Erdoğan, kendi gibi düşünmeyen, isteklerine itiraz eden, politikalarını kabul etmeyen insan ve sosyal yapılanmaları marjinal, fitne odağı, demokrasinin önünde engel vs. olarak tariflendiriyor. Erdoğan’ı en çok kızdıranlar ise kendi tarafına taşıyamadığı medya grupları ve bazı yazarlar. Hatırlıyorsunuz! İleri demokrasinin mucidi Erdoğan, gazete patronlarına, parasını verdiğin yazarına sahip ol. Öyle kafasına göre atıp, kesmesin, manasında uyarılar yapmıştı. Medyanın büyük bir kesimi bu emri zaten 10, 12 yıl öncesinden almıştı. Yandaş diye tabir ettiğimiz medyanın içinde birde ayrı bir yere sahip olan “Candaş” medya var.Candaş medya her daim Milli Görüş ideolojisinin sesi olmuştur. Milli görüşten yetişme ve 11 yıldır iktidar da olan Erdoğan, Milli Görüşü, “KAPİTALİZMİN MİNYATÜRÜ” olarak tarif etmişti. Bugünkü Milli Görüş anlayışı ise Erdoğan hükümetlerini (kendilerince) iyi bir şeyler yaptığında; Bak! Bunları biz yetiştirdik” havasına giren, yine Erdoğan (kendilerince) yanlış yaptıkları zamanda, Rahmetli Erbakan şöyle yapardı, diye her daim şekil değiştiren ama sanki bu ülkede başka doğru yokmuş gibi Erbakan ve Erdoğan arasında gidip gelen bir anlayış olmuştur. Mesela; Açılım sürecinde Erdoğan’ın yılmaz destekçisi olan bu anlayış, Mavi Marmara söz konusu olunca “ya! Böyle de olmaz ki” mantığını sergilemişti. Milli Gazete yazarlarından M. Şevki Eygi’nin 8 Haziran tarihli yazısı çok ilginçti. Sayın Eygi, bir taraftan Taksim olaylarına ve göstericilerine, “daha ne istiyorsunuz” diye sitem veya üstü kapalı kızgınlık sergilese de, asıl Milli Görüş talebelerinin yönettiği ülkemizin ne hale geldiğini de farkında olmadan deşifre ediyordu… İşte o yazıdan…“Bu gürültücü, vurup kırıcı kalabalıklar ne istiyor? Demokrasi ve laiklik mi? Bildikleri gibi yaşamak mı? Hürriyet mi? Bunların hepsi yok mu Türkiye’de? ...İçki yasaklanacakmış… Yalan yalan yalan… Türkiye şu anda kocaman bir meyhanedir sanki. Zina mı istiyorlar? Türkiye, şu anda M. Kemal devrinden bile ileridir zina konusunda, çünkü yeni Ceza Kanununda zina suç değildir artık.* * *Atatürk, İsmet, Celal Bayar zamanında yasak olan Komünist Partisi bile kuruldu. Atatürk’ü devirmek isteyen Nazım’ı, en çok Atatürkçüler seviyor.Öyle bir demokrasi var ki bizde dinsizlik, densizlik, donsuzluk bile serbest. 1924’ten bu yana Türkiye’de bugünkü kadar demokrasi, çoğulculuk, serbestlik olmamıştır.Bir adamla bir kadın beraber yaşamaya karar veriyorlar. Nikâh mikah yapmadan yaşıyorlar. Çocukları oluyor, nüfusa kayt ediliyor… M. Kemal, İsmet zamanında böyle bir şey olabilir miydi?M. Kemal ve İsmet zamanında bira bile ruhsatla satılabiliyordu. Şimdi limonata, gazoz çay gibi satılıp, içiliyor serbestçe.