Yüce Allah, 'adaleti' tavsiye değil emrettiğini birçok ayetinde bildirmiştir. Birini hatırlarsak, "Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın): çünkü Allah ikisine de daha yakındır.
(Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarptırırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Nisa 135)
Peygamber Efendimizin de (s.a.a.v) adalet üzerine yüzlerce vurgusu vardır.
Bir gün varlıklı bir kabile olan Mahzunoğulları kabilesinden Fatıma adında bir kadın hırsızlık yapmıştı. Bu kadının cezalandırmaması için ashaptan Hz. Zeyd'i, Peygamberimiz yolladılar. Bu duruma çok kızan ve üzülen Hz. Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
"Nasıl oluyor da bazı kimseler, Allah'ın kanunu karşısında aracı olmaya kalkışıyor. Sizden öncekilerin mahvolmasının sebebi şudur: İçlerinden varlıklı kimselerden ve ileri gelenlerden birisi hırsızlık yapınca, onu serbest bırakıyor, zayıf ve fakir bir kimse hırsızlık yapınca, onu cezalandırıyorlardı. Allah'a yemin ederim ki Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı, onun da cezalandırırdım."
İmam Ali ne demişti? "Adalet, mülkün temelidir. Devletin dini adalettir."
Atalarımız ne demişti? "Mahkeme kadıya mülk değildir."
Başka? "Sultan Süleyman'a kalmayan dünya sana da kalmaz."
Nallıhan'a kadı olarak atanmıştı Yunus. Taptuk Emre ile karşı karşıya gelmişlerdi. Yunus Efendi kanunlardan bahsediyordu.
Adalet, kadıya mı göredir, diye sormuştu Taptuk Emre ve şöyle devam etmişti: "Adalet değişmez, Yunus Efendi! Adalet bir kutup yıldızıdır. Her şey etrafında dönerken, o yerinde sabit durur."
Geciken adalet adaletsizliktir!
"Adalet; suçu, suçluyu aramak değil, adalet sonuna kadar masumiyeti aramaktır."
Kadı Yunus, Yunus Emre olduktan sonra ise şöyle demişti: "Sanma ki zalimin ettiği kârdır, mazlumun ahı indirir şahı, her şeyin bir vakti vardır."
Gelelim AKP dönemindeki adalete
İsminde 'adalet' kavramı olan AKP 21 yıldır adalet sisteminde de bir dikiş tutturamadı. Lafı uzatmaya gerek yok. İşte birkaç örnek!
Hatay Akçaova Köyü'nde bir öğretmen 5 yıl boyunca 10 öğrenciyi istismar ediyor. Bu istismarları kayıt altına alıyor ve pazarlıyor. Hamile kalan bir çocuk kürtaj ediliyor.
Yakalanan zanlı mahkemeye çıkarılıyor ve 158 yıl hapsi isteniyor. Mahkeme tutuksuz yargılama başlığında tahliye kararı veriyor.
Karar duruşmasında tekrar tutuklama çıkıyor ama zanlı çoktan kayıplara karışıyor.
Eski bakan Süleyman Soylu ile boy boy fotoğrafları çıkan, aylarca gündemden düşmeyen, nihayetinde yurt dışında yakalanıp ülkemize getirilen ve 400 bin kişiyi 2 milyar lira dolandırma iddiasıyla yargılanan Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'e 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Ardından da hükmün açıklanması geri bırakılarak serbest bırakıldı.
Anayasa'ya göre Sayın Erdoğan 3. kez aday olamazdı. Hakim Ahmet Çakmak da, Erdoğan'ın 3. kez adaylığına itiraz etti. HSK'da bileti keserek meslekten ihraç edildi.
Nusaybin İlçe Terör Büro amiri Ünal Uyar, yağma, rüşvet, icbar suretiyle irtikap ve tehdit, denetim görevini ihmal ederek zimmet veya irtikaba neden olmak suçlarından tutuklu yargılanıyordu.
Ama mahkeme, 'kaçma şüphesi yok' diyerek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. O şahısta kaçtı.
Ukrayna'da, MİT'in yakalandığı Hablemitoğlu suikastı sanığı Gökhan Nuri Bozkır, Türkiye'ye getirildi.
Hakim karşısına çıkarıldı ve hakim, 'tutuksuz yargılanmasına' hükmetti. O da kaçtı. Aynen Reza Zarrab gibi. Aynen Adil Öksüz gibi. Aynen Sezgin Baran Korkmaz gibi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, görevinin ilk ayında Gülen cemaatine yönelik soruşturmalar kapsamında 513 operasyon düzenlendiğini ve gözaltına alınan 748 kişiden 130'unun tutuklandığını açıkladı.
Ama!
Bylock'ta bin 454 kaydı, Bank Asya'da birden fazla hesabı çıkan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un kardeşi Yahya Tunç'un dosyasını kapatan İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı gerekçelerle başka sanıklara ceza yağdırdı.
Şimdi soralım: Mahkeme kadıya (hakime) mülk olur mu?
İktidar koltuğunda oturanlar baki kalır mı?
Sultan Süleyman'a kalmayan dünya,
Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün.
Nice bin senedir çürüyen canlar,
Hakk'ın emri ile dirilir bir gün.
Ne güzel yapıdır Cennet yapısı,
Çok aradım, görünmedi kapısı.
Benim korktuğum yol Sırat Köprüsü,
Cehennem üstüne kurulur bir gün.
Karşıki dağlar da karlı dağ olsa,
Çevre yanı mor sümbüllü bağ olsa,
Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa,
Yakasız gömleğe sarılır bir gün.
Bu dünyada adem oğluyum dersin,
Helâli, haramı seçmeden yersin,
Yeme el malını, er geç verirsin,
İğneden ipliğe sorulur bir gün.
Gökte yıldızların önü terazi,
Ülker ile aşar gider birazı.
Yarın mahşerde de sorarlar bizi,
Hak mizan terazi kurulur bir gün.
Karac'oğlan der ki: Konup göçersin,
Ecel şerbetini bir gün içersin,
Sırat Köprüsü'nden sonu geçersin,
Amelin eline verilir bir gün." (Karacaoğlan)
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025