Hani futbolda "kurt" hocalar vardır. Oyun sıkışınca ani hamleler yaparlar. Oyuncu ve taktik değişikliğine giderler. Ardından bir iki pozisyonu da olumlu kullandın mı, rakip teslim olmuş, tribünler seni alkışlamaya başlamıştır bile. İşte bizim siyasette de Erdoğan aynı taktiği kullanıyor. Çıkmazda. Bir dediği ikincisini tutmuyor. Mısır'a fare rolü oynayanlar Suriye'ye aslan kesildi. Haçlının, Libya hedefini kendi ağzıyla açıkladı Başbakan. Avrupalılar Libya'ya petrol için gitmiş. AKP ise insan hakları ve demokrasi için, diyor. (Diyanetin tertip ettiği Dolmabahçe'deki konuşmasında) Ama yol arkadaşları bu petrol canavarları. İşte bu ve benzer şartlar altında Erdoğan taktik değişikliğine gitti. Topu Dersime attı. CHP'de anında yedi bu taktiği. Bir polemiktir başladı. Başbakan devlet adına özür diledi. Devletin orada katliam yaptığını iddia etti. Sebahat Hanım (CHP vekili) haklı olarak Yavuz Selim adına da özür dile, dedi. Hülasa tartışmalar devam ediyor. Kim kazanıyor? Hiç kimse. Kim kaybediyor? Hepimiz. İlgilenenlere söylüyorum, Peygamber Efendimiz (sav) kıyametin alametlerinden birinin de, sonradan gelen nesillerin atalarına küfretmelerinin olduğunu beyan ediyor. Siyasete dönersek; Dersim olayı ve Tayyip beyin özrünün bir siyasi taktik olduğu açıktır. Tabi bu taktiğe taktikle cevap vermek lazım. Ha bunu ilk yapması gereken muhalefettir (CHP, MHP) ama onlar yapamıyorsa biz deneyelim. Öyle tarihin derinliklerine gitmeye gerek yok. 15, 20 yıl yeter de artar bile. Mesela Cumhurbaşkanı Sayın Gül. Bu iddialar tartışılsın, diyor. Yani gerçekler ortaya çıksın. Karanlık bir şey kalmasın, diyor. İyi, güzel. Ama dedim ya, geçmişe bir anda gidemiyorsun. Önce düne, sonra bir önceki güne vs. Yani sırayla. Mesela; Kayıp trilyon davası. Malum Abdullah Gül'de bu davadan yargılanıyordu. Konuşulsun, açıklansın her şey. Kim haklı haksız görelim. En azından zandan kurtulalım. Sonra bir "Deniz Feneri" gerçeği var. Herkes eteğindekini döksün ortaya. Bakalım ak mı, kara mı, yeşil dolar mı?İzmir Belediyesi adeta emniyet müdürlüğüne dönüştü. Aynı iddialar Kayseri ve birçok AKP'li belediye için var. Ama o illerde savcılar, emniyet teşkilatı yok mu? Vatandaş merak ediyor?Sonra Tayyip Erdoğan'ın hiçbir resmi sıfatı yokken Beyaz Saray'a kabulü merak ediliyor. Devlet başkanlarının bile her zaman gidemediği Beyaz Saray'a, Sayın Erdoğan kimlerin referansı, kimlerin daveti ve ne için gittiği merak ediliyor? Açıklasın.Lozan anlaşmasının hükümleri açıkken Rum Patriğine sağlanan ayrıcalıklar ve iltifatların sebebi açıklansın. PKK ve Apo ile hükümetin bizzat masada oldukları iddiaları ortalıkta dolaşırken hükümetin sessizliğinin sebebi açıklansın. Wikilikste iddia edilen Erdoğan'ın sekiz ayrı hesabı ve bu hesap bilgilerinin Bülent Arınç'ın tarafından sızdırıldığı iddiaları netliğe kavuşturulsun. "Yahudi Cesaret Madalyası" sahibi Sayın Erdoğan'ın, 9 vatandaşımızı katleden İsrail'e karşı hiçbir ekonomik ve siyasi yaptırıma gitmemesine rağmen, bize hiçbir zararı olmayan Suriye için "bak elektriğinizi keserim" tehdidinin ve diğer tavırlarının ne kadar ahlaki ve siyasi olduğu açıklansın. Evet, en basitinden şu üç, beş mevzu açıklansın da bizde, yakın tarihimizin değil, şu an yaşadığımız tarihin ak mı, kara mı, olduğunu görelim, bilelim! Sonra 30'lara, 20'lere gideriz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025