Necip Fazıl’ın bu meşhur şiirini on yıldır ülkeyi yöneten AKP kurmaylarının hepsi ezbere bilir.
Eskiden, yani iktidar koltuğuna oturmadan önce kamera gördükleri hemen her yerde de sıkça okurlardı.
Miting meydanlarında, salon toplantılarında sayın Başbakanın ağzından defalarca dinlemişizdir bu şiiri:
“Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul
Bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul
Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa
Yaşasın kefenimin kefili karaborsa.”
AKP iktidar olduktan sonra ne Başbakandan ne de diğer kurmaylardan pek işitmedik bu şiiri, meğerse yüzleri yokmuş bu okumaya.
Rakamlar ortaya koydu ki, on yıllık iktidarları devrinde şiirde sözü edilen kurt gibi taksim yapmışlar.
“Bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul.”
Nerede adalet, nerede hak-hukuk, nerede tüyü bitmemiş yetimlerin hakları, nerede “işçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz” hadis-i şerifi?
Nerede “kimsesizlerin kimsesi olma” iddiası?
Kimlerin kimsesi olduğunuzu rakamlar söylüyor; asgari ücretliden yüzde on beş vergi alıyorsunuz, en zengin yüz kişinin ödediği gelir vergisi ise yüzde beş civarında…
On yıllık AKP iktidarının neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor.
Bir telini çekseniz kırk yama birden dökülüyor.
Buyurun rakamların dilinden bu kadronun kimlerin “kimsesi” olduğunu dinleyin:
“AKP’nin zengini daha zengin, fakiri daha da fakir eden garip ekonomi politikaları “garabet” sonuçlara yol açtı. En zengin 100 Türk’ün gelir vergisi oranı yüzde 5’lerde kalırken, asgari ücretli yüzde 15 ödemek zorunda kaldı.
Gerçek rekortmen onlar. Vergiyi tabana yayamayan, gelir adaletini sağlayamayan iktidar, zenginlerden aldığı verginin 3 katını aldığı asgari ücretliyi ’rekortmen’ yaptı. Acı gerçeği, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) vergi istatistikleri araştırması ortaya koydu.”
Sayın Haydar Baş, miting meydanlarında, salon toplantılarında “asgari ücret 2000 TL olacak ve geliri yüz bin liranın altında olandan vergi alınmayacak” dediği zaman sayın hacım, muhterem hocam bıyık altından gülüyordu.
Şimdi bu tabloyu onlara armağan ediyoruz; asgari ücretten yüzde on beş gelir vergisi, en zenginlerden ise yüz de beş gelir vergisi…
Çerçeveletip her dem görebilecekleri bir yere assınlar.
Necip Fazıl’ın bu şiirini de her ihtimale karşı yine de ezberlesinler, bakarsın seçim çalışmalarında lazım olur.
Okumaya yüzleri tutarsa tabii.
Eskiden, yani iktidar koltuğuna oturmadan önce kamera gördükleri hemen her yerde de sıkça okurlardı.
Miting meydanlarında, salon toplantılarında sayın Başbakanın ağzından defalarca dinlemişizdir bu şiiri:
“Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul
Bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul
Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa
Yaşasın kefenimin kefili karaborsa.”
AKP iktidar olduktan sonra ne Başbakandan ne de diğer kurmaylardan pek işitmedik bu şiiri, meğerse yüzleri yokmuş bu okumaya.
Rakamlar ortaya koydu ki, on yıllık iktidarları devrinde şiirde sözü edilen kurt gibi taksim yapmışlar.
“Bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul.”
Nerede adalet, nerede hak-hukuk, nerede tüyü bitmemiş yetimlerin hakları, nerede “işçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz” hadis-i şerifi?
Nerede “kimsesizlerin kimsesi olma” iddiası?
Kimlerin kimsesi olduğunuzu rakamlar söylüyor; asgari ücretliden yüzde on beş vergi alıyorsunuz, en zengin yüz kişinin ödediği gelir vergisi ise yüzde beş civarında…
On yıllık AKP iktidarının neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor.
Bir telini çekseniz kırk yama birden dökülüyor.
Buyurun rakamların dilinden bu kadronun kimlerin “kimsesi” olduğunu dinleyin:
“AKP’nin zengini daha zengin, fakiri daha da fakir eden garip ekonomi politikaları “garabet” sonuçlara yol açtı. En zengin 100 Türk’ün gelir vergisi oranı yüzde 5’lerde kalırken, asgari ücretli yüzde 15 ödemek zorunda kaldı.
Gerçek rekortmen onlar. Vergiyi tabana yayamayan, gelir adaletini sağlayamayan iktidar, zenginlerden aldığı verginin 3 katını aldığı asgari ücretliyi ’rekortmen’ yaptı. Acı gerçeği, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) vergi istatistikleri araştırması ortaya koydu.”
Sayın Haydar Baş, miting meydanlarında, salon toplantılarında “asgari ücret 2000 TL olacak ve geliri yüz bin liranın altında olandan vergi alınmayacak” dediği zaman sayın hacım, muhterem hocam bıyık altından gülüyordu.
Şimdi bu tabloyu onlara armağan ediyoruz; asgari ücretten yüzde on beş gelir vergisi, en zenginlerden ise yüz de beş gelir vergisi…
Çerçeveletip her dem görebilecekleri bir yere assınlar.
Necip Fazıl’ın bu şiirini de her ihtimale karşı yine de ezberlesinler, bakarsın seçim çalışmalarında lazım olur.
Okumaya yüzleri tutarsa tabii.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025