Gökler sularını kesmediğine göre, bulutlar gezegenimize, özellikle de Anadolu coğrafyasına küsmediğine göre, bu bereketli topraklar, bağrına atılan hiç bir tohumun mahsulünü kısmadığına göre, yaşanan bu kıtlığın, bu devasa yoksulluğun sebebi acep ne ola ki?
Âlemlerin Efendisi Son Elçinin; 'Sizler günahsız yavrular ve aranızdaki pirifanilerin hürmetine rızıklandırılıyorsunuz' buyruğunu önümüze koyup düşünürsek, hiç bir devirde bu iki sınıfın aramızdan eksik olmadığına göre, adeta rızıkların kesilmesini, bereketin kısılmasını, geçim sıkıntısının dalga dalga yayılmasını hangi sebeplere bağlayacağız?
Nice yüz yıllardan beridir, bu toprakları imar etme, günün şartlarına göre tarımın ve üretimin en güzelini yapma hususunda tecrübe sahibi olan bu millet, durup dururken hafızasını yitirmediğine, tecrübelerini unutmadığına göre ve özbeöz toprağına küsmediğine, toprağı ile alakasını kesmediğine göre, bu milleti kıskıvrak yakalayan yoksullukları neye bağlamalı acaba?
Yüz yıllardır bu topraklarda ev kurmanın, yurt kurmanın, dünyaya örnek köyler, kasabalar ve şehirler kurmanın en güzel temsilcisi olmuş bu milletin, bugün evsiz kalışını, yurtsuz-yuvasız kalışını, kira fiyatları ile dahi başa çıkamaz bir çaresizlik içinde debelenişini acaba hangi sebeplere bağlamalı?
Büyük bir çoğunluğu geçmişte 'veren el' konumunda olan bu koca milletin, yine büyük bir çoğunluğunun 'alan el' durumuna düşmesini, ele-avuca bakar hale gelmesini ne ile ve nasıl izah edeceğiz?
İlgili bakanlığın verdiği rakamlara göre, devlet yardımı olmadan hayatını idame ettiremeyecek durma düşmüş olanların sayısının, yirmi milyona ulaşmış olmasının sebeplerini kimlerin hangi yanlışlarında aramalı?
Acaba bir yerlerde, milletten saklanan devasa kaçaklar mı var?
Millet, kan-ter içinde, gece-gündüz çalışarak, tarladan-çayırdan, kırdan-bayırdan toplayıp getirdiği mahsulünü, alın terinin ve nasırlı ellerinin hasılatını, yerleştirdiği ambarının altından, sürekli kendi yuvalarına taşıyan muhtelif fareler mi peydahlanmış acaba?
Eğer böyle bir gerçeklik varsa ki, ambar bir türlü dolmadığına göre inkârı mümkün değil, o zaman da, bu milletin malına-mülküne, servetine-sermayesine ve her çeşit kaynağına 'göz-kulak' olmayı taahhüt ederek iş başına gelen yetkililer acaba hangi işlerin peşindedirler?
Yoksa, herkesin zihnine üşüşen sorular zincirinden biri olarak; aç gözlüler yüzünden koca bir millet açlığa mahkûm mu edilmiştir?
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025