1. ve 2. Dünya Savaşı'nın nasıl başladığını, tarihle birazcık flörtü olan herkes bilir. Ama 3. Dünya Savaşı'nın nasıl başlayacağını bir ben biliyorum! Elimde sağlam kanıt yok. Tanık ifadesi de sormayın. Moskova'da oluşumun dünyanın kaderiyle ilgili özel bilgiler edinme ayrıcalığı verdiğini söyleyecek kadar sıyırmadım kafayı. Ama maalesef ben bir gazeteciyim ve gazetecilerin burnu, ister çıkacak savaş olsun, isterse yaşanacak kriz, çoğunluktan daha iyi koku alır. Hatırlatayım: 1. Dünya Savaşı, 28 Haziran 1914'te Avusturya arşidükü Franz Ferdinand ve karısı Sofia'nın, Sırp milliyetçisi bir terörist tarafından öldürülmesiyle patlak verdi. 2. Dünya Savaşı ise 3 Eylül 1939'da İngiltere ve Fransa'nın, Polonya'yı işgal eden Hitler Almanyası'na savaş ilanıyla başladı. Sonrası malumunuz... Medyanın yanlış haberi3.Dünya Savaşı'nın başlama tarihini kestiremiyorum, ama nasıl çıkacağından adım gibi eminim: Bir gün bir medya kuruluşu yalan yanlış bir haber verecek ve o gün savaş başlayacak. Olayın gerçek yüzü anlaşılana dek dünyanın yarısı haritadan silinecek. Tıpkı biz gazetecilerin insanları suçladığımız haberleri manşetten, o insanların masumiyetlerini mahkeme kararıyla tescil ederek önümüze koydukları tekzipleri iç sayfadan tek sütuna koyduğumuz gibi, o gün de yalan yanlış haber için dilenecek özür, muhtemelen savaşın gürültü patırtısı arasında duyulmayacak bile. Hasan Cemal'in 'Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim' kitabını okurken, objektif gazeteciliğin kaybolup giden değerleri de satıraralarında sık sık göz kırptı. Ve bizzat Hasan Cemal'in şahsında klişeleşen deyimle 'soru işaretinin çengelini' beynime astı. Eh, ben de Cumhuriyet'in o kavgalı yıllarında 'yükseliş ve çöküşü' bizzat yaşamış bir gazeteci olarak kişisel tarihimden sayfaları okudum kitapta. Daha kitabı bitiremeden, özellikle 'haberi en az iki, hatta en iyisi üç kaynaktan teyit etmeden yayımlamama' ilkesinin şimdiki medya âleminde Kaf Dağı masalı gibi algılandığını düşünürken bir habere takıldım. Putin, Rus bankacılarla toplanmış ve gazetecilerin önünde, "Yabancı bankaların Rusya'da şube açmaları engellenmeli, hatta tümüyle yasaklanmalı" demiş. Bu açıklamayı yerli ve yabancı bazı medya kuruluşları yanlış anladı. Doğru anlamak için de özel gayret içine girmediler. Haberlerini yazmadan evvel bir bankacıyı arasalar doğrusunu öğreneceklerdi. Ama artık suyu getirenle testiyi kıranın bir tutulduğu medya âleminde bu tür mesleki gereklilikler bile 'zul' sayıldığından, anladıklarını yazdılar. Putin, yabancı bankalara savaş açıyordu. Rusya'da 40'a yakın 'yabancı banka' vardı. Bunlardan beşi de Türk'tü. Demek ki, bu bankaların kaderi de belirsizdi! Türk basınını hadi bir yana koyalım, ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi Komsomolskaya Pravda bile soru işaretleriyle dolu ilk günkü haberinin ardından, ikinci gün açıklama yapıp durumu düzeltti. İşin doğrusu şuydu: Rusya'daki 40 küsur banka 'yabancı' banka değil, 'Rus yasalarına göre kurulmuş yabancı sermayeli bankalar'dı. Yani bunlar zaten pratikte 'Rus bankası'ydı. Putin'in kastettiği başka bir şeydi. Yabancı ülkelerde kurulu olan ve kuruldukları ülkelerin yasalarına tabi olan bankalar, Rusya'ya gelip sadece şube açmak istiyor ve Rus lisansı almayı zorluk sayıyordu. Şube açmaya izin verilmesi için bastıran Dünya Ticaret Örgütü de, tam üye olmak isteyen Rusya'ya aba altından sopa gösteriyordu. Putin'in öfkesi burnundaydı. Mealen, "Lisans alın, diğerleriyle eşit şartlarda çalışın. Ama dışarıdaki bankanın şubesi gibi gelip, büyük sermaye gücünüzü denetimsiz olarak Rusya'da kullanıp ülke ekonomisini yönetemezsiniz" diyordu. Dünya savaşlarıyla başlayıp işi Moskova'daki bir bankacılık haberine indirgediğimi mi düşünüyorsunuz? Sakın yapmayın. Ben, minik bir örnekten hareketle, çok 'muhtemel ve yakın tehlikeyi' anlatıyorum size. Irak'taki 'nükleer silah tesislerinin uydudan çekilme resimlerini' gerçekmiş gibi yayımlayıp savaşa giden yola taş döşeyen medya değil miydi? Öncelikle biz gazetecilerin kendimizi silkeleme zamanı gelmedi mi? Gazeteci bu kadar sorumsuz davranırsa, üç vakte kadar olacağı söylüyorum size: Bir gün bir yalan haber uçacak ve 3. Dünya Savaşı çıkacak. 'Medyanın gücü' dedikleri işte bu...SSuat Taşpınar / Radikal
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.