Zor hafta

15-21 Mart Haftası finansal piyasalar için zor bir hafta olacak gibi. Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası, mevcut tahvil alım (piyasaya likitide pompalama) devam edeceğini açıkladı. Yani politika değişikliğine gitmedi. Bu açıklama, ABD tarafında hala çok yüksek seyreden tahvil faizleri ile beraber değerlendirildiğinde, ABD Merkez Bankası'nın ve TCMB'nin bu haftaki toplantıları daha da önem kazandı.

Piyasa oyuncuları bizim Merkez'den 100 baz puan artış bekliyor. Hatta 150 baz puanlık artış bekleyen analistler de var. Çok az bir kesim de daha düşük (75 baz puan) bir faiz artışını bekliyor. Malumunuz, Merkez geçen seferki PPK'da değişikliğe gitmedi. Hatta bazı yorumlarda, eğer Merkez bu seferde pas geçerse veya beklenti kadar faizleri arttırmazsa, bunu ilerde telafi etmesinin çok daha zor-maliyetli olacağını ifade ediliyor.

Ancak şunu ifade edelim, piyasa oyuncuları Merkez'in faiz artışını zaten her zaman olduğu gibi fiyatladı. Diğer bir ifade ile, eğer Merkez beklenildiği gibi faizleri 100 baz puan arttırıp politika faizini %18'e çıkarırsa, piyasalarda (herkesin merak ettiği kurlarda) ciddi bir değişiklik olmaz. Ancak olur da, Merkez beklenildiği gibi yapmazsa, işte o zaman işin rengi değişir.

Tabii bizi ve belki de tüm ülkeleri şu veya bu şekilde etkileyecek diğer bir toplantı da, FED toplantısı. FED'den faiz konusunda bir hamle-değişiklik beklenmiyor. Ben her iki kurumdan da sürpriz bir şey beklemiyorum. Olursa da piyasaları aşırı derecede şaşırtacak bir sürpriz olmaz.

Ekonomiler yeni yeni toparlanma aşamasında ve enflasyon oranları hala yüksek seviyelerde iken ve hala piyasalara çok ciddi likitidenin pompalanmışken, bunu sekteye uğratacak bir karar alınmaz diye umuluyor.

Buna küresel çapta Dolar talebinin artmasını ve buna bağlı olarak TL ön sıralarda olmak üzere gelişmekte olan para birimlerinin değer kayıplarını da eklerseniz, Merkez'in analistleri şaşırtmasını ben de beklemiyorum. 

(Yazımız toplantıdan önce kaleme alındı…)