Her doğru işin ana dayanağı adalettir. Adaletsiz bir hayat kargaşa ve terör yaratır, güçlüler her zaman güçsüzlere galip gelir ve onların haklarını, hürriyetlerini, yaşamsal ve düşünsel özgürlüklerini yok sayarlar.
Türkiye'nin en büyük problemleri; eğitim, adalet, sağlık ve milli gelirin adaletli bir şekilde paylaşılamamasıdır. Adalet, özel ve tüzel kişilerin özel ve tüzel kişilere karşı, özel ve tüzel kişiler ile devletin karşılıklı hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasıdır. Adalet olmadıkça veya yetersiz kaldıkça kesinlikle adil ve fırsat eşitliğine dayalı çağdaş bir eğitim düşünülemez. Eğitimin alfabesinde eşitsizlik ve adaletsizlik varsa o eğitim kesinlikle verimli ve yeterli olamaz.
Yine adalet yetersiz kalıyorsa çağdaş ve verimli bir sağlık hizmeti verilemez. Sağlık hizmetinde de en önemli faktör adil bir tedavi sistemidir.
Her vatandaşa en önemli kişisel hakkı olan yaşama hak ve imkanının asgari maddiolanaklara sahip olsa bile sağlanması esastır.
Milli gelir bütün vatandaşlar arasında akıl, beceriklilik, sermaye, teşebbüs ve çalışma oranında asgari yaşam standartlarını sağlamak koşuluyla eşit olarak paylaşılmalıdır. Burada en önemli husus asgari yaşam standartlarının en yoksul vatandaşlara dahi sağlanabilmesidir. Tabiidir ki, sermayesi, becerisi, çalışkanlığı ve yeteri derecede bilgisi olan daha iyi şartlarda yaşam sürdürmeyi hak edebilecektir. Bu durum rekabeti arttırıcı bir faktör olarak değerlendirilmektedir.
Nasıl bir adalet?
Dünyada yaşayan bütün varlıkları da kapsayan bir adalet sistemi. O milli sınırlar içinde yaşamakta olan bütün canlılara eşit davranılması, Türk milleti adına yapılmakta olan yargılamada bu Misak-ı Milli sınırları içindeki topraklarda yaşamakta olan bütün vatandaşlardan ve yaratılmışlardan herhangi birinin dahi mağdur olmasına, hakkının yenmesine sebep olmayacak bir yargı sistemi.
Bu arada şu hususu kişisel değer yargılarım ve düşüncem yönüyle belirtmek istiyorum.
Türkiye'de Türk Milleti adına yapılmakta olan duruşmalarda çok az bir ihtimal dahi olsa yapılabilecek olan bir adaletsizliğe ortak olmak istemiyorum.
Büyük Türk Milleti adına yapılmakta olan duruşmaların ne kadar iddialı bir ifade kavramı içinde olduğu iyice düşünülmeli ve ona göre değer biçilmelidir.
Adaletin sağlanmasında en önemli faktör bütün insanlar tarafından diğer canlıların hak ve özgürlüklerinin bilinmesi ve saygı gösterilebilmesidir. Adaletin ve yargı sisteminin niçin ve neden gerektiğinin çok iyi bir şekilde yorumlanması çok önem kazanmaktadır. "Yargı ve adalet sistemi neden gereklidir ve nasıl olmalıdır" sorusuna mükemmel bir araştırma ve inceleme sonucunda cevap bulunmalıdır.
Öncelikle insanları yargılanmaya iten sebepler üzerinde önemle durulmalıdır. Hangi suçlardan ne kadar kişinin yargılandığı ve sonuçlarının ne olduğu bilgisayar otomasyon sistemi ile her an tespit edilebilecek bir sistem kurulmalı ve bu bilgilere her istendiğinde ulaşılabilmelidir. Orta Öğretimdeki hukuk derslerinde öğrencilere hangi konuların öğretilmesi gerektiğinin bilimsel bir şekilde tespit edilebilmesi maksadıyla adli istatistik sonuçları çok önem kazanmaktadır. İstatistik sonuçlarına göre en çok problem olan adli hususlar ünite başlıklarının tespitinde bilimsel veri olarak kullanılabilir. Ders programlarının hazırlanmasında esas sorumluluk Hukuk Fakültelerinde olmalıdır.
