Suriye'nin Tartus Limanı'nda bulunan askeri deniz üssünü Rusya'nın tamamen boşalttığı ve ülkedeki büyükelçiliğini de kapatacağı şeklinde Rusya Dışişlerine dayandırılan habere eminim en çok Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu sevinmişlerdi.Nasıl sevinmesinler ki, Suriye krizi başladığında Esad'a bir hafta ömür biçmişler ama Rusya'nın verdiği destekten ötürü hiç beklemedikleri bir şok yaşamışlardı. Oysa Türkiye'nin başını büyük belalara sokan bu müthiş(!) ikili Libya'daki gibi birkaç ayda Suriye'nin de halledilmesini umuyorlardı. Ama olaylar umdukları gibi gelişmedi. Suriye'de baltayı taşa vurdular.Bundan dolayı bu tür haberler en fazla onları heyecanlandırıyor.Bu heyecanla hem Başbakan Erdoğan hem de Davutoğlu telefona sarılıp hemen Rusya'yı aramışlardı. Başbakan Putin'le görüşmüş Davutoğlu ise Rus mevkidaşı Lavrov ile birer telefon görüşmesi yapmışlardı.Benim dikkatimi çeken bu telefon trafiğinden sonra bilindik açıklamaların dışında hiçbir açıklamanın yapılmaması oldu. Eğer gerçekten Rusya Tartus Limanı'nı boşalttıysa bu Esad'ın arkasındaki Rus desteğinin sona ermesi anlamına gelir ki böyle bir gelişmeyi ne Davutoğlu ne de Başbakan Erdoğan açıklamasız geçiştirmezdi.Ama sus pus oldular.Suskunluklarının nedeni dün anlaşıldı.Rusya, Tartus Limanı'nın boşaltılmasının asla söz konusu olmadığını, Şam'daki Rusya Büyükelçiliğinin kapatılmasıyla ilgili de hiçbir planın bulunmadığı bildirildi.Türkiye'nin çok belli ettiği ama arka planda kalan ABD ve İsrail'in fazla belli etmedikleri hevesleri bu şekilde kursaklarında kalmış oldu.Bu şok yetmezmiş gibi bir şok daha yaşadı Esad'ın karşısındaki teröristleri destekleyen ülkeler.Bu şokun nedeni Rusya'nın Akdeniz'de yeni bir askeri üs arayışına girdiğinin açıklanması oldu. Rusya bırakın Tartus Limanı'nı boşaltmayı hem burada kalmayı sürdürecek hem de Rum Kesimi'yle görüşmelere bakılırsa Kıbrıs'ta yeni bir askeri üs daha edinerek Akdeniz'deki hâkimiyetinin daha da pekiştirmeyi amaçlıyor.Bu gelişmeler Rusya'nın Suriye'ye verdiği desteğin sadece Beşar Esad'la olan işbirliğinden ya da Suriye'ye stratejik gözle bakıyor olmasından kaynaklanmadığını gösteriyor. Rusya sadece Suriye'de değil, tüm Akdeniz coğrafyasındaki çıkarları için burada askeri varlığını güçlendiriyor.Bu gerçek, Rusya'nın Esad'ın arkasındaki desteğini sonlandırmasını dört gözle bekleyenlerin tansiyonunu fırlatmaya yeter de artar bile.Bizim özellikle Başbakan Erdoğan'a ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na tavsiyemiz hayal ettiklerine göre politika üretmeyi bir kenara bırakıp, Türkiye'nin Suriye politikasını artık gerçeklere göre şekillendirmeleridir.Bugün onlara zor gelen bu gerçekleri hazmetmek, Türkiye'nin başına açacakları başka sorunları milletin hazmetmesinden emin olsunlar daha kolaydır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024