Kaç gün kaldı 2018'e? Bir mi? Oysa aynı soruyu geçen yıl, önceki yıl, daha önceki yıl, ondan daha önceki yıl? Yani hayattan bir şeyler beklemeye başladığımız günden beri soruyoruz. Hâlâ sorduğumuza göre demek ki, beklentilerimizi hâlâ bekliyoruz.
Birçok kişi beklemeden sıkılmış, geleceğe dair ümitlerini kaybetmeye başlamış olacak ki, birçok kimse biraz espri de katarak; "2018'in fragmanı yok mu? Onu izlesek de ona göre girip, girmeme kararı versek" mesajları yayınlıyorlar.
2018'in fragmanı olmaz olur mu? Tabii ki var. Yaşadığımız yıl (2017) gelecek olan yılın (2018) fragmanıydı. Yani yaşadığımız yıl gelecek yılın fragmanıdır. Geride bıraktığınız yıl devlet babında sosyal, ekonomik, siyasi, güvenlik, sağlık, eğitim, terör vs. gibi bağlamlarda ülkeniz lehine iyi verilerle sonuçlanmışsa gelecek yıl daha iyi olacaktır. Yok, başarısız bir tablo varsa haliyle gelecek yıl da daha kötü olacaktır.
Fert bazında da böyledir. Siz itikaden, ahlaken ayakta kalmış kendinize, ailenize, akraba ve komşularına, devlet ve milletinize karşı sorumluluklarınızı yerine getirmiş veya getirme gayretinde olmuşsanız gelecek yıl siz mutlusunuz, huzurlusunuz, sabır ve kanaat ehli olarak başarılısınız.
Yok, inancını rafa kaldırmış; iş, aile ve sosyal hayatta ahlak ölçülerini bir tarafa atmış, ibadet kavramını unutmuş, yediğinin, içtiğinin helal-haram ölçüsünü merak dahi etmez olmuşsan; para gelsin de nasıl gelirse gelsin mantığına bürünmüşsen, komşuna, akrabana, kardeşine kem gözle, hor gözle bakıyorsan, eşin, çoluk-çocuğun ölçü tanımıyor, sen de koy verip gitmişsen sen, yeni yıla girme.
PEKİ, 2018 NASIL OLACAK?
Daha beter olacak. Nerden mi biliyorum? Faiz, zina, tecavüz, çocuk istismarı, yolsuzluk, adam kayırma, işi ehline vermeme, Dinlerarası Diyalog, mezhebi farklı diye, kardeşler arası kavga, emperyalistlere uşaklık, hakkı batıl batılı hak görme, doğru konuşanı yalanlayıp, yalan konuşanı doğrulayıp, ona destek verdiğimiz sürece 2018 daha beter bir yıl olacak.
Bu kehanet filan değil. Allah ve Resulü tarafından bildirilen gerçeklerdir. Önceki kavimlerin helakine sebep olan fiillerin hepsi ülkemizde yaşanıyor. Devletleri bitiren, iç savaşa götüren süreçlerin hepsi de yaşanıyor veya tetikleniyor, tetiklenmek üzere.
Ne mi yapalım? Bitsin şu körlük hep beraber gözlerimizi açmamız lazım. Bakın! Gözlerimizi açtığımızda ne olur?
Bir hikâye aktarayım:
20 yaşında genç delikanlı otobüsün camından bakarken birden bağırdı; "Baba! Arabalar, arabaları görüyor musun, bizle geliyorlar."
Babası gülümsedi ve mutlulukla saçını okşadı. Genç, bir süre daha dışarıyı izledi ve sonra birden bağırdı.
"Bulutlar baba, bulutlar harika."
Baba gülümseyerek oğlunu izledi. "Baba ağaçlar" dedi aniden delikanlı. "Onlar hep geride kalıyor."
Arkada oturan yaşlı adam, bu bağrışmalardan rahatsız olmuş olacak ki; babanın omzuna dokundu.
"Beyefendi, oğlunuzu iyi bir doktora götürmelisiniz. Problemi var herhalde" dedi. Baba geriye dönerek "o zaten iyi bir doktordan geliyor. Oğlum doğuştan kördü ve ameliyat sonrası gözleri açıldı" dedi. Evet, bizler gözlerimizi açtığımızda hayatın gerçek güzelliklerini şaşkınlıkla izleyeceğiz. Birileri de bundan çok rahatsız olacak. Kalabalıklar sırtını dönse de sen umudunu kaybetme.
Bir cümle not almıştım; "Geçmiş, geçmiş olsaydı sürekli önümüze geçip, yolumuzu kesmezdi. Gelecek gelmemiş olsaydı sürekli arkamıza geçip bizi, yürümemiz için itmezdi. Umut olsaydı, umutsuzluk bizi sürekli gölgemiz gibi takip etmezdi. O yüzden geçmiş ile geleceğin arasını umut belirler. Umudunu kaybetme."
