"Beni candan usandırdı, cefadan yar usanmaz mı?
Felekler yandı ahımdan, muradımın şem-i yanmaz mı?
Kamu bimarına canan deva'yı derd eder ihsan
Niçin kılmaz bana derman, beni bimar sanmaz mı?
Fuzuli rind-i şeydadır hemişe halka rüsyadır
Sorun kim bu, ne savdadır, bu sevdadan usanmaz mı?"
Birçocuğumuzun edebiyat derslerinde gördüğümüz ve aruz ölçülerine örnek verilerek anlatılan bu mısraların, neler anlattığını belki de bilmiyoruz. Bunu bilmek için Fuzuli'nin hayatını anlamak gerekir.
Gerçek adı, Mehmet'tir, 1480 yıllarında Kerbela da doğmuştur. Oğuz boylarındandır, Irak Türklerindendir. Farsça, Arapça ve Türkçe eserler yazarak büyük bir coğrafyaya hitap etmiştir.
Fuzuli 12 İmamla karşı duyduğu büyük sevgi nedeniyle yaşamını Kerbela'da geçirmiştir. Eserlerinin büyük bir çoğunluğun da Kerbela olayını ve Hz. Hüseyin'e olan aşkını konu edinmiştir.
Fuzuli'nin en bilindik eserlerinden biri de hiç şüphesiz ki, Su Kasidesi'dir. Bu kaside Peygamber (sav) Efendimize yazılmıştır.
"Ey göz! Gönlümdeki ateşlere su saçma,
Çünkü bu kadar tutuşan ateşe su çare olmaz.
Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa şaşılmaz,
Çünkü devamlı geçmekle su duvarda yarıklar bırakır.
Bahçıvan gül bahçesini suya versin, boşuna zahmet etmesin,
Çünkü o, bin gül bahçesine su verse bile senin yüzün gibi bir gül açılmaz."
Fuzuli'nin yine en bilindik eseri olan "Leyla ile Mecnun" mesnevisi de aşkın tanımını ortaya koyan mükemmel eserlerdendir.
Fuzuli'ye göre gerçek aşk mutlak aştır. Mutlak aşk ise, yalnızca Yaradan'a duyulan aşktır. Evrenin ve maddenin yansıması olan, Ezel ve Ebed olana duyulan aşk, gerçek aşktır.
Bunun yanı sıra Fuzuli, çağın yolsuzluklarını ele alıp, rüşvete değinerek de o dönemdeki mevcut sistemi eleştirildiği bilinir.
Fuzuli ömrünü Necef'te Hz. Ali'nin türbesinde, hizmetle geçirir. O dönemde salgın olan veba hastalığı Fuzuli'nin vefatının sebebi olur. 1556 yılında ahrete rıhlet eder. Ehl-i Beyt'e olan sevgisinden dolayı, Kerbela'ya defnedilir. Fakat o mükemmel şiirleriyle halen hayatını devam ettirmektedir.
"Dünya ve ahreti bilmek bilgelik değildir
Bilge, dünyanın kölesi olmaz, ahretin hayaliyle de yaşamaz
Ey Fuzuli ah edip, inlemelerin herkesi üzmektedir
Eğer aşk belasından hoşnut isen bu kavga nedir."
Rabbim şefaatlerine nail eylesin.
Felekler yandı ahımdan, muradımın şem-i yanmaz mı?
Kamu bimarına canan deva'yı derd eder ihsan
Niçin kılmaz bana derman, beni bimar sanmaz mı?
Fuzuli rind-i şeydadır hemişe halka rüsyadır
Sorun kim bu, ne savdadır, bu sevdadan usanmaz mı?"
Birçocuğumuzun edebiyat derslerinde gördüğümüz ve aruz ölçülerine örnek verilerek anlatılan bu mısraların, neler anlattığını belki de bilmiyoruz. Bunu bilmek için Fuzuli'nin hayatını anlamak gerekir.
Gerçek adı, Mehmet'tir, 1480 yıllarında Kerbela da doğmuştur. Oğuz boylarındandır, Irak Türklerindendir. Farsça, Arapça ve Türkçe eserler yazarak büyük bir coğrafyaya hitap etmiştir.
Fuzuli 12 İmamla karşı duyduğu büyük sevgi nedeniyle yaşamını Kerbela'da geçirmiştir. Eserlerinin büyük bir çoğunluğun da Kerbela olayını ve Hz. Hüseyin'e olan aşkını konu edinmiştir.
Fuzuli'nin en bilindik eserlerinden biri de hiç şüphesiz ki, Su Kasidesi'dir. Bu kaside Peygamber (sav) Efendimize yazılmıştır.
"Ey göz! Gönlümdeki ateşlere su saçma,
Çünkü bu kadar tutuşan ateşe su çare olmaz.
Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa şaşılmaz,
Çünkü devamlı geçmekle su duvarda yarıklar bırakır.
Bahçıvan gül bahçesini suya versin, boşuna zahmet etmesin,
Çünkü o, bin gül bahçesine su verse bile senin yüzün gibi bir gül açılmaz."
Fuzuli'nin yine en bilindik eseri olan "Leyla ile Mecnun" mesnevisi de aşkın tanımını ortaya koyan mükemmel eserlerdendir.
Fuzuli'ye göre gerçek aşk mutlak aştır. Mutlak aşk ise, yalnızca Yaradan'a duyulan aşktır. Evrenin ve maddenin yansıması olan, Ezel ve Ebed olana duyulan aşk, gerçek aşktır.
Bunun yanı sıra Fuzuli, çağın yolsuzluklarını ele alıp, rüşvete değinerek de o dönemdeki mevcut sistemi eleştirildiği bilinir.
Fuzuli ömrünü Necef'te Hz. Ali'nin türbesinde, hizmetle geçirir. O dönemde salgın olan veba hastalığı Fuzuli'nin vefatının sebebi olur. 1556 yılında ahrete rıhlet eder. Ehl-i Beyt'e olan sevgisinden dolayı, Kerbela'ya defnedilir. Fakat o mükemmel şiirleriyle halen hayatını devam ettirmektedir.
"Dünya ve ahreti bilmek bilgelik değildir
Bilge, dünyanın kölesi olmaz, ahretin hayaliyle de yaşamaz
Ey Fuzuli ah edip, inlemelerin herkesi üzmektedir
Eğer aşk belasından hoşnut isen bu kavga nedir."
Rabbim şefaatlerine nail eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Behiye Alioğlu / diğer yazıları
- Egoist miyiz? / 04.07.2019
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016