ABD okul müdürü, IMF, beklemeli öğrencileri imtihan eden okul kurulu, hükümet ise, bütünlemeye kalmış öğrenci gibi...
Bütünlemeye kalmış öğrenciler misali hiç bir şeyden habersiz hükümete, Derviş'ten kopya çekmeleri isteniyor. Onu da beceremiyorlar.
Ama bütünlemeye kalan tembel öğrencilerin okul masraflarını karşılayan veliler gibi millet fatura ödemekten bıktı usandı.
MHP'nin, bütünlemeye kaldığını unutarak, okul birinciliği için yarıştığı zehabına katılmasının ceremesini ödettiler. Hem Türkiye'ye hem de MHP'ye...
Hükümetin en güçlü unsurunun hiç bir toplumsal desteği olmayan ekonomiden sorumlu Bakan Kemal Derviş olduğunu iddia etmiştik. Atanış biçiminden, geldiği yere kadar bir dizi gösterge bu sonuca bizi ulaştırıyordu. Ne hikmetse MHP bu gerçeği görmek istemedi.
Derviş'in misyonu belliydi. İç ve dış borçları ödemekte zorlanan hükümete, uluslararası finans çevreleri, bir kayyum göndererek alacaklarını tahsil etmek istiyorlardı.
Türkiye'nin ekonomik yapısının bu tahsilatı yapabilecek kadar düzeltilmesi misyonu Derviş'e verilmişti.
Nitekim dün ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, tehditkâr bir üslupla bu gerçeği dile getirdi:
"Dervişi köşeye sıkıştırırsanız batarsınız".
Önce iş dünyası temsilcileri ile görüşen ve "Türkiye'deki sorunun ekonomik değil, siyasi olduğunu, hükümetin reformlarda ayak direttiğini" belirten ABD elçisi, Başbakan Ecevit ve Bahçeli'nin kapısını çalıyor.
Böylece Bahçeli'yi Derviş'le aynı fotoğraf karesinde buluşturan sihir açığa çıkmış oldu. Zaten Derviş ekonominin kaptan köşküne oturtulunca aynı ABD elçisi hükümet ortaklarına, "Derviş'in arkasında mısınız" diye sorgu sual etmemiş miydi.
Demek ki özellikle MHP'liler bu ikazı çabuk unutmuşlardı. ABD elçisi Paris, son bir kez daha uyarıyor: "Derviş yoksa para yok."
Böylece Derviş'in kim tarafından atandığı, hükümetin diğer ortaklarının Derviş'in önünü açma dışında misyonlarının olmadığı bir kez daha ABD tarafından dünya aleme ilan ediliyor. Şimdi top Derviş'te. Bahçeli, Bakanını harcarken sinirli bir üslupla "bir oyun oynanıyor, bu oyunun açığa çıkması için Öksüz ayrıldı" derken ortaklarına ve Derviş'e, "madem bizim işi engellediğimiz söyleniyor, engellemenin sembolü olarak gösterdiğiniz Öksüz'ü görevden alıyorum.
Alın bakalım ekonomiyi düzeltin" mesajını veriyordu.
MHP'nin bu resti, ABD-IMF ve diğer ortaklarına karşı geçerli olabilir, ancak millete karşı sorumluluktan kurtarmaz. Orası bahs-i diğer. Ancak MHP de "hem giderim hem ağlarım" ruh hali içinde tüm yolsuzluk ve yoksullukla mücadele iddiasından vazgeçip direksiyonu Derviş'e teslim ettiğine göre hükümetin başarısızlığı tescillenmiş oldu. Geriye kaldı Derviş. Artık Derviş'in mazereti kalmıyor. Siyasi turları bırakıp Ankara'da ekonomi bürokrasisine yön vermesi gerekiyor.
Hükümet ortaklarının boyunun ölçüsü belli oldu. Sıra Derviş'te...
Bütünlemeye kalmış öğrenciler misali hiç bir şeyden habersiz hükümete, Derviş'ten kopya çekmeleri isteniyor. Onu da beceremiyorlar.
Ama bütünlemeye kalan tembel öğrencilerin okul masraflarını karşılayan veliler gibi millet fatura ödemekten bıktı usandı.
MHP'nin, bütünlemeye kaldığını unutarak, okul birinciliği için yarıştığı zehabına katılmasının ceremesini ödettiler. Hem Türkiye'ye hem de MHP'ye...
Hükümetin en güçlü unsurunun hiç bir toplumsal desteği olmayan ekonomiden sorumlu Bakan Kemal Derviş olduğunu iddia etmiştik. Atanış biçiminden, geldiği yere kadar bir dizi gösterge bu sonuca bizi ulaştırıyordu. Ne hikmetse MHP bu gerçeği görmek istemedi.
Derviş'in misyonu belliydi. İç ve dış borçları ödemekte zorlanan hükümete, uluslararası finans çevreleri, bir kayyum göndererek alacaklarını tahsil etmek istiyorlardı.
Türkiye'nin ekonomik yapısının bu tahsilatı yapabilecek kadar düzeltilmesi misyonu Derviş'e verilmişti.
Nitekim dün ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, tehditkâr bir üslupla bu gerçeği dile getirdi:
"Dervişi köşeye sıkıştırırsanız batarsınız".
Önce iş dünyası temsilcileri ile görüşen ve "Türkiye'deki sorunun ekonomik değil, siyasi olduğunu, hükümetin reformlarda ayak direttiğini" belirten ABD elçisi, Başbakan Ecevit ve Bahçeli'nin kapısını çalıyor.
Böylece Bahçeli'yi Derviş'le aynı fotoğraf karesinde buluşturan sihir açığa çıkmış oldu. Zaten Derviş ekonominin kaptan köşküne oturtulunca aynı ABD elçisi hükümet ortaklarına, "Derviş'in arkasında mısınız" diye sorgu sual etmemiş miydi.
Demek ki özellikle MHP'liler bu ikazı çabuk unutmuşlardı. ABD elçisi Paris, son bir kez daha uyarıyor: "Derviş yoksa para yok."
Böylece Derviş'in kim tarafından atandığı, hükümetin diğer ortaklarının Derviş'in önünü açma dışında misyonlarının olmadığı bir kez daha ABD tarafından dünya aleme ilan ediliyor. Şimdi top Derviş'te. Bahçeli, Bakanını harcarken sinirli bir üslupla "bir oyun oynanıyor, bu oyunun açığa çıkması için Öksüz ayrıldı" derken ortaklarına ve Derviş'e, "madem bizim işi engellediğimiz söyleniyor, engellemenin sembolü olarak gösterdiğiniz Öksüz'ü görevden alıyorum.
Alın bakalım ekonomiyi düzeltin" mesajını veriyordu.
MHP'nin bu resti, ABD-IMF ve diğer ortaklarına karşı geçerli olabilir, ancak millete karşı sorumluluktan kurtarmaz. Orası bahs-i diğer. Ancak MHP de "hem giderim hem ağlarım" ruh hali içinde tüm yolsuzluk ve yoksullukla mücadele iddiasından vazgeçip direksiyonu Derviş'e teslim ettiğine göre hükümetin başarısızlığı tescillenmiş oldu. Geriye kaldı Derviş. Artık Derviş'in mazereti kalmıyor. Siyasi turları bırakıp Ankara'da ekonomi bürokrasisine yön vermesi gerekiyor.
Hükümet ortaklarının boyunun ölçüsü belli oldu. Sıra Derviş'te...
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014