Terör ve terör örgütleri konusunda bu kadar tecrübesi olan bir devletin yöneticileri böyle bir hata, böyle bir duruşa nasıl imza atar (!) gerçekten izahını bulamıyorum.
Dün, "Suriye'de tarihi fırsat" başlığı atmıştım. Türkiye fırsatı kaçırdı. Neden mi? "Açılım" denen süreçte biz, kimi muhatap almıştık? PKK terör örgütünü. "Her istediklerini verdiğimiz" örgütün adı neydi? FETÖ. Terör örgütlerine uzattığımız elin bedeli ne oldu? Terör, kan, kaos.
ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) kim? Suriye devletine, seçimle gelmiş meşru hükümetine karşı isyan eden, kalkışma yapan bir terör örgütü.
Biz ne yaptık? Suriye'nin kuzeyinden ülkemizi 5 yıldır tehdit eden terör örgütlerine karşı bu örgütle işbirliği yaptık. IŞİD'dan temizlediğimiz bölgeyi bunlara teslim ettik. Artı devletimizin bakanı öldürülen ÖSO militanlarına "şehit" dedi.
Bağımsız bir devlet (Türkiye) başka bir devletin (Suriye) sınırları içinde, dünya terör örgütleri listesinde olan bir örgütle nasıl işbirliği yapar? Hadi (!) Siyasi olarak mazeretler sıraladın. Peki, hukuki olarak yarın birisi uluslar arası mahkemelere müracaat ederse ne diyeceksin?
Ya askeri olarak! Basit bir soru; ÖSO yarın Suriye Devlet güçleriyle çarpışmaya başladığında Rusya, İran ve Çin, Suriye'nin yanında yer alacak. Türkiye ne yapacak?
Veya aynen Lozan'daki gibi İngilizler, Kürtlerin kendi devletlerini kurmak hakkıdır, diyerek PKK'ya açıktan destek verirse ne yapacağız?
***
PKK terörüne her gün düzine düzine şehit verdiğimiz şu günlerde Barzani'yi muhatap alıyor, Ankara'ya çağırıyor, PKK'ya karşı işbirliği yapacağız, diyorsun. Artı Türkiye Cumhuriyeti Bayrağının yanına bir terör örgütünün (Kürdistan) bayrağını koyuyorsun.
Allah aşkına (!) Yahudi Barzani'nin bir terör örgütü lideri, Irak'ı bölen kişilerden biri olduğu, Mossad ajanı, PKK'nın hamisi olduğunu bilmeyen var mı? Yok. Bu duruşunda izahı yok.
Hani hep diyorlar ya! Terörün, terör örgütünün iyisi, kötüsü, seninkisi, benimkisi olmaz, diye. Birileri terörü ve terör örgütlerini yeniden tanımlasın lütfen.
Mesela! 15 Temmuz'da devletimize karşı yapılan kanlı isyan, kalkışma hareketinin arkasında büyük devletlerin istihbarat örgütleri var. Doğru mu? Doğru.
Peki, Suriye devletine karşı 5 yıldır bir kalkışma, isyan hareketi başlatan, kan akıtan bu örgütlerin arkasında büyük devletlerin istihbaratları değil bizzat kendilerinin olduğu itiraf edilmiş bir gerçek değil mi?
Bizim ne işimiz var bu örgütlerle? Bizim ne işimiz var burnumuzun dibinde bir ülkenin varlığına, birliğine kasteden emperyalist devlerle?
***
Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, bölge istikrarı ve terörizme karşı Esad ile işbirliği yapılabileceği ülkemizin en tepe isimlerinden dillendirilirken Türkiye neden böyle bir pozisyona düştü daha doğrusu düşürüldü?
Veya Rusya ile siyasi, ticari ve askeri alanlarda anlamsız olarak heba edilen 1 yıldan sonra bölge ve geniş zamanda dünya siyaset ve ekonomisini değiştirecek adımlar atmışken, (Prof. Dr. Haydar Baş'ın milli paralar ile ticaret projesi) hükümet bir anda bu büyük fırsatı nasıl riske etti?
Veya hükümete yine kumpas mı kuruldu? Yine mi aldatıldı?
ABD'nin gülücüklerle destekliyoruz, yanınızdayız vs. dediği "Fırat Kalkanı" operasyonu için ABD'li bir yetkili, "Türkler bu operasyon hakkında çok da heyecanlı değillerdi ancak bilgilendirdik, Kürt güçlerin operasyondan sonra çekileceklerini açıkça söyledik." Diyor. Medyası da aynı çizgide yorumlara yer veriyor.
