Türkiye ile Rusya arasında aslında şaşırtıcı bir biçimde uzunca bir süredir Suriye krizi bağlamında devam eden dengeli ilişkiler, İblib'de çıkmaza sürüklenmiş durumda.
Rusya, bir tarafta karşısına almak istemediği Türkiye, diğer tarafta Orta Doğu ve Akdeniz'deki çıkarlarını savunabilmesi için stratejik bir üs mesabesindeki müttefiki Suriye arasında kaldı.
Kremlin şu sıralar tam anlamıyla, yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal durumu yaşıyor sizin anlayacağınız.
Ancak, tercihe mecbur tutulursa Rusya'nın Suriye'den vazgeçebileceğini söylemek mümkün değil. Zira Rusya için Türkiye, çıkarları örtüştüğü için birlikte çalışabildiği bir rakip iken, Suriye gerçek bir müttefiktir.
Tabiri caiz ise Ortadoğu'da Suudi Arabistan ABD için ne ise, Rusya için de Suriye odur.
Bu bağlamda İdlib krizi nedeniyle yaşananlar karşısında Rusya'nın tavrı, Rus medyasında ' altı çizili bir sakinlik' olarak nitelendiriliyor.
Doğru olan da budur diplomaside. Çünkü sükûnetini kaybeden taraf her zaman karşısındakine açık verecektir ve hiçbir zaman şaşamayan kural, diplomaside mücadeleyi kazanan tarafın rakibinin verdiği açıkları en iyi şekilde kullanan taraf olduğu gerçeğidir.
Bu bağlamda Türkiye hamle üstüne hamle yaparken Rusya'nın daha hiçbir hamle yapmadığına dikkatlerinizi çekmek isterim.
İdlib'de artan gerilim üzerine Erdoğan ile Putin arasında beklenen görüşme de gerçekleşti. İki liderin öncelikle Rus ve Türk savunma bakanları tarafından olmak üzere acil tedbirlerin alınması konusunda uzlaştığı ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Rejim Şubat ayı içinde gözlem noktalarımızın gerisine çekilmezse Türkiye bu işi bizzat yapmak mecburiyetinde kalacaktır" ifadeleriyle Şam'a belli bir süre tanındığını duyurdu.
Acaba gaza mı geliyoruz?
Washington'dan İdlib kriziyle ilgili gelen açıklamalar ister istemez bana şu soruyu sorduruyor; 'Acaba gaza mı geliyoruz?'
İdlib'de yaşanan gerilimle ilgili ABD cephesinden ilk açıklama
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'dan geldi. İdlib'de Türk askerlerini hedef alan Suriye rejim güçlerini gerilimi ağır şekilde tırmandırmakla suçlayan Pompeo, "NATO müttefikimiz Türkiye'nin yanındayız" ifadelerini kullandı.
Pompeo haklı, NATO her zaman Türkiye'nin yanında! Ancak destek olmak için değil, bataklığa itmek için…
Bugüne kadar en kritik zamanlarda bile NATO ve ABD'nin bizi yalnız bıraktığını asla akıldan çıkarmadan, Pompeo'nun bu açıklamalarının Türkiye'ye bir ara gazı vermek amacıyla edilmiş, boş laflar olduğunu görmek gerekiyor.
Dolayısıyla gerçek şu ki; Suriye krizinde Rusya ile tek başınayız. Yanımızda olanlara güvenip, gaza gelirsek bunun faturasını çok ağır olarak bize ödetirler.
Bu bağlamda duygusal davranıp diplomasiyi katletmek yerine, Rusya'nın da yaptığı gibi süreci Ankara, 'altı çizili bir sakinlikle' yönetebilmelidir.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024