ABD’den Türkiye’ye skandal S-400 dayatması
Yunan Kathimerini Gazetesi‘ne göre ABD Türkiye’ye F-35 karşılığında S-400’lerin İncirlik’teki ABD askerlerine teslim edilmesini şart koştu
23.09.2024 10:20:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı için gittiği Newyork'ta, "NATO müttefikimiz Amerika'nın Türkiye'ye yönelik uyguladığı tedbirler ve savunma sanayi kısıtlamaları güven duygusunu menfi şekilde etkiliyor. CAATSA yaptırımlarının ve F-35 programından çıkarılmamızın müttefiklik ruhuna aykırı olduğu da çok açıktır" dedi.
ABD'den ise Türkiye'ye dikkat çekici bir şart geldi.
Yunan Kathimerini Gazetesi'nin özel haberine göre, ABD'li yetkililer Türkiye'ye F-35 savaş uçağı satışına onay için skandal bir talepte bulundu.
Haberde, F-35 programına yeniden girmeleri karşılığında Türkiye'den S-400'leri ABD'ye teslim etmesini veya İncirlik üssündeki ABD kontrolündeki sektöre transfer edilmesi şart koşuldu.
Haberde şu ifadeler yer aldı:
"Daha önce bilinenden daha ileri bir aşamada olduğu görülen görüşmelerin bir parçası olarak, üst düzey ABD yetkilileri Rus sistemlerinin Türkiye'nin güneyindeki ABD kontrolündeki İncirlik üssüne aktarılması önerisini ortaya attılar. Bu şekilde Türkiye, kendi bakış açısından uluslararası bir utançla eşdeğer olacak bir geri dönüşten kaçınacak, ancak Rusya ile olan sözleşmesinin şartlarını ihlal etmeyecek veya bağlayıcı olabilecek herhangi bir maddeyi ihlal etmeyecek."
Kathimerini kaynaklarına göre, Türkiye'nin bu aşamadaki tepkisi olumlu değil, ancak görüşmelerin bu hafta New York'taki BM Genel Kurulu'nun aralarında devam etmesi bekleniyor.
Fidan: Bizim amacımız CAATSA'dan çıkmak
Dışişleri Bakanı Bakanı Hakan Fidan konuyla ilgili olarak ABD'nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası'nın (CAATSA) varlığına işaret ederek şunları söylemişti;
"Belli Rus ürünlerini alanlara yönelik yaptırım uyguluyorlar. Bu yaptırımları da çeşitli şekillerde yapıyorlar. Bunu da yasaya bağlamışlar. O yasanın bir bağlayıcılığı var. Bu yasanın ortaya atıldığı dönemde var olan şartlarla şimdiki şartlar değişmiş şartlar. Bizim amacımız CAATSA'dan çıkmak. Çünkü Savunma Sanayi Başkanlığımız, CAATSA'ya şu anda tabi olmuş durumda. Alacağımız üründen bağımsız konuşuyorum ben. Çünkü bu türden hava savunma ürünleri, hava taarruz ürünleri, bunların hangisi alınır, hangisi alınmaz, hangi miktar alınır bütün bunların kararını verecek olan profesyonel yapı, Milli Savunma Bakanlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığımızdır. Onlar bu noktada teknik otoritedir esas itibarıyla.
Tıpkı F-16 olayında olduğu gibi. Silahlı Kuvvetlerimiz F-16 ile ilgili bir ihtiyaç iradesi ortaya koyduğunda Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) tarafından onaylanmış, Amerika'da bu tıkanmıştı. Peki bu tıkanıklığı biz nasıl giderebiliriz siyasi olarak? Yani ona bir plan program geliştirildi ve bu siyasi engel aşıldı. Amerikan Senatosu'ndaki bu siyasi engel kalktı. Daha sonra üretici firma ile Milli Savunma Bakanlığının arasındaki teknik bir müzakere konusu bundan sonrası. Şu anda bir siyasi problem yok.
F-35, CAATSA'dan dolayı takılmış durumda. Bu konuyu sadece F-35'ten dolayı değil, CAATSA'yla ilgili konudan dolayı çözmeye çalışıyoruz. Bu çözülürken yanında F-35'le de ilgili bir çözüm gelirse tabii ki tercihe şayan bir durum olur. Dediğim gibi o konudaki nihai teknik otorite makamı, değerlendirme makamı, Mili Savunma Bakanlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığımız. Ama biz olayın siyasi boyutunu yönetmede her türlü çabayı şu anda gösteriyoruz. Yaratıcı formüller, çözümler neler olabilir onlar üzerinde duruyoruz. Tabii Cumhurbaşkanımızın günün sonunda nihai yönlendirmesi, bakışı belirleyici olacak ama siyasi ayağını yakından takip ediyoruz. Bu konunun artık iki ülke ilişkilerinde bir ayak bağı olduğu konusunda en azından her iki taraf da hemfikir."
