AKP vergi yükünü fakirin sırtına yıktı

Vergi ve zammın AKP ekonomi modelinin temel hareket noktası olduğunu her platformda ifade ediyoruz. Her geçen gün bu düşüncenin daha da doğrulandığı anları yaşıyoruz. En son elektriğe gelen yüzde 9 ve doğalgaza gelen yüzde 9,8 lik zamlar, beceriksiz bir ekonomi yönetiminin faturasının halka ödetilmesidir. Bütçenin açık vermesinin sorumluluğunu üstlenmeyenler çareyi yine fakirin sırtına binerek halletme yoluna gittiler.
Halbuki demokrasi hata yapanın sorgulandığı ve istifa mekanizmasının işletildiği bir rejim değil mi? Bırakın sorumluların istifa etmesini, ekonomiden sorumlu olması gerekenler “Zamlar halkın iyiliği ve huzuru için yapılmakta olup, yapılmaması halinde maazallah Yunanistan veya İspanya gibi oluruz” diyerek aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyorlar.
Bir taraftan ekonominin büyüdüğü ifade edilirken diğer taraftan kurumlar ve gelir vergisi tahsilatlarının toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 30’u ancak buluyor. Geriye kalan yüzde 70’lik kısım tüketim üzerinden alınan vergilerle hallediliyor. Tüketim vergileri başta ÖTV, KDV olmak üzere ikamesi mümkün olmayan elektrik, su, tekel ürünleri, akaryakıt, doğalgaz, gıda gibi mal ve hizmetlere zamlar vasıtasıyla halkın cebinden direkt olarak çekiliyor. Tüketicinin gelir düzeyinin bu vergilerle hiçbir ilgisi yoktur. Tahsilatı çok kolay ve hızlıdır. Bir ara benzin istasyonları işletenler “biz vergi dairesi değiliz” diyerek tepkilerini dile getirmişlerdi, ama nafile.  
Yani dolaylı vergiler:
Çok kolay alınır. Zengin-fakir ayırımı yapmaz.
Bir iki gün tepki çeker sonra halk unutur gider. Zaten yandaş medya sayesinde unutturulur
Siyasetçiler dolaylı vergilerin bir nimet olduğu hususunda halkı ikna etmeye çalışır
Hemen sisteme girdiği için o dönemin ekonomik göstergelerini iyileştirir.
Bir de rantiyeyle ve bankacılık kesimini bu konuda rahatsız ederek bu kulvarda bilek güreşi tutmaktansa dolaylı vergilerle halktan toplanacak paralarla bütçe açıklarını kapatmanın siyasi riskleri, iktidar açısından daha avantajlı görünmektedir.  
Vergi ve zamlar halkı inim inim inletirken Sayın Başbakan 4. AKP kongresinde yaptığı konuşmada bu konuda tatmin edici bir açıklama yapmadı. Gündeminde 2023 ve 2071 vardı. Ancak vatandaş 59 yıl sonrasını değil hemen yarın problemlerinin çözümünü bekliyor. 59 yıl sonra nüfus istatistiklerinden yola çıkarsak şu anda çalışma yaşında olanların çoğu hayatta olmayacak.
59 yıl sonrasına hedef gösteren bir anlayışın, 59 gün hatta 59 saat sonrası için bir planının bulunmamasının çelişkisini düşünmek gerekir. Borcunu ödemek istemeyen birinin 59 yıl sonra ödeme vadesi vermesi veya çözümü olamayan bir yöneticinin “bugünden yarına çözümüm yok. Ama siz beni hele 59 yıl sonra görün” anlayışı topu taca atmaktır. Nasrettin Hocanın “ben senin gençliğini de bilirim” cevabını da hak etmektedir.