkler çok da heyecanlı değillerdi" ifadesi, operasyon teklifinin hatta baskısının ABD tarafından yapıldığını gösteriyor. Demek ki operasyondan önce ABD'li yetkililerin üst üste Ankara yollarını aşındırmalarının sebebi bu ikna süreciymiş.
Tam da Erdoğan'ın Putin'le görüşmesinden sonra Rusya ile ilişkilerin normalleşme sürecine girdiği bir dönemde? Tam da Putin'in Erdoğan'a Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Paralarla Ticaret" projesini teklif ettiği, Türkiye-Rusya arasındaki ticarette ABD Doları'nın pabucunun dama atılacağı bir süreçte?
Hatırlarsanız, Rusya, Hindistan'a aynı teklifi yaptığında birileri rahatsız olmuş ve Hindistan'ın büyük otellerinden birisine terör saldırısı olmuştu. Hindistan mesajı anladı ama attığı doğru adımdan vazgeçmedi, Rusya ile yoluna devam etti, şu anki gidişattan da gayet memnun? Çin de, Brezilya da, Arjantin de ve diğer Milli Paralarla Ticaret yolunu seçenler de benzer tehditlerle karşı karşıya kaldılar ama onlar prangaların kendilerini esir almasına müsaade etmediler, kırdılar attılar ve şimdi her geçen gün daha da güçleniyorlar.
Bağımlılıktan, taşeronluktan, prangalardan kurtulmak elbette ki kolay değil ama doğru bir adımla, gerçek dostların yardımıyla, doğru bir akılla kırıp attığın zaman belki bir kere acı yaşarsın ama atamadığın zaman bu acıyı ve daha fazlasını her gün yaşarsın.
ABD'nin operasyon için uzattığı havuca bakın, PYD-YPG Fırat'ın doğusuna çekilecekmiş. Hafızamızı fazla zorlanmadan yoklayalım, "Yahu bu PYD zaten Fırat'ın batısına hiç geçmeyecekti, ABD bunun sözünü bize vermemiş miydi?"
Türkiye'ye verdiği söze rağmen PYD Fırat'ın batısına geçti, bu elbette ki ABD'nin izni olmadan olmaz, şimdi de geri çekileceği konusunda söz veriyor. Kim inanır buna?
Pentagon Sözcüsü Peter Cook, YPG'nin operasyonların ardından Fırat'ın doğusuna çekileceklerine dair sözleri tutmalarını beklediklerini vurguladı. Varlığını ABD'ye borçlu, ABD'den talimat almadan iş yapmayan YPG, sanki ABD gerçekten "çekil" dedi de çekilmiyor gibi bir görüntü oluşturuluyor. Kim inanır buna?
Şimdi de "temizlik ve istikrarı sağladıktan sonra" çekileceklermiş. Bir terör örgütünün pisliğini başka bir terör örgütü mü temizleyecek, istikrarı bir terör örgütü mü sağlayacak?
Nasıl temizlik yaptıklarını Menbiç'i ele geçirdikten sonra önce tapu sicil kayıtlarını yakmakla başlamalarından gördük.
Onların istikrarı sağlamaktan maksadının ise, yine nüfusu yüzde 90 Arap olan Menbiç'e, buranın kendi halkı olan Arapları değişik bahanelerle sokmamak olduğunu gördük.
Yani PYD'nin yaptığı temizlik Büyük İsrail adına temizlik, istikrar ise Büyük İsrail adına bir istikrar?
ABD ve ÖSO ortaklığıyla yapılan Fırat Operasyonu konusunda diğer ülkelerden gelen açıklamalara bakalım.
Rusya Dışişleri Bakanlığı: "Moskova, Suriye-Türkiye sınırında yaşananlardan çok endişeli? Türkiye Cerablus'taki operasyonlarında Şam ile işbirliği yapmalı."
Suriye ise bu operasyonu egemenliğine açık bir ihlal olarak nitelendiriyor, terörle mücadelenin IŞİD'i kovup yerine başka terör örgütleri yerleştirmekle olmayacağını belirtiyor. Türkiye'nin Suriye topraklarında yaptığı terörle mücadelede, Suriye ordusu ve hükümeti ile mutlaka koordinasyon halinde olması gerektiği vurguluyor. Türkiye ve ABD komutasındaki koalisyonun, özellikle sınırların kapatılması ve terör kaynaklarının kurutulmasına ilişkin olmak üzere BM ve BMGK kararlarına bağlı kalmaları gereğinin altını çiziyor.
İran Dışişleri Bakanlığı: "Askeri harekatın Şam yönetimiyle koordineli olarak yapılması gerekiyor. Suriye topraklarındaki terörist gruplarla mücadele, uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan o ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarına saygı gösterilerek merkezi yönetimle koordineli şekilde yapılmalı."
15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilişkilerimizi normalleştirmeye çalıştığımız Rusya ve İran'ın, toprak bütünlüğünden yana olduğuz Suriye'nin resmi açıklamaları bunlar.
15 Temmuz darbesini en üst ağızdan "internet oyunu zannettik" diyen, yaşanan olayları "güzel hikaye" şeklinde ifade eden, FETÖ elebaşı Gülen'i iade etmeyeceği belli olan, Trump'ın ifadesiyle 13 CIA üst düzey personeliyle darbeye üst düzey katkı sunan, darbecilere "Türkiye'deki muhataplarımız" diyen ABD'nin ipiyle Cerablus'un ateşten kuyusuna indik.
Hem de Erdoğan'a darbeyi önceden haber veren, taziye için ilk arayan, Milli Paralarla Ticaret'le, Türk Akımı'yla, turizmle, dış ticaretle bize uçağını düşürmemize rağmen dost elini uzatan Rusya'ya, toprak bütünlüğünü savunduğumuz Suriye'ye çalım atarak?
Ankara'ya gelen Yahudi Barzani, Ortadoğu coğrafyasını kastederek, "Bölgede büyük değişimler kapıda" dedi. Bunun anlamı "Irak'ın, Suriye'nin ve de Türkiye'nin toprak bütünlüğü kalmayacak" demektir. Büyük İsrail hedefli Büyük Kürdistan kurulacak anlamında?
Görünen o ki, bir türlü taşeronluğundan kurtulamadığımız iradeler uğruna daha çok bedel ödeyeceğiz.
"Aman bu Türk milleti çözümle, Milli Ekonomi Modeli'nin projeleriyle, modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'la buluşmasın" diye verilen mücadele, Sayın Baş'ı gizleme gayretleri uğruna başımıza daha neler gelecek kim bilir? Göz göre göre bu inat nedir böyle?
Unutmayalım ki, hepimiz bu gemideyiz; batarsa hepimiz boğuluruz, kurtulursa hepimiz kurtuluruz. Bırakalım da artık bu millet çözümle buluşsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025