İslam'da harp durup dururken bir taarruz değil, savunmaya yöneliktir ve cihad, tebliğin sonuçsuz kaldığı yerde başvurulan son çaredir. Allah'a gidişteki engelleri ortadan kaldırmak için yapılır Gaye Hakk'ın hakimiyeti, bu gayeye ulaşmak için vasıta cihad olunca, cihadın icrasına vesile olan askerlik sanatı da önem kazanmıştır. Bu sanata bağlı olarak İslam'da harp hukuku gelişmiştir. Cihadın şartları, cereyan tarzı ve sonuçları İslam muamelatının önemli konuları arasındadır. Askerlik sanatı zahirdeki düşmana karşı icra olunur; zahirdeki düşman, hakkı boğmak, zulmü getirmek ister. Küfür ve zulüm ise, hak yolunda, kulluk uğrunda en büyük engellerdir. Dış tabiattaki bu cihad, engelleri kaldırmak, yani kulluğun önünü açmak gayesine matuftur.Resulü Ekrem (sav), askerlik sanatına büyük önem vermiş, kendisi zaten hayatı boyunca, pekçok hususiyeti yanında askerî bir komutan gibi yaşamıştır. 13 yıllık Mekke döneminde takriben 150 kişi İslam'a girerken, Veda Hacc'ında 100 bini aşkın Müslüman er, Allah'ın askeri olarak kıyam etmiştir. Keza Peygamberimizin hayatı harplerle geçmiştir. Ancak bu noktada temel gerçek şudur; İslam'da harp durup dururken bir taarruz değil, savunmaya yöneliktir ve cihad, tebliğin sonuçsuz kaldığı yerde başvurulan son çaredir. Bu haliyle cihad, Allah'a gidişteki engelleri ortadan kaldırmak için yapılan mücadelenin adıdır. Sık sık belirttiğimiz gibi gaye, Allah'a kulluktur; yoksa bazı şeylerin başkalarına zorla kabul ettirilmesi değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.