AB üyesi devletler incelendiğinde; pek çoğunun (İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan), Kurtuluş Savaşı sırasında topraklarımızı işgal eden, vatanımız üzerinde gözü olan ülkeler olduğu görülecektir.
Türkiye'nin böyle birliktelikten bir yararı olmayacağı açıktır. Milli Devlet anlayışında, dünya devletleri ile kurulacak birliktelikler için belirlenen temel ölçü, "Türkiye'nin menfaatlerinin azami derecede korunması"dır.
Dış politikada ana kural karşılıklı saygıdırTopraklarımızda hesabı olmayan, bizi ve kimliğimizi değiştirerek vatanımızı ele geçirme ihtirası taşımayan devletler, elbette ki mevcuttur. Türkî Cumhuriyetler, Türk-İslam dünyası, Uzakdoğu ülkeleri ve topraklarımızda ve kaynaklarımızda gözü olmayan sair devletler bu çerçevede değerlendirilebilir. Geçmişte yüzyıllarca liderlik yaptığımız, hakimiyetimiz altında yaşamış olan ülkeler ve halklar, bugün dahi kuracağımız böylesi ortaklıklarda Türk milletini yine baş olarak görmek istemektedir. Önce bölgesinde ve sonra da dünyada "lider bir Türkiye" nin temellerinin atılacağı birliktelikleri Milli Devletle hayata geçirmekteyiz.
Sosyal Devlet olarak Milli DevletSosyal Devlet kavramı, hemen hemen bütün devletlerin anayasalarında ki temel hükümlerdendir. Bütün iktisat görüşleri, Sosyal Devleti veya refah devletini hayata geçireceğini iddia eder. Ama ilk defa hiçbir iktisadi modelin hayal bile edemediğibir Sosyal Devlet anlayışını, Milli Devlet Modeli hayata geçirmekte ve bunun teorik-pratik temellerini ortaya koymaktadır.Gerek Sosyal Devlet kavramına yaklaşımı, gerekse bunun uygulanması için gerekli olan finansmanın oluşturulması noktasında şu ana kadar ifade edilen Sosyal Devlet yaklaşımlarından bambaşka bir Sosyal Devlet anlayışını uygulamayakoymaktayız. Önce şu soru ile konuyu açabiliriz: Neden Sosyal Devlet - Milli Devlet?Milli Devlet'in vazifelerini tarif ederken, insanların doğuştan gelen hakları olduğunu ifade etmiştik. Bunları yaşatmak ve korumak ise devletin vazifesidir. İşte bu hakları yaşatmakla mükellef olan devlet, sosyal sorumluluklar taşımaktadır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Ünal Emiroğlu / Mimar Sinan Üniversitesi:Tez, sokak çocukları sorununu çözüyorSokak çocukları "korunmaya muhtaç kent çocukları"dır. Sorun, kentleşme süreci içinde hızla büyümektedir. Deyim yerindeyse, sokak çocukları sorunu sadece bir "semptom"dur. Hastalık ise, toplumsal yapının içinde giderek yaygınlaşmaktadır. Bu semptomun önleyici boyutta eğitim, sağlık, gelir, adalet, aile, çocuk, gençlik, çalışma ve sosyal güvenlik v.b. politikalarla yakından ilişkisi bulunmaktadır ve sosyal devletin şemsiyesi altında bulunması gerekmektedir. Sokak çocukları olgusu ve genelde "çocuk" sorununa çözümler getirebilmek için makro düzeyde önlemler almak şarttır. Sokak çocukları olgusuna köklü bir çözüm bulabilmek için, Çocuk Hakları Sözleşmesi çerçevesinde, tüm çocukların yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan çağdaş bir yasal-örgütsel yapılanmaya acilen gereksinim vardır. Çağdaş bir yasal örgütsel yapı, doğum öncesinden başlayarak bağımsız bir yetişkin oluncaya kadar bireyi aile ve toplum içinde desteklemek için gerekli önlemler olur. Nitekim Sayın BAŞ, "doğum ikramiyesi" ve "okul öncesi dönem masrafları" adı altında "devlet yardımı" projesiyle "sosyal devlet" in bu konudaki politikasını çizmekte, çözüme yönelik bir profil ortaya koymaktadır.