ABD'den ise Türkiye'ye dikkat çekici bir şart geldi.
Yunan Kathimerini Gazetesi'nin özel haberine göre, ABD'li yetkililer Türkiye'ye F-35 savaş uçağı satışına onay için skandal bir talepte bulundu.
Haberde, F-35 programına yeniden girmeleri karşılığında Türkiye'den S-400'leri ABD'ye teslim etmesini veya İncirlik üssündeki ABD kontrolündeki sektöre transfer edilmesi şart koşuldu.
Haberde şu ifadeler yer aldı:
"Daha önce bilinenden daha ileri bir aşamada olduğu görülen görüşmelerin bir parçası olarak, üst düzey ABD yetkilileri Rus sistemlerinin Türkiye'nin güneyindeki ABD kontrolündeki İncirlik üssüne aktarılması önerisini ortaya attılar. Bu şekilde Türkiye, kendi bakış açısından uluslararası bir utançla eşdeğer olacak bir geri dönüşten kaçınacak, ancak Rusya ile olan sözleşmesinin şartlarını ihlal etmeyecek veya bağlayıcı olabilecek herhangi bir maddeyi ihlal etmeyecek."
Kathimerini kaynaklarına göre, Türkiye'nin bu aşamadaki tepkisi olumlu değil, ancak görüşmelerin bu hafta New York'taki BM Genel Kurulu'nun aralarında devam etmesi bekleniyor.
Fidan: Bizim amacımız CAATSA'dan çıkmak
Dışişleri Bakanı Bakanı Hakan Fidan konuyla ilgili olarak ABD'nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası'nın (CAATSA) varlığına işaret ederek şunları söylemişti;
"Belli Rus ürünlerini alanlara yönelik yaptırım uyguluyorlar. Bu yaptırımları da çeşitli şekillerde yapıyorlar. Bunu da yasaya bağlamışlar. O yasanın bir bağlayıcılığı var. Bu yasanın ortaya atıldığı dönemde var olan şartlarla şimdiki şartlar değişmiş şartlar. Bizim amacımız CAATSA'dan çıkmak. Çünkü Savunma Sanayi Başkanlığımız, CAATSA'ya şu anda tabi olmuş durumda. Alacağımız üründen bağımsız konuşuyorum ben. Çünkü bu türden hava savunma ürünleri, hava taarruz ürünleri, bunların hangisi alınır, hangisi alınmaz, hangi miktar alınır bütün bunların kararını verecek olan profesyonel yapı, Milli Savunma Bakanlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığımızdır. Onlar bu noktada teknik otoritedir esas itibarıyla.
Tıpkı F-16 olayında olduğu gibi. Silahlı Kuvvetlerimiz F-16 ile ilgili bir ihtiyaç iradesi ortaya koyduğunda Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) tarafından onaylanmış, Amerika'da bu tıkanmıştı. Peki bu tıkanıklığı biz nasıl giderebiliriz siyasi olarak? Yani ona bir plan program geliştirildi ve bu siyasi engel aşıldı. Amerikan Senatosu'ndaki bu siyasi engel kalktı. Daha sonra üretici firma ile Milli Savunma Bakanlığının arasındaki teknik bir müzakere konusu bundan sonrası. Şu anda bir siyasi problem yok.
F-35, CAATSA'dan dolayı takılmış durumda. Bu konuyu sadece F-35'ten dolayı değil, CAATSA'yla ilgili konudan dolayı çözmeye çalışıyoruz. Bu çözülürken yanında F-35'le de ilgili bir çözüm gelirse tabii ki tercihe şayan bir durum olur. Dediğim gibi o konudaki nihai teknik otorite makamı, değerlendirme makamı, Mili Savunma Bakanlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığımız. Ama biz olayın siyasi boyutunu yönetmede her türlü çabayı şu anda gösteriyoruz. Yaratıcı formüller, çözümler neler olabilir onlar üzerinde duruyoruz. Tabii Cumhurbaşkanımızın günün sonunda nihai yönlendirmesi, bakışı belirleyici olacak ama siyasi ayağını yakından takip ediyoruz. Bu konunun artık iki ülke ilişkilerinde bir ayak bağı olduğu konusunda en azından her iki taraf da hemfikir."