Artık mutluyuz ya da kendimizi mutlu hissedebiliriz. Büyük bir gayretle Türkiye olarak tarafları bir araya getirdik ve asırlardır süren medeniyetler arası çatışmayı İstanbul ruhunun şefkatli kollarına bıraktık.
İstanbul'da düzenlenen, İslam Konferansı Örgütü-Avrupa Birliği Ortak Forumu:
Uygarlık ve Uyum, Siyasal Boyut başlıklı konferanstan bahsediyorum. Evet iddialı bir söylemle başlayan konferansa çook anlamlar yüklendi küreselleşmiş entellektüellerimiz tarafından. Ve hiçbir şey olmasa da bu fotoğraf bize yeterdi. Bu söylem bile Mehmet Emin Koç'un deyimiyle yapılan konferansın "Geyik Forumu' olduğunu ispatlamaya yetti aslında.
11 Eylül olayının ardından medeniyetleri çatıştırmaya çalışanların ardından düzenlenen bu konferanstan pek çok anlamda çıkarılabilir. Toplantıda Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine'nin tarafından ortaya atılan 'İstanbul ruhu' tanımlaması herkes tarafından kabul görmüş olmakla birlikte asıl merak edilen ABD ruhunun nerelerde olduğuydu?
Küreselleşmenin baş mimarı, Jean Bricmont'un ifadesiyle tüm zamanların en büyük gücü, tek gerçek evrensel imparatorluk Amerikanın ruhu aslında tüm toplantıya hakimdi.
İslam ülkeleri temsilcileri, İKÖ-AB Forumu'nu 'kurumsallaştırma' talebine karşın, Vedrine, bu talebi 'gereksiz bürokrasi' olarak değerlendirerek 'diyaloga devam' demiştir. Bu durumu AB nin Amerikanın politikalarını dengeleme fırsatı olarak görenler dahi oldu. Kendince AB ye fırsat yakalatmaya çalışanların geçmişi hatta bu günü iyi okumaları gerekiyor.
Bu toplantıda İslam ülkelerin dinlemeleri gereken çok nasihatler vardı, Batı dışındaki değerlendirmeye tabi tutulmayan aşağı kültürdeki toplumların ne yapacağı belli olmazdı? Özgürlüklerin düşmanı, terörün kaynağı hep bu kültürden besleniyordu? ABD başkanının ifadesiyle "özgürlük ile terörizm arasındaki bu savaşta kimsenin tarafsız kalamaması gerekiyordu.
Medeniyetler savaşına asla izin vermeyeceğini söyleyen küresel güçlerin yapacağı tek şey vardı o da İslam ülkelerini hizaya getirmek, küreselleştirmekti. Hatta adına 'Karzaileştirme süreci' de denebilecek bu modelde, süreç ne kadar kanlı da olsa sonuçta yumuşak bir inişle doğuya da özgürlükler bağışlanmış oluyordu. Bu nedenle medeniyetler buluşması, uyumu tarihi bir olaydır(!)
Şimdide rüyadan uyanıp gerçeklere bakalım. 11 Eylül saldırılarının müsebbipleri ve nedeni hala bilinmiyorken Afganistan önce yerle bir sonra mamur(!) ediliyor, Amerika dünyanın selameti için Irak'ın nükleer ve biyolojik silah yapımını engellemek üzere savaş hazırlığına başlıyor.
Ortadoğu'da Filistin sorunu tüm gerçekliğiyle olduğu yerde duruyor,
İsrail'in başını çektiği kanlı baskınlar şiddetin doruğuna tırmanıyor.
Amerika terörizme karşı savaşın Afganistan ve Irakla sınırlı kalmayacağını kendisine yan bakanların tümünü şeytan ilan ediyor.
Edward Said'in belirttiği gibi, küreselleşmeye karşı her türden direniş bundan böyle 'terörizm' diye yaftalanma ve başını ABD'nin çektiği 'terörizme karşı özgürlük cephesi' tarafından imha edilme tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Hal böyleyken İstanbul'da ABİKÖ ayinlerinde ruh çağırmaya devam edilerek sülale fotoğrafları çekiliyor. Bu durumda Mehmet Emin Koç'a ve aşağıdaki satırların sahibi Hakkı Devrim'e hak vermemek mümkün mü?
Yorumcularımız arasında yer alan emekli hariciyeciler timine rağmen, «Bir şeyler oluyor, ama nedir henüz açık seçik bir fikir edinemedim» tereddüdüne asılı kaldıysanız, bunu da fazla yadırgamayın; haksız sayılmazsınız.
Açış ve kapanış konuşmalarını ve iki gün boyunca süren perakende açıklamaları takip edemedim diye de üzülmeyin! İnsanoğlu bu vesileyle, ikiz kuleler faciasından sonra da, aklını başına toplamak yerine zırvalamanın dozunu biraz daha artırdığını idrak etmiş midir acaba, diye bir düşünün isterseniz.
Bu arada kendi kendimize KKTC dışişleri bakanını uluslar arası bir toplantıda Kıbrıs Müslüman toplumu temsilcisi olarak takdim etmemize ne demeli? Bunu da başka bir yazıya bırakalım.
İstanbul'da düzenlenen, İslam Konferansı Örgütü-Avrupa Birliği Ortak Forumu:
Uygarlık ve Uyum, Siyasal Boyut başlıklı konferanstan bahsediyorum. Evet iddialı bir söylemle başlayan konferansa çook anlamlar yüklendi küreselleşmiş entellektüellerimiz tarafından. Ve hiçbir şey olmasa da bu fotoğraf bize yeterdi. Bu söylem bile Mehmet Emin Koç'un deyimiyle yapılan konferansın "Geyik Forumu' olduğunu ispatlamaya yetti aslında.
