Yeni tuzaklara düşülmemeli

BTP Lider Prof. Dr. Haydar Baş, Annan Planı'na 'evet' dediği için KıbrısTürk tarafının yeni bir imaj kazandığı zehabına kapılıp Kuzey Kıbrıs'ı ABD ve İsrail'in kucağına atma oyununa gelinmemesi gerektiğini söylediBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Annan Planı'nın Rumlar tarafından reddi sonrasındaki gelişmeler hakkında değerlendirme ve uyarılarda bulundu.Vaadlere kanılmamalıKofi Annan Planı'nın Rumlar tarafından reddinin yeni bir durum değerlendirmesi için önemli bir fırsat ortaya çıkardığını söyleyen BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Batı dünyasında Rumlara karşı Türk tarafının yeni bir imaj kazandığı zehabına kapılıp Kuzey Kıbrıs'ı ABD ve İsrail'in kucağına atma oyununa gelmemek lazım. ABD, AB, BM'nin Kıbrıs'taki uygulamalarda 'iyileştirilmeye gidilmelidir' gibi vaadlerinin çok ağır bedellerinin olabileceğini kesinlikle unutmamak gerekir. Gelinen bu noktada hiçbir pazarlık, hiç bir yardım ve hiçbir vaad Kıbrıs Türkü'nün bağımsızlığına ve Türkiye'nin garantörlüğüne gölge düşürmemelidir." Tarihi tecrübesi ve misyonu itibariyle taşıdığı tehlikelerden dolayı Annan Planı'na 'hayır' deme basiret ve cesaretini gösteren KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş'ı dışlama hareketlerinin endişe ile takip edilmesi gereken bir başka talihsiz gelişme olduğuna işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, "Olması gereken; yaşanan bu sıcak gelişmeleri soğuk kanlılıkla değerlendirip, sen-ben kavgasına düşmeden sadece hakkımız olan sahip olduğumuz değeri iç ve dış çevrelerde daha güçlü savunmanın ve temsil etmenin planlarını hazırlamaktır" dedi.Kaçınılmaz olan şeyProf. Dr. Haydar Baş, sözlerini şöyle bitirdi: "Gerek Kıbrıs'ı gerekse Türkiye'yi başkalarının eline muhtaç olmaktan çıkarıp kendi milli politikalarıyla hem ayakta durabilen, hem de başkalarına yardım edebilen hale getirmek, kaçınılmazdır. Kuzey Kıbrıs için ilk etapta, su problemi çözülebilir, tarımı desteklenebilir, eğitim ve sağlık merkezi haline getirilebilir, her türlü ticari düzenlemeler yapılabilir. Bunlar zannedildiği gibi zor yatırımlar da değildir. Bütün bunlardan sonra etrafımızda gelişen olaylar, zor da olsa kendi milli politikamıza dönmeyi zorunlu kılmaktadır."