'Yeryüzü sizin için bir döşektir'
İmam Seccad (a.s), "O Allah ki size yeryüzünü döşek, gökyüzünü ise bina yapmıştır" ayetiyle ilgili olarak buyurdu ki: "Allah yeryüzünü, ondan faydalanabileceğiniz sertlikte yarattı. Allah onu, sizin için gerekli olan birçok ihtiyacı karşılayacak bir tarzda yaratmıştır. Bunlardan dolayı Allah, yeryüzünü sizin için bir döşek gibi yaratmıştır"
04.02.2017 00:00:00
Hamdan bin Süleyman diyor ki:
İmam Rıza (a.s)'a mektup yazarak insanların fiillerinin Allah Teâlâ'nın mahlûku olup olmadığını sordum.
İmam (a.s) cevaben şöyle yazdılar: "İnsanların fiilleri, insanlar yaratılmadan iki bin yıl önce Allah'ın ilminde takdir edilmişti."
Yûsuf bin Muhammed bin Ziyad ve Ali bin Muhammed bin Seyyar, babaları vasıtasıyla İmam Hasan Askerî'den, o da İmam Hâdi (a.s)'dan, o da İmam Cevad (a.s)'dan, o da İmam Rıza (a.s)'dan, İmam Rıza da babaları vasıtasıyla İmam Seccad (a.s)'dan, "O Allah ki size yeryüzünü döşek, gökyüzünü ise bina yapmıştır" (Bakara/22) ayeti hakkında şöyle buyurduğunu naklediyor: "Allah Teala yeryüzünü sizin tabiat, huy ve bedeninize uygunluk arz edecek şekilde yarattı. Onu ne yanacağınız kadar sıcak, ne donacağınız kadar soğuk, ne başınızı ağrıtacak kadar hoş kokulu, ne size eziyet edecek kadar kötü kokulu, ne onda gark olacağınız su gibi yumuşak ve ne de onda bina yapmayacak ve kabir kazamayacak kadar sert yaptı. Ama Allah Teâlâ yeryüzünü, ondan faydalanabileceğiniz, kendiniz ve ailenizin onun üzerinde durabileceği bir sertlikte yarattı. Allah Teâlâ onu, ev yapıp kabirler kazabileceğiniz ve sizin için gerekli olan birçok ihtiyacı karşılayacak bir tarzda yaratmıştır. İşte bütün bunlardan dolayı Allah Teâlâ, yeryüzünü sizin için bir döşek gibi yaratmıştır. Daha sonra Allah-u Teâlâ buyuruyor ki: 'Gökyüzünü de sizin için bina yaptı.' Burada binadan kasıt, tavandır. Öyle bir tavan ki; güneş, ay ve yıldızlar sizin faydanız için onda hareket halindedir. Daha sonra Allah Teâlâ buyuruyor ki: 'Gökyüzünden suyu indirdi...' Sudan kasıt; dağlara, tepelere ve vadilerin derinliklerine ulaşması için gökyüzünden gönderilen yağmurdur. Allah Teâlâ bu yağmuru yerleriniz onu iyice kendine alması için çisentili, şiddetli, peyderpey, iri taneli ve sağanak olmak üzere muhtelif şekillere ayırdı. Allah Teâlâ yağmuru bir parça olarak, bir kerede size yağdırmayı karar kılmadı. Eğer böyle yapsaydı, bu yağmur sizin yerlerinizi, ağaçlarınızı, tarlalarınızı ve meyvelerinizi yok edip giderdi. Daha sonra Allah Teâlâ ayetin devamında şöyle buyuruyor: 'O vasıtayla sizin için rızık olarak meyveler çıkardı.' Yani, yeryüzünde yetişen şeyleri sizin için rızık yaptı. 'Öyleyse Allah'a eşler koşmayın!' Yani, akılları olmayan, duymayan, görmeyen ve ne de bir iş yapmaya gücü yetmeyen putları Allah'a benzetmeyin. Oysaki sizin kendiniz de putların, Allah'ın size verdiği bunca nimeti vermeye kadir olmadıklarını biliyorsunuz."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh).
İmam Rıza (a.s)'a mektup yazarak insanların fiillerinin Allah Teâlâ'nın mahlûku olup olmadığını sordum.
İmam (a.s) cevaben şöyle yazdılar: "İnsanların fiilleri, insanlar yaratılmadan iki bin yıl önce Allah'ın ilminde takdir edilmişti."
Yûsuf bin Muhammed bin Ziyad ve Ali bin Muhammed bin Seyyar, babaları vasıtasıyla İmam Hasan Askerî'den, o da İmam Hâdi (a.s)'dan, o da İmam Cevad (a.s)'dan, o da İmam Rıza (a.s)'dan, İmam Rıza da babaları vasıtasıyla İmam Seccad (a.s)'dan, "O Allah ki size yeryüzünü döşek, gökyüzünü ise bina yapmıştır" (Bakara/22) ayeti hakkında şöyle buyurduğunu naklediyor: "Allah Teala yeryüzünü sizin tabiat, huy ve bedeninize uygunluk arz edecek şekilde yarattı. Onu ne yanacağınız kadar sıcak, ne donacağınız kadar soğuk, ne başınızı ağrıtacak kadar hoş kokulu, ne size eziyet edecek kadar kötü kokulu, ne onda gark olacağınız su gibi yumuşak ve ne de onda bina yapmayacak ve kabir kazamayacak kadar sert yaptı. Ama Allah Teâlâ yeryüzünü, ondan faydalanabileceğiniz, kendiniz ve ailenizin onun üzerinde durabileceği bir sertlikte yarattı. Allah Teâlâ onu, ev yapıp kabirler kazabileceğiniz ve sizin için gerekli olan birçok ihtiyacı karşılayacak bir tarzda yaratmıştır. İşte bütün bunlardan dolayı Allah Teâlâ, yeryüzünü sizin için bir döşek gibi yaratmıştır. Daha sonra Allah-u Teâlâ buyuruyor ki: 'Gökyüzünü de sizin için bina yaptı.' Burada binadan kasıt, tavandır. Öyle bir tavan ki; güneş, ay ve yıldızlar sizin faydanız için onda hareket halindedir. Daha sonra Allah Teâlâ buyuruyor ki: 'Gökyüzünden suyu indirdi...' Sudan kasıt; dağlara, tepelere ve vadilerin derinliklerine ulaşması için gökyüzünden gönderilen yağmurdur. Allah Teâlâ bu yağmuru yerleriniz onu iyice kendine alması için çisentili, şiddetli, peyderpey, iri taneli ve sağanak olmak üzere muhtelif şekillere ayırdı. Allah Teâlâ yağmuru bir parça olarak, bir kerede size yağdırmayı karar kılmadı. Eğer böyle yapsaydı, bu yağmur sizin yerlerinizi, ağaçlarınızı, tarlalarınızı ve meyvelerinizi yok edip giderdi. Daha sonra Allah Teâlâ ayetin devamında şöyle buyuruyor: 'O vasıtayla sizin için rızık olarak meyveler çıkardı.' Yani, yeryüzünde yetişen şeyleri sizin için rızık yaptı. 'Öyleyse Allah'a eşler koşmayın!' Yani, akılları olmayan, duymayan, görmeyen ve ne de bir iş yapmaya gücü yetmeyen putları Allah'a benzetmeyin. Oysaki sizin kendiniz de putların, Allah'ın size verdiği bunca nimeti vermeye kadir olmadıklarını biliyorsunuz."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.