logo
27 NİSAN 2025

'Yeni dünya düzeni' değil, 'bizim dünyamız'

23.08.2003 00:00:00
Önceki günkü yazımızın başlığı "Aslolan sizin dünyanız" idi. Herkesin insanlara ve olaylara kendi dünyasından baktığını, bunun da normal olduğunu yazmıştık. 17 Ağustos Hacı Bektaş-ı Veli ziyaretlerine ilgi kurarak Hacı Bektaş-ı Veli ve emsallerinin dünyasındaki yerimizi ve kendi dünyamızda onların yerini irdelemeye çalışmıştım.

Şimdi konuyu biraz daha açmak istiyorum. İşin özü şudur: Her kim kendi dünyasında samimi olarak neyin olmasını istiyorsa onun aynısının veya benzerinin başkasının dünyasında da olmasını ister ve ona muhalefet etmez. Burada istenilenin doğru veya yanlış olmasından daha önemli ve öncelikli olan isteyenin samimi olmasıdır.

Bir insan gerçek manada yaşamak istiyorsa başkasının yaşamasından endişe duyması şöyle dursun ona yardımcı olmayı bir görev bilir. Bunun gibi eğer insan bir devlete, bir millete, bir dine ve kültüre, bir vatana aidiyet duyguları taşıyor ve bunları yaşıyorsa o insanın bir başkasının aynı aidiyet duygularıyla devletine ve milletine, dinine ve vatanına bağlı olmasından hiç bir endişe duymaz.

Hatta bütün bunlara saygı duyar.

Bu cümleden olarak, bir insan kendi dünyasında samimi olarak başta yaşama, din ve vicdan, düşünce, ibadet, çalışma, öğrenme gibi temel hak ve hürriyetlere kendi dünyasında yer verebilmiş ise o insanın bir başkasına bu vb. temel hak ve hürriyetlere karşı çıkması asla mümkün değildir.

Hayatın zirve noktasından aşağıdaki en son noktalara kadar bu böyledir. Ancak bütün bunlar bir tek kelimeye bağlıdır. O da; samimiyettir. Bizim dinimizde, kültürümüzde ve örfümüzde bunun manası "kendin için istediklerini başkaları için istemedikçe olgun bir mümin (insan) olamazsın" demektir.

Demek ki insan (insan manasında insan) kendisi için bir şeyler istiyorsa onu başkaları için de isteyebilmeli... Veya tam tersinden "kendisi için istemediklerini başkaları için de istememeli". Bütün mesele sizin kendi dünyanızın içini döşerken samimi olmanıza bağlı.

Şimdi bir de dünya genelinde yaşanan ve haliyle bize ters düşen gerçeklere bakalım. Tarihten günümüze bir Müslümanın dünyasına bakın ve orada bütün insanların, dinlerin, örflerin, hakların, özgürlüklerin yerini, niceliğini ve nasıllığını görün. Bir de Hıristiyan dünyasının içine girin ve orada insanların, dinlerin, hak ve özgürlüklerin durumuna bakın. Hususen de İslam dininin ve Müslümanların yerini, niceliğini ve nasıllığını görmeye çalışın.

Bugün İslam'ın son ve yegane hak din olduğu bir tarafa Hıristiyanlığın da bozulmuş ve değiştirilmiş yani aslını muhafaza edememiş olması bir tarafa... Madalyonun bir yüzü de Müslümanın dininde samimi olması ve buna karşılık Hıristiyanın dininde samimi olmasını bize gösteriyor. Elbette bu da inanılan dinin mutlak manada doğru veya yanlış olmasından kaynaklanıyor.

Buradan yola çıkarsak, Bush'un dünyasında samimi olarak ve de herşeye rağmen "din" olarak Hıristiyanlık ne kadar ve nasıl ve hatta daha önemlisi niçin vardır ki, İslam'ın da, Müslümanların da yeri olsun. 19. yüzyılda başlayıp 20.yüzyılda ipleri eline olan ve 21. yüzyılın başlarında da işlemi tamamlamayı planlayan ABD'nin dünyasında insan haklarından, temel hak ve özgürlüklerden, demokrasiden, hukuktan bahsetmek mümkün mü?

Afganistan ve Irak dosyasından başlayarak, Afrika, Ortadoğu'suyla, Kafkaslar'ıyla, Türk dünyasıyla bütün bir Asya dosyasına baktığımız zaman orda insanlık adına, uygarlık adına, demokrasi adına, hukuk adına ne görebiliyoruz.

Başta ABD olmak üzere bütün batının dünyasında Hıristiyanlık bir din olarak değil tam manasıyla siyasi, ekonomik ve kültürel bir sömürge aleti olarak, bir istismar aracı olarak ele alınmakta ve kullanılmaktadır.

Batı kendinde olanı sana vermiyor ki, kendisinde olmayanı ondan istiyorsun.