11 Eylül olayının ardından medeniyetleri çatıştırmaya çalışanların ardından düzenlenen bu konferanstan pek çok anlamda çıkarılabilir. Toplantıda Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine'nin tarafından ortaya atılan 'İstanbul ruhu' tanımlaması herkes tarafından kabul görmüş olmakla birlikte asıl merak edilen ABD ruhunun nerelerde olduğuydu?
Küreselleşmenin baş mimarı, Jean Bricmont'un ifadesiyle tüm zamanların en büyük gücü, tek gerçek evrensel imparatorluk Amerikanın ruhu aslında tüm toplantıya hakimdi.
İslam ülkeleri temsilcileri, İKÖ-AB Forumu'nu 'kurumsallaştırma' talebine karşın, Vedrine, bu talebi 'gereksiz bürokrasi' olarak değerlendirerek 'diyaloga devam' demiştir. Bu durumu AB nin Amerikanın politikalarını dengeleme fırsatı olarak görenler dahi oldu. Kendince AB ye fırsat yakalatmaya çalışanların geçmişi hatta bu günü iyi okumaları gerekiyor.
Bu toplantıda İslam ülkelerin dinlemeleri gereken çok nasihatler vardı, Batı dışındaki değerlendirmeye tabi tutulmayan aşağı kültürdeki toplumların ne yapacağı belli olmazdı? Özgürlüklerin düşmanı, terörün kaynağı hep bu kültürden besleniyordu? ABD başkanının ifadesiyle "özgürlük ile terörizm arasındaki bu savaşta kimsenin tarafsız kalamaması gerekiyordu.
Medeniyetler savaşına asla izin vermeyeceğini söyleyen küresel güçlerin yapacağı tek şey vardı o da İslam ülkelerini hizaya getirmek, küreselleştirmekti. Hatta adına 'Karzaileştirme süreci' de denebilecek bu modelde, süreç ne kadar kanlı da olsa sonuçta yumuşak bir inişle doğuya da özgürlükler bağışlanmış oluyordu. Bu nedenle medeniyetler buluşması, uyumu tarihi bir olaydır(!)
Şimdide rüyadan uyanıp gerçeklere bakalım. 11 Eylül saldırılarının müsebbipleri ve nedeni hala bilinmiyorken Afganistan önce yerle bir sonra mamur(!) ediliyor, Amerika dünyanın selameti için Irak'ın nükleer ve biyolojik silah yapımını engellemek üzere savaş hazırlığına başlıyor.
Ortadoğu'da Filistin sorunu tüm gerçekliğiyle olduğu yerde duruyor,
İsrail'in başını çektiği kanlı baskınlar şiddetin doruğuna tırmanıyor.
Amerika terörizme karşı savaşın Afganistan ve Irakla sınırlı kalmayacağını kendisine yan bakanların tümünü şeytan ilan ediyor.
Edward Said'in belirttiği gibi, küreselleşmeye karşı her türden direniş bundan böyle 'terörizm' diye yaftalanma ve başını ABD'nin çektiği 'terörizme karşı özgürlük cephesi' tarafından imha edilme tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Hal böyleyken İstanbul'da ABİKÖ ayinlerinde ruh çağırmaya devam edilerek sülale fotoğrafları çekiliyor. Bu durumda Mehmet Emin Koç'a ve aşağıdaki satırların sahibi Hakkı Devrim'e hak vermemek mümkün mü?
Yorumcularımız arasında yer alan emekli hariciyeciler timine rağmen, «Bir şeyler oluyor, ama nedir henüz açık seçik bir fikir edinemedim» tereddüdüne asılı kaldıysanız, bunu da fazla yadırgamayın; haksız sayılmazsınız.
Açış ve kapanış konuşmalarını ve iki gün boyunca süren perakende açıklamaları takip edemedim diye de üzülmeyin! İnsanoğlu bu vesileyle, ikiz kuleler faciasından sonra da, aklını başına toplamak yerine zırvalamanın dozunu biraz daha artırdığını idrak etmiş midir acaba, diye bir düşünün isterseniz.
Bu arada kendi kendimize KKTC dışişleri bakanını uluslar arası bir toplantıda Kıbrıs Müslüman toplumu temsilcisi olarak takdim etmemize ne demeli? Bunu da başka bir yazıya bırakalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Çiçek / diğer yazıları
- Birlik çağrısı / 27.10.2014
- Yol ayrımı / 15.08.2014
- Ey cumhur, kimi seçmek istersin?.. / 26.07.2014
- Yazmadan önce okumayı öğrenmek / 24.07.2014
- Ya Büyük İsrail, Ya Büyük Türkiye!.. / 22.07.2014
- Özgürleşme ve İslam Dünyası / 18.07.2014
- Cumhurbaşkanı ne iş yapar? / 16.07.2014
- Ramazanın çağrıştırdıkları... / 08.07.2014
- Geleceğin inşası / 19.06.2014
- Soma faciası ve madenlerde yaşam odası zorunluluğu... / 23.05.2014
- Yol ayrımı / 15.08.2014
- Ey cumhur, kimi seçmek istersin?.. / 26.07.2014
- Yazmadan önce okumayı öğrenmek / 24.07.2014
- Ya Büyük İsrail, Ya Büyük Türkiye!.. / 22.07.2014
- Özgürleşme ve İslam Dünyası / 18.07.2014
- Cumhurbaşkanı ne iş yapar? / 16.07.2014
- Ramazanın çağrıştırdıkları... / 08.07.2014
- Geleceğin inşası / 19.06.2014
- Soma faciası ve madenlerde yaşam odası zorunluluğu... / 23.05.2014