2001 krizi gölgede kalmış durumda
Makina Mühendisleri Odası’nca hazırlanan ve yılsonunda tüketici enflasyonunun yüzde 25’i, üretici enflasyonun ise yüzde 66’yı bulabileceğine dikkat çekilen Sanayinin Sorunları Bülteni’ndeki analize göre TL’deki değer kaybı 2001 krizindeki erimeyi geride bırakmış durumda
14.12.2021 18:35:00





TMMOB Makina Mühendisleri Odası, her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez'in katkısıyla hazırladığı Sanayinin Sorunları Bülteni'nin 76'ncısını ekonomideki tıkanmaya ve enflasyondaki tırmanışın getirdiği çözümsüzlüklere ayırdı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, TÜİK, Merkez Bankası, Eurostat, OECD ve IMF verileri kullanılarak yapılan analizde 2021 sonunda tüketici enflasyonu yüzde 25'i, üretici enflasyonun ise yüzde 66'yı bulma ihtimalinden söz edildi. Hızlı enflasyonun, bölüşümü sert biçimde bozduğuna dikkat çekilen analizde, son aylarda TL'deki değer kaybının 2001 krizindeki erimeyi geride bıraktığına dikkat çekildi. İktidarın ısrar ettiği yolun ekonomik bir hamleyle aşılması olanağının kalmadığının belirtildiği analizde, erken genel seçimin toplumun çok geniş bir kesiminde tek çıkış olarak görüldüğüne dikkat çekildi.
Enflasyon tehlikeli sulara çekiliyor
Sanayinin Sorunları Bülteni'ndeki, tüketici enflasyonu 2021 sonunda yüzde 25'e doğru ve üretici enflasyonunun ise yüzde 66'ya doğru gittiğini ifade edildiği analizde, "Dünyada enflasyon tırmanış halinde ve buna önlem olarak yerel paraları korumak için faizler yükseltilirken, Türkiye'de doludizgin faiz indirildi. Bu durum, derin bir kaos iklimi yaratan AKP iktidarına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a toplumsal güveni hızla eritiyor" ifadelerine yer verildi. Toplumda ekonomiye olan güvensizliğin özellikle Türk Lirası'ndan dövize yöneliş biçiminde ifadesini bulduğu ve banka mevduatlarının neredeyse üçte ikisinin dövize yöneldiği tehlikeli, endişe verici bir sürecin yaşandığına dikkat çekildi. Bültene göre TL'nin değer kaybını olağanüstü hızlandıran bu süreç, enflasyonu tehlikeli sulara çekerken iktidarın ekonomiye ilişkin bir yol haritasının olmayışı, belirsizlikleri ve endişeleri daha da artırıyor.
Ekonomiye güven dibe vurmuş durumda
Hükümetin siyasi durumunu tarifte de en önemli göstergelerden biri olarak kabul edilen Tüketici Güven Endeksi'nin Kasım'da bir önceki aya göre 7.3 puan birden düşerek 2004'ten bu yana olan değerlerin en kötüsünü sergilediğine vurgu yapılan analizde Türkiye ekonomisine hem içeride hem de dışarıda güvenin dibe vurduğuna dikkat çekildi. Sanayinin Sorunları Bülteni'nde şu ifadelere yer verildi: "Ekonomi yönetimine içeride ve dışarıda azalan güvenin hem dış sermaye girişini olumsuz etkilediği hem de içeride TL mevduatların dövize yönelişine yol açtığı gözleniyor. Bu güvensizlikte, yükselen enflasyona rağmen, TCMB politika faizinin indirilmesi en önemli etkendir. Özellikle 2021 Eylül ayında başlatılan faiz indirimleri, politika faizlerinin yüzde 19'den yüzde 15'e indirilmesi ve bu arada TÜFE'nin yüzde 21'i geçmesi, TL'ye olan güveni düşürdü, mevduatların dolarlaşması hızlandı. Özellikle gerçek kişilerin tasarruf mevduatlarının kısa sürelerde TL'den dövize dönüşmesi ile "Dolarlaşma oranı" yüzde 64'e yaklaştı ve bunun yılın tamamında yüzde 65'i bulması kuvvetle muhtemel. Güvensizlikle yastık altına kaçan dolar miktarı ise tahmin edilemiyor."
TL'deki değer kaybı 2001'i geride bıraktı
Ekonomide yanlış politikalarda ısrar etmenin dolarlaşma ve döviz fiyatındaki tırmanışı tetiklemeye devam edeceğinin altının çizildiği bültende, "2018 ortalarında 1 TL 22 sent idi. Bugünlerde 7.3 sente kadar düştü. Başka bir şekilde ifade edilirse aynı dönemde, doların fiyatı yüzde 192 arttı. 2001 krizinde ise artış yüzde 139 dolayındaydı. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2018 sonrası döneminde meydana gelen krizde TL'nin erimesi ya da doların fiyat artışı 2001 dönemini çok gerilerde bırakmış durumda" ifadelerine yer verildi. Hükümetin döviz ve enflasyonun tırmanışı karşısındaki teslimiyetinin geçim sorunlarının da iyice tırmanmasına neden olduğuna dikkat çekilen bültende, "Gelir eşitsizliğinin derinleşmesi karşısında iktidarın etkisiz kalması, herkesi ekonomik önlem beklentisinden çok siyasi değişim, bunun için de erken seçim talebi etrafında topluyor" yorumuna da yer verildi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.