Batı kurduğu dünya gereği hiç bir değeri taşımadığı için sömürmeye, istismara, yıkılmaya, yakmaya, yok etmeye mecburdur. Onun dünyası bu temeller üzerine kurulmuştur. Batı yaşamayı kendi varlığının tabii seyri olarak değil, başkalarının yokluğu üzerine bina etmeye çalıştığı için bu gidişatın batı tarafından düzeltilmesi de sözkonusu olamaz.

Onun için yeni düzenler, yeni dünyalar değil bütün düzenleri ve dünyaları içine alan, onlara hak ve özgürlüklerini veren "kendi dünyanı" kurmalısın.

Şimdi son sözün zamanı geldi. Hacı Bektaş-ı Veli'ye gidenler eğer Şeyh Edebali'ye, Yunus'a, Mevlana'ya, Hacı Bayram Veli'ye, Emir Sultan'a, Somuncu Baba'ya, Akşemsettin'e yani Anadolu'yu Anadolu yapanlara gitmeden kendi gerçek dünyalarını kurup baş köşeye de Anadolu insanının bu hamurkârlarını oturtmadan olmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Ali Gedik / diğer yazıları
Görüntüler yapay zeka değil gerçek
Depremde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İran'da limandaki yangın büyüyor, bilanço ağırlaşıyor
Ölü sayısı 8'e, yaralananların sayısı ise 750'ye yükseldi
Kanada’da araç kalabalığa daldı
Çok sayıda ölü var
Fenerbahçe geriye düştüğü maçı çevirdi
Fenerbahçe, Gaziantep'ten 3 puanla dönüyor
'Tribünden tezahüratlarla yönetim değişmez'
Ali Koç'tan kongre çağrılarına cevap
İran'dan ABD ile müzakere açıklaması
Savunma ve füze konusu gündemde yok
Türkiye'yi TBMM Başkanı temsil etti
Papa Franciscus'un cenaze töreni düzenlendi
Gazze’de hem bombalar, hem de açlık öldürüyor
2 aydır insani yardım ulaşmıyor
Kursk'ta Ukrayna askeri kalmadı
Gerasimov, Putin’e rapor sundu
Marmara beşik gibi sarsılıyor
Peş peşe 3.4 büyüklüğünde iki deprem
İran'ın Bender Abbas Limanı'nda patlama
Kimyasal konteynerlerinden şüpheleniliyor
Türkiye yol geçen hanı
Vahim tabloyu Bakan Yerlikaya duyurdu
Rusya-Ukrayna müzakerelerinde belirsizlik
Rusya’daki suikastta ‘Ukrayna’ şüphesi
Trump resmen tehdit etti
'İsrail'le birlikte İran'ı vururuz'
Pakistan'da 'yok artık' dedirten hata!
Bu yıl kimse hacca gidemeyebilir!
Görüntüler yapay zeka değil gerçek
Depremde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İran'da limandaki yangın büyüyor, bilanço ağırlaşıyor
Ölü sayısı 8'e, yaralananların sayısı ise 750'ye yükseldi
123456789101112131415
Görüntüler yapay zeka değil gerçek
Depremde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İran'da limandaki yangın büyüyor, bilanço ağırlaşıyor
Ölü sayısı 8'e, yaralananların sayısı ise 750'ye yükseldi
Kanada’da araç kalabalığa daldı
Çok sayıda ölü var
Fenerbahçe geriye düştüğü maçı çevirdi
Fenerbahçe, Gaziantep'ten 3 puanla dönüyor
'Tribünden tezahüratlarla yönetim değişmez'
Ali Koç'tan kongre çağrılarına cevap
İran'dan ABD ile müzakere açıklaması
Savunma ve füze konusu gündemde yok
Türkiye'yi TBMM Başkanı temsil etti
Papa Franciscus'un cenaze töreni düzenlendi
Gazze’de hem bombalar, hem de açlık öldürüyor
2 aydır insani yardım ulaşmıyor
Kursk'ta Ukrayna askeri kalmadı
Gerasimov, Putin’e rapor sundu
Marmara beşik gibi sarsılıyor
Peş peşe 3.4 büyüklüğünde iki deprem
İran'ın Bender Abbas Limanı'nda patlama
Kimyasal konteynerlerinden şüpheleniliyor
Türkiye yol geçen hanı
Vahim tabloyu Bakan Yerlikaya duyurdu
Rusya-Ukrayna müzakerelerinde belirsizlik
Rusya’daki suikastta ‘Ukrayna’ şüphesi
Trump resmen tehdit etti
'İsrail'le birlikte İran'ı vururuz'
Pakistan'da 'yok artık' dedirten hata!
Bu yıl kimse hacca gidemeyebilir!
Görüntüler yapay zeka değil gerçek
Depremde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İran'da limandaki yangın büyüyor, bilanço ağırlaşıyor
Ölü sayısı 8'e, yaralananların sayısı ise 750'ye yükseldi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.