Adli yıl açıldı. Gerek açılış töreninde, gerek bu törendeki konuşmalarda yapılan vurgulara, üstü kapalı tehdit ve hedef göstermelere, katılanlara ve de katılmayanlara bakınca; evet, adli yıl başladı ama adalet tatilden dönmedi, diyebiliriz.
Adli yıl konuşmalarında başta Sayın Erdoğan olmak üzere yüksek yargı mensupları ve de siyasiler dün olduğu gibi bugün de, 'kuvvetler ayrılığı ilkesinden, hukuk devletinden, hukuktan asla taviz verilmeyeceğinden, kanunlar karşısında herkesin eşit olduğundan' vs. bahsediyorlar. Bir de yargıda reformdan bahsediliyor.
Oysa sahaya bakınca, ne tas değişmiş ne de hamam diyorsunuz…
Ülke gündemine bakın! Ortalık kaynıyor. Herkes birbirini itham ediyor ve bu ithamların muhatabı yargı. Nerde bu yargı?
Örneğin Adana'nın yeni seçilen belediye başkanı elinde bir sürü belge ve videolarla kameraların karşısına çıktı.
Belge ve görsellerle kendinden önceki başkanın hangi kalemlerde, ne kadar yolsuzluk (!) yaptığını, kamuyu zarara uğrattığını vs. anlattı.
Ortada büyük bir yolsuzluk iddiası var. Konu artık siyasi polemik olmaktan çıkmıştır. Yargının konuya müdahil olması gerekir. Ama yargı ortada yok.
* * *
Örneğin Küçükçekmece'de AKP'den iki dönem belediye başkanlığı yapmış Aziz Yeniay hakkında inanılmaz iddialar, vatandaşların şikâyetleri var. Bu şikâyetler yargıya da taşınmış. Ama İçişleri Bakanlığı soruşturmayı durdurmuş.
Kuvvetler ayrılığı, kanun karşısında herkes eşittir, ak ile karayı ayırt etmek lazım gibi cümleler ne olacak?
* * *
Ankara belediyesi 25 yıl aradan sonra el değiştirdi. Yeni başkan elinde belge ve rakamlarla, geçmiş dönemlerde neler yapıldığını anlatıyor. Belediyenin yani halkın parasının talan edildiğini iddia ediyor. Rakamlar korkunç!
Siyasi polemiklere ve de halkın kindarlaşmasının önüne geçmek için yargının bir an önce konuya müdahil olması ve ortada bir suç, yolsuzluk, haksızlık varsa bunu karara bağlaması lazım değil mi?
Eğer ortada suç oluşturan bir şey yoksa itham ve iftiracılara gerekli cezayı vermesi lazım değil mi?
Nerde yargı?
* * *
Ya da İstanbul! Aynı söylemler, aynı iddialar, müthiş rakamlar ortalıkta dolaşıyor.
Yargı nerede, sorusundan önce iktidar partisi bu iddiaları, 'bize iftira atıyorlar, siyasi rant peşindeler' gibi sebeplerle neden bizzat yargıya götürüp hem kendini aklamıyor, hem de iddia sahiplerini iftiracı konumuna düşürmüyor?
Neden?
* * *
Ya da kayyum atanan belediyeler. Herkes konuşuyor. İktidar partisi, küçük ortağı bu belediye başkanlarını ve onlara destek olanları direkt hain, terör besicisi, terörist sevicisi olarak damgalıyor.
Ve bu başkanların, terör örgütü ile maddi, manevi ilişkilerine dair onlarca iddiada bulunuyor.
Kayyum kararına itiraz edenler ise 'halkın iradesinden, seçilmişlikten ve madem bu kişiler terör örgütü ile ilişkileri vardı neden seçilme izni verildi' diye soruyorlar.
Ortada müthiş bir siyasi rantlaşma ve daha tehlikeli olarak da milleti kindarlaştırma süreci yaşanıyor.
Oysa konu artık yargının konusu! Ama yargıdan başka herkes konuşuyor. Demek ki, adli yıl açıldı ama adalet tatilden dönmedi.
* * *
Çıtayı halkın içine indirelim. Birkaç gün önceki haber; eşler ayrılmış. Uzaklaştırma kararı var. Ve eski koca, eski eşinin kaldığı eve gidiyor. Ama eve girmeden yakalanıyor. Çantasında tabanca, ip, bıçak vs. bulundu. Mahkemece tutuklandı.
Bir başka ilde 10 çocuğunun annesini öldüresiye döven ve komalık eden koca tutuklanıyor, mahkemeye çıkarılıyor ve serbest bırakılıyor.
Bir başka ilde eski eşini 18 yerden bıçaklayan şahıs tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bu vahim tablolara örnek olacak onlarca demiyorum, yüzlerce de demiyorum yüz binlerce örnek var.
Ses ver adalet! Neredesin?
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025