Meltem Koleji'ne oynanan oyunu deşmeye devam ediyoruz. Çünkü bu, ülkede milletin emanet ettiği kamu görevinin sorunsuz ve art niyetli insanların elinde nasıl bir haksızlığa, zulme ve millete ihanete varabileceğini gösteren ibretlik bir olaydır.
1000 öğrencisiyle Türk Milli Eğitimi'ne hizmet veren bir okulun yalan ve iftiralarla dolu düzmece belgeleri mesnet kabul eden kasıtlı müfettiş raporları ile kapatılmak istenmesi, bu başarılamayınca, mahkemeyi yanlış yönlendirmek için bu sahte belgelerin kamu görevlilerince mahkeme dosyasına konarak hukuku yanıltmalarının çarpıcı hikayesidir.
Şimdi bu tezgahı kuranlara buna bakanlığı alet edenlere soracak sorularımız var.
Olayı çorap söküğü gibi çözmek ve sahtekarlığın failini bulmak için aşağıdan yukarıya kadar olayda rol oynayan kişilerin konumlarını gözden geçirelim ve sora sora bulalım.
Bakanlığın İlköğretim müfettişleri okulun inşaat yapısının standartlar yönergesine uygun olduğuna karar verdiği halde, İçişleri Müfettişi Hamit Yüksel ve Baki Kestek başkanlığında gelen teftiş ekibi, aynı konuda eksikler tespit ettiklerini iddia etmişlerdir. Neden acaba?
Hamit Yüksel ve Baki Kestek iyi bir inşaat uzmanı, gözünden bir şey kaçmadı diyelim. Tuvalet havalandırma deliğinin yetersiz olması kapatma sebebi mi? Bu müfettişlerin en az bayındırlık ve inşaat kuralları kadar hukuk kurallarına da bağlı olmaları gerekmiyor mu?
Neden ihtar edip düzeltme fırsatı vermek yerine binlerce öğrenciyi mağdur etmeyi göze alarak kapatma kararı verdiler acaba?
Aynı müfettişler İlçe Milli Eğitim Müdürü Muzaffer Morgül'ü hemşehricilik yaparak okulu kayırmakla suçluyorlar. Peki okulu kapatmak için ellerinde mühür dolaşan bu beyler madem öyle İlçe Müdürü için neden bir işlem yapılmasını istemezler?
Bu soruyu hayret ve şaşkınlık içinde İlçe Milli Eğitim Müdürü bile soruyor ve "Böyle şey olamaz. İddia asılsız ama madem iddia ediyorlar neden benle ilgili soruşturma açmadılar" diye söylenmekten kendini alamıyor. Birilerinin inşaat işlerinde uzman olduğu gibi, birilerinin de evrakta sahtecilik konusunda uzman olduğu anlaşılıyor.
Bu uyduruk gerekçelerle okulun kapatılmayacağını, kapatsalar bile yargının dur diyeceğini bilen birileri sağlam çalışmış. Bir de okuldan 8 öğretmenin adına okulda Atatürk ilkelerine aykırı eğitim verildiğine dair düzmece dilekçeler tanzim etmişler.
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilköğretim müfettişleri tek tek öğretmenlerin ifadelerini alır ve iddiaların asılsız olduğuna karar verir. Ama ne hikmetse inşaat konusunda hayli uzman Yüksel-Kestek ikilisi evrak konusunda o kadar uzman gözükmemekte. Öyle olsaydı hiç sahte evrakı işleme koyarlar mıydı?
Bu sahte evrakın ciddi ciddi müfettiş raporlarına girmesi de enteresan.
Sahte dilekçelerin kaymakamlığa verildiği anlaşılmakta. Ama bu dilekçeler aşağıdan yukarıya mı yoksa yukarıdan aşağıya mı işleme kondu orası biraz karışık. Ama bütün düğüm de burada. Bu düğümü çözmeden Meltem Kolejleri'ni linç etmek isteyen bilenmiş iradeyi bulmak imkansız.
1000 öğrencisiyle Türk Milli Eğitimi'ne hizmet veren bir okulun yalan ve iftiralarla dolu düzmece belgeleri mesnet kabul eden kasıtlı müfettiş raporları ile kapatılmak istenmesi, bu başarılamayınca, mahkemeyi yanlış yönlendirmek için bu sahte belgelerin kamu görevlilerince mahkeme dosyasına konarak hukuku yanıltmalarının çarpıcı hikayesidir.
Şimdi bu tezgahı kuranlara buna bakanlığı alet edenlere soracak sorularımız var.
Olayı çorap söküğü gibi çözmek ve sahtekarlığın failini bulmak için aşağıdan yukarıya kadar olayda rol oynayan kişilerin konumlarını gözden geçirelim ve sora sora bulalım.
Bakanlığın İlköğretim müfettişleri okulun inşaat yapısının standartlar yönergesine uygun olduğuna karar verdiği halde, İçişleri Müfettişi Hamit Yüksel ve Baki Kestek başkanlığında gelen teftiş ekibi, aynı konuda eksikler tespit ettiklerini iddia etmişlerdir. Neden acaba?
Hamit Yüksel ve Baki Kestek iyi bir inşaat uzmanı, gözünden bir şey kaçmadı diyelim. Tuvalet havalandırma deliğinin yetersiz olması kapatma sebebi mi? Bu müfettişlerin en az bayındırlık ve inşaat kuralları kadar hukuk kurallarına da bağlı olmaları gerekmiyor mu?
Neden ihtar edip düzeltme fırsatı vermek yerine binlerce öğrenciyi mağdur etmeyi göze alarak kapatma kararı verdiler acaba?
Aynı müfettişler İlçe Milli Eğitim Müdürü Muzaffer Morgül'ü hemşehricilik yaparak okulu kayırmakla suçluyorlar. Peki okulu kapatmak için ellerinde mühür dolaşan bu beyler madem öyle İlçe Müdürü için neden bir işlem yapılmasını istemezler?
Bu soruyu hayret ve şaşkınlık içinde İlçe Milli Eğitim Müdürü bile soruyor ve "Böyle şey olamaz. İddia asılsız ama madem iddia ediyorlar neden benle ilgili soruşturma açmadılar" diye söylenmekten kendini alamıyor. Birilerinin inşaat işlerinde uzman olduğu gibi, birilerinin de evrakta sahtecilik konusunda uzman olduğu anlaşılıyor.
Bu uyduruk gerekçelerle okulun kapatılmayacağını, kapatsalar bile yargının dur diyeceğini bilen birileri sağlam çalışmış. Bir de okuldan 8 öğretmenin adına okulda Atatürk ilkelerine aykırı eğitim verildiğine dair düzmece dilekçeler tanzim etmişler.
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilköğretim müfettişleri tek tek öğretmenlerin ifadelerini alır ve iddiaların asılsız olduğuna karar verir. Ama ne hikmetse inşaat konusunda hayli uzman Yüksel-Kestek ikilisi evrak konusunda o kadar uzman gözükmemekte. Öyle olsaydı hiç sahte evrakı işleme koyarlar mıydı?
Bu sahte evrakın ciddi ciddi müfettiş raporlarına girmesi de enteresan.
Sahte dilekçelerin kaymakamlığa verildiği anlaşılmakta. Ama bu dilekçeler aşağıdan yukarıya mı yoksa yukarıdan aşağıya mı işleme kondu orası biraz karışık. Ama bütün düğüm de burada. Bu düğümü çözmeden Meltem Kolejleri'ni linç etmek isteyen bilenmiş iradeyi bulmak imkansız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014