İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Alevileri Hıristiyanlar ve Musevilerle aynı kefeye koyarak, "Zorunlu din dersi inanç özgürlüğüne aykırı" kararı verdi
İstanbul 5. İdare Mahkemesi 12 Ekim 2006'da yaptığı duruşmada, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ali Kenanoğlu'nun oğlunun zorunlu din dersinden muaf olmasıyla ilgili kararı oybirliğiyle aldı. Mahkeme'nin esasa ilişkin kararı şöyle:
Tuhaf gerekçe"Gerek Anayasa'nın 24. maddesinin 1. fıkrası ile gerekse İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'nin 9.maddesi hükmü ile herkesin dini inanç özgürlüğü korunmuştur. Anayasanın 24. maddesinin beşinci fıkrasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İslam dininin öğretimine yönelik olarak zorunlu dersler arasında sayılan din kültürü ve ahlak öğretiminin İslam dinine mensup olanlar için zorunlu ders olarak kabul edildiği, bunun aksi düşüncenin aynı maddenin 1. fıkrasında yer alan dini inanç hürriyetinin korunması amacıyla bağdaşmayacağı kabul edilmelidir.
Hıristiyanları ve Musevileri örnek gösterdiNitekim Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu başkanlığının bu doğrultuda aldığı 9 Temmuz 1990 gün ve 1 sayılı kararda Türkiye Cumhuriyeti uyruklu Hıristiyanlık Musevi dinlerine mensup öğrencilerin Anayasaya göre zorunlu olan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinden muaf tutulacakları belirtilmiş olup, davalı idare savunmasında davacının mensup olduğu dinli ilgili bir belge ibraz etmediği öne sürülmekte ise de Eğitim Öğretim Yüksek Kurulu'nun aldığı bu kararla ilk ve orta öğretim okullarında İslam Dini öğretimine yönelik okutulan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinden İslam dinine mensup olmayanların muaf tutulmasının amaçlandığı anlaşılmakta olup, zorunlu olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinin dava dilekçesinde dini ve felsefi inancına uygun olmadığını belirten davacının herhangi bir din mensubu olduğuna bakılmaksızın, temel hak ve hürriyetlerden olan dini inanç özgürlüğünün uygulanması kapsamında çocuğunun zorunlu sayılan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinden muaf tutulması gerektiği sonucuna varmıştır."Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Fevzi Gümüş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Zorunlu din dersi uygulamasına derhal son verilmelidir" dedi. Gümüş, Zorunlu din dersiyle ilgili açılan davanın, hem de ulusal mahkemede, kazanılması, Alevilerin yıllardır verdikleri mücadelenin hukuki düzlemde kabul edilmesi, zorunlu din derslerinin insan haklarına, laikliğe, inanç özgürlüğüne, çağdaş eğitim anlayışına aykırı düştüğünün tescili anlamına gelmektedir" diye konuştu.
İstanbul 5. İdare Mahkemesi 12 Ekim 2006'da yaptığı duruşmada, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ali Kenanoğlu'nun oğlunun zorunlu din dersinden muaf olmasıyla ilgili kararı oybirliğiyle aldı. Mahkeme'nin esasa ilişkin kararı şöyle:
Tuhaf gerekçe"Gerek Anayasa'nın 24. maddesinin 1. fıkrası ile gerekse İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'nin 9.maddesi hükmü ile herkesin dini inanç özgürlüğü korunmuştur. Anayasanın 24. maddesinin beşinci fıkrasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İslam dininin öğretimine yönelik olarak zorunlu dersler arasında sayılan din kültürü ve ahlak öğretiminin İslam dinine mensup olanlar için zorunlu ders olarak kabul edildiği, bunun aksi düşüncenin aynı maddenin 1. fıkrasında yer alan dini inanç hürriyetinin korunması amacıyla bağdaşmayacağı kabul edilmelidir.
Hıristiyanları ve Musevileri örnek gösterdiNitekim Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu başkanlığının bu doğrultuda aldığı 9 Temmuz 1990 gün ve 1 sayılı kararda Türkiye Cumhuriyeti uyruklu Hıristiyanlık Musevi dinlerine mensup öğrencilerin Anayasaya göre zorunlu olan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinden muaf tutulacakları belirtilmiş olup, davalı idare savunmasında davacının mensup olduğu dinli ilgili bir belge ibraz etmediği öne sürülmekte ise de Eğitim Öğretim Yüksek Kurulu'nun aldığı bu kararla ilk ve orta öğretim okullarında İslam Dini öğretimine yönelik okutulan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinden İslam dinine mensup olmayanların muaf tutulmasının amaçlandığı anlaşılmakta olup, zorunlu olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinin dava dilekçesinde dini ve felsefi inancına uygun olmadığını belirten davacının herhangi bir din mensubu olduğuna bakılmaksızın, temel hak ve hürriyetlerden olan dini inanç özgürlüğünün uygulanması kapsamında çocuğunun zorunlu sayılan Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi dersinden muaf tutulması gerektiği sonucuna varmıştır."Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Fevzi Gümüş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Zorunlu din dersi uygulamasına derhal son verilmelidir" dedi. Gümüş, Zorunlu din dersiyle ilgili açılan davanın, hem de ulusal mahkemede, kazanılması, Alevilerin yıllardır verdikleri mücadelenin hukuki düzlemde kabul edilmesi, zorunlu din derslerinin insan haklarına, laikliğe, inanç özgürlüğüne, çağdaş eğitim anlayışına aykırı düştüğünün tescili anlamına gelmektedir" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.