Türkiye'nin böyle birliktelikten bir yararı olmayacağı açıktır. Milli Devlet anlayışında, dünya devletleri ile kurulacak birliktelikler için belirlenen temel ölçü, "Türkiye'nin menfaatlerinin azami derecede korunması"dır.
Dış politikada ana kural karşılıklı saygıdırTopraklarımızda hesabı olmayan, bizi ve kimliğimizi değiştirerek vatanımızı ele geçirme ihtirası taşımayan devletler, elbette ki mevcuttur. Türkî Cumhuriyetler, Türk-İslam dünyası, Uzakdoğu ülkeleri ve topraklarımızda ve kaynaklarımızda gözü olmayan sair devletler bu çerçevede değerlendirilebilir. Geçmişte yüzyıllarca liderlik yaptığımız, hakimiyetimiz altında yaşamış olan ülkeler ve halklar, bugün dahi kuracağımız böylesi ortaklıklarda Türk milletini yine baş olarak görmek istemektedir. Önce bölgesinde ve sonra da dünyada "lider bir Türkiye" nin temellerinin atılacağı birliktelikleri Milli Devletle hayata geçirmekteyiz.
Sosyal Devlet olarak Milli DevletSosyal Devlet kavramı, hemen hemen bütün devletlerin anayasalarında ki temel hükümlerdendir. Bütün iktisat görüşleri, Sosyal Devleti veya refah devletini hayata geçireceğini iddia eder. Ama ilk defa hiçbir iktisadi modelin hayal bile edemediğibir Sosyal Devlet anlayışını, Milli Devlet Modeli hayata geçirmekte ve bunun teorik-pratik temellerini ortaya koymaktadır.Gerek Sosyal Devlet kavramına yaklaşımı, gerekse bunun uygulanması için gerekli olan finansmanın oluşturulması noktasında şu ana kadar ifade edilen Sosyal Devlet yaklaşımlarından bambaşka bir Sosyal Devlet anlayışını uygulamayakoymaktayız. Önce şu soru ile konuyu açabiliriz: Neden Sosyal Devlet - Milli Devlet?Milli Devlet'in vazifelerini tarif ederken, insanların doğuştan gelen hakları olduğunu ifade etmiştik. Bunları yaşatmak ve korumak ise devletin vazifesidir. İşte bu hakları yaşatmakla mükellef olan devlet, sosyal sorumluluklar taşımaktadır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Ünal Emiroğlu / Mimar Sinan Üniversitesi:Tez, sokak çocukları sorununu çözüyorSokak çocukları "korunmaya muhtaç kent çocukları"dır. Sorun, kentleşme süreci içinde hızla büyümektedir. Deyim yerindeyse, sokak çocukları sorunu sadece bir "semptom"dur. Hastalık ise, toplumsal yapının içinde giderek yaygınlaşmaktadır. Bu semptomun önleyici boyutta eğitim, sağlık, gelir, adalet, aile, çocuk, gençlik, çalışma ve sosyal güvenlik v.b. politikalarla yakından ilişkisi bulunmaktadır ve sosyal devletin şemsiyesi altında bulunması gerekmektedir. Sokak çocukları olgusu ve genelde "çocuk" sorununa çözümler getirebilmek için makro düzeyde önlemler almak şarttır. Sokak çocukları olgusuna köklü bir çözüm bulabilmek için, Çocuk Hakları Sözleşmesi çerçevesinde, tüm çocukların yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan çağdaş bir yasal-örgütsel yapılanmaya acilen gereksinim vardır. Çağdaş bir yasal örgütsel yapı, doğum öncesinden başlayarak bağımsız bir yetişkin oluncaya kadar bireyi aile ve toplum içinde desteklemek için gerekli önlemler olur. Nitekim Sayın BAŞ, "doğum ikramiyesi" ve "okul öncesi dönem masrafları" adı altında "devlet yardımı" projesiyle "sosyal devlet" in bu konudaki politikasını çizmekte, çözüme yönelik bir profil ortaya koymaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.