* * *Evet, daha ne istiyorlar?Evet, tekrar açık açık soruyorum: Bu memlekette içki, fuhuş, zina, dinsizlik, densizlik, heykel, resmî ideoloji, açık saçıklık, bikini mayo, dans, bale, nikâhsız karı koca hayatı, her şey varken, bunca hürriyet ve serbestlik içinde daha istiyorlar, niçin ortalığı velveleye veriyorlar?Türkiye diktatörlüğe kayıyormuş… Kuyruklu yalan! ... Bendeniz çocukluğumda yaşadım, bizde diktatörlük İsmet zamanında vardı. Hani şu nâm-ı diğer Millî Şef. 1946’ya kadar tek parti vardı. Seçimlerde oylar açıkta verilirdi, gizli sayılırdı ve yüzde 99,9 tek parti kazanırdı. Bunu tenkit edeni ne yaparlardı? Anasını ağlatırlardı.Fazla arpa merkepleri azdırırmış. Fazla demokrasi ve hürriyet de birilerini azdırıyor.”Eygi’nin o günkü ikinci yazısının başlığı ise “Müminler, Kâfirleri Dost ve Veli Edinemez” şeklindeydi. Evet, yazı biraz daha uzun… Yazmadığım kısımlarda ise bu zihniyetin hayat kaynağı var. Yani her daim ısıtıp ısıtıp milletin önüne sürdükleri, cumhuriyet ve kurucularına tenkitler, diyeyim ben.Dikkat ettiniz! Bu yazıda hem hükümeti eleştiri hem de bir sahiplenme var. Yine geçmişe üstü kapalı bir övgü yapılırken aynı zamanda eleştirinin ötesi de var. Yine gençliğe, daha ne istiyorsunuz, denilirken aynı zamanda bu gençliği bir aşağılama da var. Şimdi ben soruyorum; Sayın Eygi! Hep din, din diye meydanları ayağı kaldırıp, milleti ayrıştırıyorsunuz ya! Yukarıda fotoğrafını çizdiğiniz Türkiye’yi kim yönetiyor ve bu yöneticilerin icraatlarına din ne diyor? Bu icraatları yapanları din nasıl tasvir ediyor? Fazla uzatmadan! Yazınızın ikinci kısmının başlığına binaen, bu ülkede kimler “kâfirleri, dost ve veli edindiler”? İsim vererek söyleyebilir misiniz? Kopya vereyim; Kadim dostum…
Akın Aydın / diğer yazıları
- Keşke Filistin’i unutsaydınız Bilal Bey! / 03.01.2025
- Bu devlet ‘bebek katilinin’ himmetine muhtaç değildir / 02.01.2025
- Yeni yıla ve rahmet aylarına Ehl-i Beyt ile girmek / 01.01.2025
- Türkiye’deki cinayetlerden kim sorumlu? / 30.12.2024
- Peygamberimiz hayattayken de adına yalan söylenmişti / 29.12.2024
- Emekliler de Saray sofrasında çarpıldı / 28.12.2024
- Hüseyin Baş tabuları yıkıyor, ezberleri bozuyor / 27.12.2024
- Hüseyin Baş’tan Atatürk duruşu / 26.12.2024
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024
- Bu devlet ‘bebek katilinin’ himmetine muhtaç değildir / 02.01.2025
- Yeni yıla ve rahmet aylarına Ehl-i Beyt ile girmek / 01.01.2025
- Türkiye’deki cinayetlerden kim sorumlu? / 30.12.2024
- Peygamberimiz hayattayken de adına yalan söylenmişti / 29.12.2024
- Emekliler de Saray sofrasında çarpıldı / 28.12.2024
- Hüseyin Baş tabuları yıkıyor, ezberleri bozuyor / 27.12.2024
- Hüseyin Baş’tan Atatürk duruşu / 26.12.2024
- Türkiye’yi batırdı ama Suriye’yi ayağı kaldıracak! / 25.12.2024
- Bu sorumluluğu tarih değil ABD yükledi / 23.12.2024