İnsanların birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini belirten yasaların ve yargı sisteminin yargılanma ihtimali bulunan bütün vatandaşlarca (ki herkesin yargılanması kaçınılmaz olabilir) çok iyi bir şekilde benimsenmesi ve bilinmesi çok önemli bir faktördür kanaatindeyim. Bu konuda üniversite eğitimine kadar olan eğitim safhasında vatandaşlara, ilerdeki yaşamları boyunca başlarına gelebilecek hukuksal olaylar hakkında yeteri kadar bilgi ve eğitim verilmelidir.
Her vatandaş insan hak ve hürriyetlerine aykırı bir davranış içinde olduğunda mağdur tarafın hak ve hürriyetlerini koruyacak ve kollayacak tarafsız bir adalet sisteminin mevcut olduğunu bilmelidir. Her vatandaş yaşadığı ülkede bir hukuk sistemi; bu sistem içinde kanunları hazırlayan ve koyan bir Millet Meclisi, bu kanunlar doğrultusunda uygulama yapan emniyet teşkilatı, bilirkişilik sistemi, savcılıklar, savunma avukatları, mahkemeler, yargıç, Yargıtay vb. gibi diğer bütün hukuksal kademelerin ne ve görevlerinin ne olduğunu bilmek ve öğrenmek hakkına sahip ve zorunlu olmalıdır. Yargı anında "Ben bunun böyle olduğunu bilseydim, bu hatayı kesinlikle yapmazdım" tarzında bir ifade mazeret teşkil etmemelidir.
O halde tüm adalet sistemi hakkında orta öğrenim safhasında bütün vatandaşlar bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir. Lise 1, 2 ve 3'ncü sınıflarda adalet ve hukuk dersi verilmesi, insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir yaşam standardı için olmazsa olmazdır. Her özel ve tüzel kişilik kendi hak ve özgürlüklerini çok iyi bilmeli ne zaman bir başka kişiliğin hak ve özgürlüğü alanına girdiğini çok iyi bilmeli ve kendisine nasıl davranılmasını arzu ediyorsa ve düşünüyorsa, aynı şekilde davranmalı ve düşünmelidir.
Türkiye'nin en büyük problemleri; eğitim, adalet, sağlık ve milli gelirin adaletli bir şekilde paylaşılamamasıdır. Adalet, özel ve tüzel kişilerin özel ve tüzel kişilere karşı, özel ve tüzel kişiler ile devletin karşılıklı hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasıdır. Adalet olmadıkça veya yetersiz kaldıkça kesinlikle adil ve fırsat eşitliğine dayalı çağdaş bir eğitim düşünülemez. Eğitimin alfabesinde eşitsizlik ve adaletsizlik varsa o eğitim kesinlikle verimli ve yeterli olamaz.
Yine adalet yetersiz kalıyorsa çağdaş ve verimli bir sağlık hizmeti verilemez. Sağlık hizmetinde de en önemli faktör adil bir tedavi sistemidir.
Her vatandaşa en önemli kişisel hakkı olan yaşama hak ve imkanının asgari maddiolanaklara sahip olsa bile sağlanması esastır.
Milli gelir bütün vatandaşlar arasında akıl, beceriklilik, sermaye, teşebbüs ve çalışma oranında asgari yaşam standartlarını sağlamak koşuluyla eşit olarak paylaşılmalıdır. Burada en önemli husus asgari yaşam standartlarının en yoksul vatandaşlara dahi sağlanabilmesidir. Tabiidir ki, sermayesi, becerisi, çalışkanlığı ve yeteri derecede bilgisi olan daha iyi şartlarda yaşam sürdürmeyi hak edebilecektir. Bu durum rekabeti arttırıcı bir faktör olarak değerlendirilmektedir.
Nasıl bir adalet?
Dünyada yaşayan bütün varlıkları da kapsayan bir adalet sistemi. O milli sınırlar içinde yaşamakta olan bütün canlılara eşit davranılması, Türk milleti adına yapılmakta olan yargılamada bu Misak-ı Milli sınırları içindeki topraklarda yaşamakta olan bütün vatandaşlardan ve yaratılmışlardan herhangi birinin dahi mağdur olmasına, hakkının yenmesine sebep olmayacak bir yargı sistemi.