Birçok kişi beklemeden sıkılmış, geleceğe dair ümitlerini kaybetmeye başlamış olacak ki, birçok kimse biraz espri de katarak; "2018'in fragmanı yok mu? Onu izlesek de ona göre girip, girmeme kararı versek" mesajları yayınlıyorlar.
2018'in fragmanı olmaz olur mu? Tabii ki var. Yaşadığımız yıl (2017) gelecek olan yılın (2018) fragmanıydı. Yani yaşadığımız yıl gelecek yılın fragmanıdır. Geride bıraktığınız yıl devlet babında sosyal, ekonomik, siyasi, güvenlik, sağlık, eğitim, terör vs. gibi bağlamlarda ülkeniz lehine iyi verilerle sonuçlanmışsa gelecek yıl daha iyi olacaktır. Yok, başarısız bir tablo varsa haliyle gelecek yıl da daha kötü olacaktır.
Fert bazında da böyledir. Siz itikaden, ahlaken ayakta kalmış kendinize, ailenize, akraba ve komşularına, devlet ve milletinize karşı sorumluluklarınızı yerine getirmiş veya getirme gayretinde olmuşsanız gelecek yıl siz mutlusunuz, huzurlusunuz, sabır ve kanaat ehli olarak başarılısınız.
Yok, inancını rafa kaldırmış; iş, aile ve sosyal hayatta ahlak ölçülerini bir tarafa atmış, ibadet kavramını unutmuş, yediğinin, içtiğinin helal-haram ölçüsünü merak dahi etmez olmuşsan; para gelsin de nasıl gelirse gelsin mantığına bürünmüşsen, komşuna, akrabana, kardeşine kem gözle, hor gözle bakıyorsan, eşin, çoluk-çocuğun ölçü tanımıyor, sen de koy verip gitmişsen sen, yeni yıla girme.
PEKİ, 2018 NASIL OLACAK?
Daha beter olacak. Nerden mi biliyorum? Faiz, zina, tecavüz, çocuk istismarı, yolsuzluk, adam kayırma, işi ehline vermeme, Dinlerarası Diyalog, mezhebi farklı diye, kardeşler arası kavga, emperyalistlere uşaklık, hakkı batıl batılı hak görme, doğru konuşanı yalanlayıp, yalan konuşanı doğrulayıp, ona destek verdiğimiz sürece 2018 daha beter bir yıl olacak.
Bu kehanet filan değil. Allah ve Resulü tarafından bildirilen gerçeklerdir. Önceki kavimlerin helakine sebep olan fiillerin hepsi ülkemizde yaşanıyor. Devletleri bitiren, iç savaşa götüren süreçlerin hepsi de yaşanıyor veya tetikleniyor, tetiklenmek üzere.
Ne mi yapalım? Bitsin şu körlük hep beraber gözlerimizi açmamız lazım. Bakın! Gözlerimizi açtığımızda ne olur?
Bir hikâye aktarayım:
20 yaşında genç delikanlı otobüsün camından bakarken birden bağırdı; "Baba! Arabalar, arabaları görüyor musun, bizle geliyorlar."
Babası gülümsedi ve mutlulukla saçını okşadı. Genç, bir süre daha dışarıyı izledi ve sonra birden bağırdı.
"Bulutlar baba, bulutlar harika."
Baba gülümseyerek oğlunu izledi. "Baba ağaçlar" dedi aniden delikanlı. "Onlar hep geride kalıyor."
Arkada oturan yaşlı adam, bu bağrışmalardan rahatsız olmuş olacak ki; babanın omzuna dokundu.
"Beyefendi, oğlunuzu iyi bir doktora götürmelisiniz. Problemi var herhalde" dedi. Baba geriye dönerek "o zaten iyi bir doktordan geliyor. Oğlum doğuştan kördü ve ameliyat sonrası gözleri açıldı" dedi. Evet, bizler gözlerimizi açtığımızda hayatın gerçek güzelliklerini şaşkınlıkla izleyeceğiz. Birileri de bundan çok rahatsız olacak. Kalabalıklar sırtını dönse de sen umudunu kaybetme.
Bir cümle not almıştım; "Geçmiş, geçmiş olsaydı sürekli önümüze geçip, yolumuzu kesmezdi. Gelecek gelmemiş olsaydı sürekli arkamıza geçip bizi, yürümemiz için itmezdi. Umut olsaydı, umutsuzluk bizi sürekli gölgemiz gibi takip etmezdi. O yüzden geçmiş ile geleceğin arasını umut belirler. Umudunu kaybetme."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025