Yani Türkiye bu operasyona yanaşmadı ama mecbur bıraktık. Mecbur bıraktık ki, Rusya ve Avrasya bloğu ile yakınlaşmasın.
Dün, "Suriye'de tarihi fırsat" başlığı atmıştım. Türkiye fırsatı kaçırdı. Neden mi? "Açılım" denen süreçte biz, kimi muhatap almıştık? PKK terör örgütünü. "Her istediklerini verdiğimiz" örgütün adı neydi? FETÖ. Terör örgütlerine uzattığımız elin bedeli ne oldu? Terör, kan, kaos.
ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) kim? Suriye devletine, seçimle gelmiş meşru hükümetine karşı isyan eden, kalkışma yapan bir terör örgütü.
Biz ne yaptık? Suriye'nin kuzeyinden ülkemizi 5 yıldır tehdit eden terör örgütlerine karşı bu örgütle işbirliği yaptık. IŞİD'dan temizlediğimiz bölgeyi bunlara teslim ettik. Artı devletimizin bakanı öldürülen ÖSO militanlarına "şehit" dedi.
Bağımsız bir devlet (Türkiye) başka bir devletin (Suriye) sınırları içinde, dünya terör örgütleri listesinde olan bir örgütle nasıl işbirliği yapar? Hadi (!) Siyasi olarak mazeretler sıraladın. Peki, hukuki olarak yarın birisi uluslar arası mahkemelere müracaat ederse ne diyeceksin?
Ya askeri olarak! Basit bir soru; ÖSO yarın Suriye Devlet güçleriyle çarpışmaya başladığında Rusya, İran ve Çin, Suriye'nin yanında yer alacak. Türkiye ne yapacak?
Veya aynen Lozan'daki gibi İngilizler, Kürtlerin kendi devletlerini kurmak hakkıdır, diyerek PKK'ya açıktan destek verirse ne yapacağız?
***
PKK terörüne her gün düzine düzine şehit verdiğimiz şu günlerde Barzani'yi muhatap alıyor, Ankara'ya çağırıyor, PKK'ya karşı işbirliği yapacağız, diyorsun. Artı Türkiye Cumhuriyeti Bayrağının yanına bir terör örgütünün (Kürdistan) bayrağını koyuyorsun.
Allah aşkına (!) Yahudi Barzani'nin bir terör örgütü lideri, Irak'ı bölen kişilerden biri olduğu, Mossad ajanı, PKK'nın hamisi olduğunu bilmeyen var mı? Yok. Bu duruşunda izahı yok.
Hani hep diyorlar ya! Terörün, terör örgütünün iyisi, kötüsü, seninkisi, benimkisi olmaz, diye. Birileri terörü ve terör örgütlerini yeniden tanımlasın lütfen.
Mesela! 15 Temmuz'da devletimize karşı yapılan kanlı isyan, kalkışma hareketinin arkasında büyük devletlerin istihbarat örgütleri var. Doğru mu? Doğru.
Peki, Suriye devletine karşı 5 yıldır bir kalkışma, isyan hareketi başlatan, kan akıtan bu örgütlerin arkasında büyük devletlerin istihbaratları değil bizzat kendilerinin olduğu itiraf edilmiş bir gerçek değil mi?
Bizim ne işimiz var bu örgütlerle? Bizim ne işimiz var burnumuzun dibinde bir ülkenin varlığına, birliğine kasteden emperyalist devlerle?
***
Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, bölge istikrarı ve terörizme karşı Esad ile işbirliği yapılabileceği ülkemizin en tepe isimlerinden dillendirilirken Türkiye neden böyle bir pozisyona düştü daha doğrusu düşürüldü?
Veya Rusya ile siyasi, ticari ve askeri alanlarda anlamsız olarak heba edilen 1 yıldan sonra bölge ve geniş zamanda dünya siyaset ve ekonomisini değiştirecek adımlar atmışken, (Prof. Dr. Haydar Baş'ın milli paralar ile ticaret projesi) hükümet bir anda bu büyük fırsatı nasıl riske etti?
Veya hükümete yine kumpas mı kuruldu? Yine mi aldatıldı?
ABD'nin gülücüklerle destekliyoruz, yanınızdayız vs. dediği "Fırat Kalkanı" operasyonu için ABD'li bir yetkili, "Türkler bu operasyon hakkında çok da heyecanlı değillerdi ancak bilgilendirdik, Kürt güçlerin operasyondan sonra çekileceklerini açıkça söyledik." Diyor. Medyası da aynı çizgide yorumlara yer veriyor.
Yani Türkiye bu operasyona yanaşmadı ama mecbur bıraktık. Mecbur bıraktık ki, Rusya ve Avrasya bloğu ile yakınlaşmasın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025