Bu arada şu hususu kişisel değer yargılarım ve düşüncem yönüyle belirtmek istiyorum.
Türkiye'de Türk Milleti adına yapılmakta olan duruşmalarda çok az bir ihtimal dahi olsa yapılabilecek olan bir adaletsizliğe ortak olmak istemiyorum.
Büyük Türk Milleti adına yapılmakta olan duruşmaların ne kadar iddialı bir ifade kavramı içinde olduğu iyice düşünülmeli ve ona göre değer biçilmelidir.
Adaletin sağlanmasında en önemli faktör bütün insanlar tarafından diğer canlıların hak ve özgürlüklerinin bilinmesi ve saygı gösterilebilmesidir. Adaletin ve yargı sisteminin niçin ve neden gerektiğinin çok iyi bir şekilde yorumlanması çok önem kazanmaktadır. "Yargı ve adalet sistemi neden gereklidir ve nasıl olmalıdır" sorusuna mükemmel bir araştırma ve inceleme sonucunda cevap bulunmalıdır.
Öncelikle insanları yargılanmaya iten sebepler üzerinde önemle durulmalıdır. Hangi suçlardan ne kadar kişinin yargılandığı ve sonuçlarının ne olduğu bilgisayar otomasyon sistemi ile her an tespit edilebilecek bir sistem kurulmalı ve bu bilgilere her istendiğinde ulaşılabilmelidir. Orta Öğretimdeki hukuk derslerinde öğrencilere hangi konuların öğretilmesi gerektiğinin bilimsel bir şekilde tespit edilebilmesi maksadıyla adli istatistik sonuçları çok önem kazanmaktadır. İstatistik sonuçlarına göre en çok problem olan adli hususlar ünite başlıklarının tespitinde bilimsel veri olarak kullanılabilir. Ders programlarının hazırlanmasında esas sorumluluk Hukuk Fakültelerinde olmalıdır.
İnsanların birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini belirten yasaların ve yargı sisteminin yargılanma ihtimali bulunan bütün vatandaşlarca (ki herkesin yargılanması kaçınılmaz olabilir) çok iyi bir şekilde benimsenmesi ve bilinmesi çok önemli bir faktördür kanaatindeyim. Bu konuda üniversite eğitimine kadar olan eğitim safhasında vatandaşlara, ilerdeki yaşamları boyunca başlarına gelebilecek hukuksal olaylar hakkında yeteri kadar bilgi ve eğitim verilmelidir.
Her vatandaş insan hak ve hürriyetlerine aykırı bir davranış içinde olduğunda mağdur tarafın hak ve hürriyetlerini koruyacak ve kollayacak tarafsız bir adalet sisteminin mevcut olduğunu bilmelidir. Her vatandaş yaşadığı ülkede bir hukuk sistemi; bu sistem içinde kanunları hazırlayan ve koyan bir Millet Meclisi, bu kanunlar doğrultusunda uygulama yapan emniyet teşkilatı, bilirkişilik sistemi, savcılıklar, savunma avukatları, mahkemeler, yargıç, Yargıtay vb. gibi diğer bütün hukuksal kademelerin ne ve görevlerinin ne olduğunu bilmek ve öğrenmek hakkına sahip ve zorunlu olmalıdır. Yargı anında "Ben bunun böyle olduğunu bilseydim, bu hatayı kesinlikle yapmazdım" tarzında bir ifade mazeret teşkil etmemelidir.
O halde tüm adalet sistemi hakkında orta öğrenim safhasında bütün vatandaşlar bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir. Lise 1, 2 ve 3'ncü sınıflarda adalet ve hukuk dersi verilmesi, insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir yaşam standardı için olmazsa olmazdır. Her özel ve tüzel kişilik kendi hak ve özgürlüklerini çok iyi bilmeli ne zaman bir başka kişiliğin hak ve özgürlüğü alanına girdiğini çok iyi bilmeli ve kendisine nasıl davranılmasını arzu ediyorsa ve düşünüyorsa, aynı şekilde davranmalı ve düşünmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Em. Alb. Yıldır Bilen / diğer yazıları