Yeni kuşaklar yama nedir, elbise yamalamak, çorap yamalamak nedir pek bilmezler.
Dağda-bayırda, tarlada-çayırda çalışan insanların özellikle çorapları ve erkeklerin pantolonlarının dizleri çok çabuk yıpranıp delindiği için sürekli yamalamak gerekir.
Yamanın daima yırtıktan büyük olması gerekir ki delik kapansın ve sağlam iplik kullanılması gerekir ki hiç olmazsa yama yıpranana kadar sökülmesin.
Yırtık büyük yama küçük olursa, özellikle iplik de çürük olursa o emektar ananın vay başına, bir tarafı diker üç tarafı açık kalır, açık kalan tarafı kapatmak için yamayı çektiğinde çürük olan iplik kopar ve 'yamalama işi' büsbütün sarpasarar.
Yırtık büyük yama küçük ve iplik de çürük olursa dikiş tutturana helal olsun o zaman.
Yirmi yıldır ülkeyi tek başına yöneten mevcut iktidarın uzaydan görünüşü üç aşağı beş yukarı aynen bu durumda.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra yırtıklar hiç hesap ve hayal edilmediği kadar dört bir yanda büyüdü ve büyümeye devam ediyor.
Günden güne, haftadan haftaya, aydan aya ve yıldan yıla artarak devam eden yırtıklara, devasa açıklara yama bulmakta zorlanıyor iktidar.
Yirmi yıl boyunca, sağdan soldan, aşağıdan yukarıdan yavaş yavaş oluşan çizgileri asla dikkate almadığı için, geçen yıllar içinde her çizgi şimdilerde kocaman yarıklara ve yırtıklara dönüştü ki artık bunların her birine yama bulmak ve yamalarla delikleri kapatmak neredeyse imkansız.
Uygun bir yama bulunup da kapatılamayan yarıklar, yırtıklar ve açıklar zaman içinde binlercesine yol açıyor, on binlercesine davetiye çıkarıyor.
Geride kalan yıllar içinde çoğu ihmallerden, ehliyetsiz ve liyakatsiz yöneticiler tarafından meydana gelmiş bulunan bu söz konusu yırtıkları, mevcut iktidar artık kapatmayı düşünmediği için yama aramaktan da vaz geçmiş görünüyor.
Adalet dünyasındaki yırtıkları, eğitim alanındaki yarıkları, ekonomi sahasındaki uçurumları, tarım sektöründeki çukurları, gelir dağılımındaki dengesizlikleri, dillere destan olmuş yolsuzlukları, ahu eninleri dört bir yandan duyulan yoksullukları kapatabilmek için, örtebilmek ve insanlara unutturabilmek için artık çok kubbeli ve bol minareli camiler inşa etmek yetmiyor.
Hem eski camilerin ibadete açılışında hem de yenilerinin açılış törenlerinde sureta orada bulunan insanların akılları sürekli yukarıda bir kısmını saydığımız yarıklarda, yırtıklarda ve açıklarda.
Yırtık büyük, yama küçük ve iplik de çürük…
Ne yazık ki manzara-i umumiye bu.
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025