Tarih boyunca pek çok milletin can emniyetinin, mal emniyetinin, namus emniyetinin, din ve vicdan hürriyetinin teminatı olmuş Türk milleti bugün eski vasıflarını kaybettiği halde halen eski günleri ile yad edilmektedir. Hissettiğimiz bu olumlu hava neden ecdadımız gibi olmayalım sorusunu akla getirmektedir. İstanbul, bugünlerde Karadeniz işbirliği toplantısına ev sahipliği yapıyor.Türkiye'nin önünde aslında çok farklı milletlerle beraber hareket etme imkanı mevcuttur.Önümüzde bizi yukarıdaki nazarla takip eden bir Türk dünyası var. Müslüman alemi ve Müslüman Türk dünyası birlik çatısı ile toplanmayı beklemektedir. Özellikle ABD'nin kendi kurduğu demokrasi anlayışı çerçevesinde başlattığı işgaller 22 İslam ülkesini tehdit ederken Türkiye'ye bu ülkelerde biçilen rol günümüzde izlenen çizgi değildir. Türkiye son 4.5 yılını tamamen ve daha öncesinde de en az bir 20 yılını AB senaryoları ile şekillendirmiştir. Tek hedef olarak gösterilen AB'nin çıkmaz sokak olduğu defalarca Batılı liderler tarafından dile getirilse de bizimkiler , hedeften şaşmamaktadır. BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, AB'nin bittiğini, kaynakların tükendiğini ve neslin,n yaşlandığını vurgulayarak aslında AB'nin Türkiye'ye muhtaç olduğunu defalarca vurgulamıştır. AB ile ilgili Tek farklı ses olan Sayın Baş, Türkiye cumhuriyeti devletini bekleyen bir uzak doğu coğrafyası veya Türki cumhuriyetler veya Türk İslam alemi ve Müslüman dünyası olduğunun altını çizmektedir. Üstelik bu milletlerle kurulacak iş birliği veya farklı alanlardaki birlikteliklerde Türk milleti değerlerini koruyacak ve hatta diğer milletlere tarihteki gibi maneviyatını ve kendi kültürünü tanıtabilecektir. Bir Hıristiyan birliği olan AB ile bir olmak demek, ancak Müslüman Türkiye'nin Hıristiyan olmasından sonradır. Böyle bir inanç tahribatının , peşinden parçalanmayı da getireceği muhakkaktır. Zaten , talepler incelendiğinde görüldüğü gibi AB nin Türkiye ile masaya oturduğu her temasta maksadı ,üyeliğe hazırlık değil, bu bölünme ve parçalanma sürecini hızlandırmak olmuştur. AB den başak istikameti, ABD den başka bir danışma merkezi ve IMF'den başka bir ekonomisti olmayan bir siyaset anlayışı Türkiye'de defaatle denenmiştir. Bunlardan başka bir formülü olmayanların halen bu üçlü üzerinden siyaset yapmayı doğaldır. Ancak sokaktaki vatandaş dahi, Türkiye'nin geldiği noktada artık yeni bir şeyler denemek gerektiğini vurgulamaktadır.Yeni bir şeyden maksat Türkiye'yi önce bölgesinde ve sonra da dünya da liderlik koltuğuna oturtacak iç ve dış politikada yeni ve milli bir çizgidir. Biz liderlerin konuşmalarından ve seçim bildirgelerinden anlıyoruz ki, sadece BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın bir "yenisi" var.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Abdullah Kibarlı / diğer yazıları
- Ehl-i Beyt'i sevmek, Yüce Allah ve Rasulü'nün emridir / 01.03.2011
- Bu gidişat hayra alamet değil? / 14.08.2009
- Dinlerarası diyalog fitnesine maruz bırakılan millet / 13.08.2009
- AB'ye uyum için Vatikan rıhtımına atılan demir / 12.08.2009
- AKP'nin icraatları, Türk milletini Haçlı rıhtımına sürükledi / 11.08.2009
- Açılım, parçalanmanın habercisi / 06.08.2009
- ABD ile yola devam edilmemelidir, çünkü? / 14.07.2007
- Mevtayı nasıl bilir siniz? / 13.07.2007
- Seçim vaadi değil, dünyaya malolmuş bir iktisat modelinin kuralları / 12.07.2007
- Ne diyor bu liderler? / 11.07.2007
- Bu gidişat hayra alamet değil? / 14.08.2009
- Dinlerarası diyalog fitnesine maruz bırakılan millet / 13.08.2009
- AB'ye uyum için Vatikan rıhtımına atılan demir / 12.08.2009
- AKP'nin icraatları, Türk milletini Haçlı rıhtımına sürükledi / 11.08.2009
- Açılım, parçalanmanın habercisi / 06.08.2009
- ABD ile yola devam edilmemelidir, çünkü? / 14.07.2007
- Mevtayı nasıl bilir siniz? / 13.07.2007
- Seçim vaadi değil, dünyaya malolmuş bir iktisat modelinin kuralları / 12.07.2007
- Ne diyor bu liderler? / 11.07.2007