YÖK - Milli Eğitim ve üniversitelerin kamburu-12

Türkiye'de milyonlarca gencimiz üniversite kapılarından geri dönmektedir. Onlara çare arayacağına, YÖK onlara hiçbir şekilde sahip çıkmamaktadır. YÖK yüksek eğitimine çare bulacağına, hükümetlerin bulduğu çareleri de kabul etmemekte ve reddetmektedir. Kısacası Türkiye'de üniversite öğrenimi sanki kanserleşmiş duruma gelmiştir. Büyük bir operasyona şiddetle ihtiyaç hissedilmektedir. YÖK ve yönetimi kaldığı müddetçe ülke bu cendereden kurtulamaz gibi görülmektedir. En kısa zamanda yenilenmiş bir üniversite sistemine hakikaten büyük ihtiyaç var. Aksi takdirde Türkiye kesinlikle gelişmiş ülkelerle gittikçe açılan kültür ve çağdaşlık mesafesini kapatamaz. Öte yandan bir vakıf üniversitesi olan İzzet Baysal Üniversitesi rektörü yeni bir açılış törenine gelen Başbakan'ı karşılamamakta ve adeta protesto edebilmektedir! Hükümet bir şey yapamamaktadır. Yapması gerekenler de yapmamaktadır! Yatırımcılar yatırımlarından bundan dolayı bin pişman olmak üzeredirler! Avrupa üniversitelerinin durumu İngiltere Başbakanı Tony Blair şunu dile getirmektedir: "Dünyanın en iyi 20 üniversitesi arasında sadece 2 tanesi Avrupa'nındır. Avrupa'daki bilim ve teknoloji hız kaybetmektedir. Hızla yenilenmek ve silkinmek gerekir". Sosyal model olarak ineklere ve diğer sahalara yatırım yapılacağına bilim ve teknolojiye yatırım yapılsa ülkeler için çok daha verimli olur. Öte yandan dünyanın en iyi üniversitesi arasında 17 tanesi ABD'den gelmektedir. Bunların arkasında Harward-Stanford-Princeton-Berkeley'ler yer almaktadır. Diğer taraftan Avrupa'nın her iki üniversitesi de İngiltere'den gelmektedir. Bunlar da Cambridge ve Oxford üniversiteleridir. Ayrıca Dünyanın en iyi 20 üniversite arasında bir de Japon Üniversitesi mevcuttur. Ünlü Paris Üniversitesi ise ancak 41. sırada kalmaktadır. Bunun yanında ilk 100 üniversiteye bakılırsa şu şekilde bir tablo meydana çıkmaktadır: Amerika'dan: 51, İngiltere'den: 11, Almanya'dan: 7 Japonya'dan: 5, Kanada, Fransa ve İsveç'ten: 4 Diğer taraftan Avrupa'nın en iyi 100 üniversitesi klasmanında ise sıralamalar şöyle olmaktadır: İngiltere'den: 29 Almanya'dan: 26, Fransa'dan: 13 İtalya'dan: 10, Hollanda'dan: 9, İsveç'ten:8 , Geri kalan Rusya-Macaristan-İrlanda ve Finlandiya'dan ise birer Üniversite plasmana girmektedir. Bu klasmandan Türkiye'den hiçbir üniversite yoktur.  Sınavdaki kat sayılar ne işe yarar?Bu tür kat sayılarının ayrı ayrı şeklinde konması ve uygulanması bir ayırımcılıktır. Öğrenciler ve halkın arasında sınıf belirlemesine benzer bir uygulama olmaktadır. Burada zarar gören özellikle meslek liseleridir. Dünyadaki en yaygın olan meslek liseleri Türkiye'de haksızlıklar oluşturularak adeta başarısızlıklara götürülmek istenmektedir. Üstelik YÖK ün içindeki bazı üyeler buna karşı oldukları dikkat çekmektedir. Mesela İlahiyat Fakültesi üyesi Prof. Halis Ayhan katsayı uygulamasını doğru bulmuyor. Meslek Lise mezunlarına verilen şansın, normal liselere verilenin aynısı olması gerekir diyor. Katsayıda daha fazla ideoloji kokusu hissedilmektedir. Katsayının bilimsel açıdan değeri yoktur. Sınavı geçenlere eşit muamele yapılması gerekmektedir. Burada öğrenci ve insan haklarına karşı nerdeyse suç işlenmektedir. Okullara ilk kayıtlar genellikle anne babalar tarafından yapılmaktadır. Bu kayıtlarda bazen öğrencilerin dünyevi yatkınlıkları tam olarak bilinmediğinden dolayı, kolaylıkla hatalar yapılmış olabilmektedir. İleride bu öğrencilerin kendilerine daha uygun olan değişik sahalara yönlenmelerinde ise, YÖK tarafından önlerinin kapanması ve üst düzey gelişmelerinin zorlaştırılması, büyük haksızlıklara sebep olmaktadır. Bu engeller YÖK'ün çeşitli diretmeleriyle husule gelmektedir. Öte yandan Önlerinin açık tutulması, isabetli kararların gerçekleşmesine yardımcı olur. Böylece başarıya doğru gitmelerine destek olunabilir!