15 Ağustos'ta, Rize'de yaptığı konuşmada Sayın Erdoğan şöyle diyordu; "Bugün ne bölgemizde ne de Akdeniz, Ege ve Karadeniz'de ülkemizin yer almadığı bir denklemin başarı şansı yoktur."
Peki, Akdeniz'de, Ege'de, Karadeniz'de neler oluyor?
Örneğin her vatandaşımızın ismini ezberlediği darbeci Hafter ile Sarrac el sıkıştı. Barıştılar ve anlaşma imzaladılar. Anlaşma kabaca şöyle;
"Sirte ve Cufra kentlerinin silahsızlandırılması,
Bu noktaların güvenliğinin taraflarca kurulacak ortak polis gücüyle sağlanması,
Petrol üretiminin yeniden başlatılması ve petrol gelirlerinin tarafsız bir hesapta tutulması,
Nihai amaç olan tam bağımsızlığın sağlanması için ülkedeki yabancı güçler ve paralı savaşçıların ayrılması,
2021 yılının Mart ayında cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinin gerçekleştirilmesi."
Bu anlaşmadan dolayı ABD, İtalya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Suudi Arabistan, Katar ve İngiltere duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
Oysa en başından beri, 'Libya'da oyun kurucu biziz' deniliyordu ve bir çok masa kurulmuş, Hafter masadan kaçmıştı.
Merak ediyorum! Anlaşma yapılan bu masayı kim kurdu? Bu masadan hükümetimizin haberi var mıydı? Libya'nın meşru hükümetiyle 'münhasır ekonomik bölge' anlaşması imzalayan Türkiye, neden masada yoktu?
Diğer taraftan ABD'nin emri, izni ve müdahalesi olmadan böyle bir masa kurulup, anlaşma imzalanabilir mi? Hayır.
Dışişleri Bakanımız ne demişti?
"Cumhurbaşkanımız, Türkiye ve ABD olarak birlikte çalışmamızı önerdi. Burada ortak hareket etmemiz, bölgenin istikrarı ve Libya'nın geleceği bakımından da önemlidir."
Demek ki ABD, Libya'da ki oyundan bizi çıkardı. Rusya'nın Ermenistan üzerinden ülkemize, bizim de Azerbaycan üzerinden Rusya'ya karşı gerçekleştirdiğimiz gövde gösterisi ve gerilim boşa gitti.
Mısır'ın başkanı Sisi'yi, iktidara kim getirdi? ABD. Yunanistan'ın arkasında kim var? ABD, AB. Yunanistan-Mısır ile deniz yetki alanı anlaşması imzaladı. Kimin izniyle? ABD.
Aynı ABD, Kıbrıs Rum kesimi ile askeri eğitim anlaşması imzaladı. Fransa'da ortak savunma anlaşması imzaladı. Kime karşı? Türkiye.
Ege'de işgal altındaki adalarımız konusunda ele-avuca sığan hiçbir adım yok ortada.
AB birliği ve ülkeleri her şartta Yunanistan'ın yanında.
Artı ABD, Rum ve Yunanlılarla gerilim yaşadığımız bölgeye bir uçak gemisi daha gönderdi. Bizim güvenliğimiz için mi?
ABD, Suriye'de PYD-PKK terör devletçiği kurdu mu? Kurdu. Bu terör örgütü ile resmi anlaşmalar imzalıyor mu? İmzalıyor.
Parasını ödediğimiz F-35'lere kim el koydu? ABD.
Aynı şekilde parasını ödediğimiz S-400'leri kurmamızı kim engelliyor? ABD.
Düğmesi NATO'da olan Kürecik'teki radar sistemi kime hizmet ediyor? ABD, İsrail. Tırnak içinde de 'PKK-PYD ve Barzani'. Ya İncirlik?
Neticeye gelirsek! Milli ve manevi değerlerine sadık, bu devlet ve milletin büyüklüğünü bilen biri olarak hem bölgemizde, hem de küresel ölçekte oyun kurucu olmamızı, her denklemin anahtarı olmamızı bende isterim.
Ama sözde ABD dostluğu, müttefikliği ve AB hayranlığıyla dün ve bugün hiçbir zaman oyun kurucu olamadığımız, aldatıldığımız ortadadır ve bu gerçek defalarca itiraf edilmiştir.
'Türkiye'de oyun kurucu olmaya talibiz'
BTP İstanbul Gençlik Kolları tarafından düzenlenen halı saha futbol turnuvasına katılan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın futbol üzerinden yaptığı açıklamalar çok değerliydi.
Sayın Baş şöyle diyordu; "Halı sahada önce mevkiler konuşulur, takım toplanır. Şimdi kendi mevkiimden bahsetmek isterim.
Biz, kendimizi öyle yoktan yere göstermek isteseydik forvet oynayacaktık.
Türkiye'nin mevcut yapısını göstermek isteseydik defansa geçecektik.
Çünkü Türkiye'de devamlı defans problemi var. Biz, orta sahada oynayacağız. Çünkü Türkiye'de bir organizasyon eksikliği var, Türkiye'de oyun kurucu eksikliği var. Türkiye'de takımın geri kalanının yeteneklerini ortaya çıkarabilecek bir yönetim eksikliği var.
Biz inşallah bu sahada bunu başlatacağız daha sonra da Türkiye'nin en yüce makamlarına doğru, bunu devam ettirmek için temelleri atıp, hareketimize devam edeceğiz."
Bugün iktidar forvet oynuyor. Gol attığı zaman, 'her şey benim kabiliyetim' havasında.
Gol kaçırdığı zaman, 'öyle pas mı atılır' modunda. Gol yenildiği zaman ise muhalefetin beceriksizliği hatta maçı sattılar, iddiasında!
Türkiye'nin içerde ve dışarıda oyun kurucu olması için, 'ne AB, ne ABD. Yaşasın tam bağımsız Türkiye' inancına, ülküsüne, devrimine ihtiyacı vardır.
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025