Bir film çekiliyor. Adı "Reis"miş. İki fragman koymuşlar. Birincisinde cami avlusunda asker var. Müezzin minarede kısık sesle ezan okurken oğluyla, mezarlıktan gelen bir kişi avluda yüksek sesle ezan okumaya başlıyor.
Asker, "sus amca" diyor ama susmayınca dipçiği indiriyor. Adam yere düşüyor. Ezana yanındaki çocuk devam ediyor. Acaba kim o çocuk?
İkinci fragmanda ise evinde namaz kılan bir kişi. Tam tahiyyatta ve o anda evi asker basıyor. Selam verirken bu kişiyi kucaklayıp götürüyorlar. Bayanlar feryat, figan halinde. Kim bu kişi? Ve fragmanın sonunda, bu ülkeyi ezansız bırakma ya Rabbi! Diye bir ses yükseliyor.
Fragmanlara ancak 'yapımda ve yayında emeği geçenlere yazıklar olsun' diyebilirim. Başka yorum yapmaya kalkarsam anında 'o filmdeki askerleri (!) kapıma yollarlar ve darbeye teşebbüsten' savcı ve hakim karşısına da çıkarabilirler. Ne me lazım sonra parti lideri, başbakan ve dünya lideri olurum. Bu kadar insanını vebalini üstlenemem.
Evet, film Sayın Cumhurbaşkanının hayatının 1999 yılına kadar olan bölümünü anlatıyor, diyorlar. Ben pek inanmıyorum ama gerçekten öyleyse filmin tamamını da görmek isterim.
Hani Şevket Kazan'ın, 'evinin kirasını bile biz öderdik' dediği, o fakirlik günlerinin nasıl anlatıldığını, Erbakan'a olan o derin muhabbet ve teslimiyetin nasıl canlandırılacağını ve nasıl sona erdirildiğini merak ediyorum.
Sayın Erdoğan'ın 90'lı yıllarda tanıştığı ve belediye başkanlığı döneminde zirve yapan Amerika'nın (o zaman ki) Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz ile olan dostluğuna yer verilecek mi?
Fragmanda "ezan-asker-dipçik" vurgusu yapıldığı gibi Sayın Erdoğan'ın 1993 yılındaki, "Başkanlık sistemi bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi." Sözüne de vurgu yapılarak, üniter yapımızın korunmasına yönelik bir mesaj verilecek mi?
Ruşen Çakır'ın aracılık yaptığı 1992'deki Erdoğan, Graham Fuller (Yahudi asıllı CIA Ortadoğu şefi) görüşmelerine, yine Sayın Erdoğan'ın malum hapis cezasının onanmasının ertesi günü ABD'nin İstanbul başkonsolosu Bayan Caroline Hagins ile görüşmesine yer verilecek mi, merak ediyorum.
Yine o 90'lı yıllarda Fatiha Suresi tefsiri eşliğinde yapılan AB karşıtı, İsrail karşıtı o ateşli konuşmalara yer verilecek mi? Gerçekten merak ediyorum.
Film denildiği gibi Sayın Cumhurbaşkanının 1999'a kadar olan bölümünü konu alıyormuş. 2. Bölümü çekilir mi bilmem (!) ama 99'dan sonraki bölümü zaten canlı canlı hem izledik, hem de yaşıyoruz.
Bir iki fragman hatırlarsak! Hapisten çıkar çıkmaz ABD'ye gitmesi. ABD'ye giden devlet yöneticilerinin bile davetsiz giremediği "Beyaz Saray'a" hiçbir resmi sıfatı yokken girmesi.
İktidara geliş. 1 Mart tezkeresi. Irak işgali. AB'ye Katolik Nikâhı kıyılması? Malum madalya?
Ezan sesleri ve minare gölgeleri altında çıkarılan zina, domuz eti yasaları, faiz söylemleri?
Gülen ile el ele, kol kola aşılan yollar. Ergenekon, Balyoz süreçlerinde savcılığa soyunulması, Oslo'daki arkadaş, açılım derken Gülen ve yapılanmasının terör örgütü kapsamına alınması, sıfırlama senaryoları, sonu değerli yalnızlık olarak adlandırılacak Irak, Mısır, Tunus, Libya, Suriye, İran ve Rusya'ya karşı gösterilen dik veya düşmanlık duruşu.
Oslo'da başlatılan sürecin Hakkâri ve Şırnak'ın taşınmasına kadar uzanması ve yıllar sonra tezahür eden "başkanlık" tartışmaları.
Nihayet "İsrail, bizim dostumuzdur. İsrail'in dostluğuna ihtiyacımız var" itirafı.
Ne diyelim!
Yapımda ve yayında emeği geçen herkes yazıklar olsun.
Asker, "sus amca" diyor ama susmayınca dipçiği indiriyor. Adam yere düşüyor. Ezana yanındaki çocuk devam ediyor. Acaba kim o çocuk?
İkinci fragmanda ise evinde namaz kılan bir kişi. Tam tahiyyatta ve o anda evi asker basıyor. Selam verirken bu kişiyi kucaklayıp götürüyorlar. Bayanlar feryat, figan halinde. Kim bu kişi? Ve fragmanın sonunda, bu ülkeyi ezansız bırakma ya Rabbi! Diye bir ses yükseliyor.
Fragmanlara ancak 'yapımda ve yayında emeği geçenlere yazıklar olsun' diyebilirim. Başka yorum yapmaya kalkarsam anında 'o filmdeki askerleri (!) kapıma yollarlar ve darbeye teşebbüsten' savcı ve hakim karşısına da çıkarabilirler. Ne me lazım sonra parti lideri, başbakan ve dünya lideri olurum. Bu kadar insanını vebalini üstlenemem.
Evet, film Sayın Cumhurbaşkanının hayatının 1999 yılına kadar olan bölümünü anlatıyor, diyorlar. Ben pek inanmıyorum ama gerçekten öyleyse filmin tamamını da görmek isterim.
Hani Şevket Kazan'ın, 'evinin kirasını bile biz öderdik' dediği, o fakirlik günlerinin nasıl anlatıldığını, Erbakan'a olan o derin muhabbet ve teslimiyetin nasıl canlandırılacağını ve nasıl sona erdirildiğini merak ediyorum.
Sayın Erdoğan'ın 90'lı yıllarda tanıştığı ve belediye başkanlığı döneminde zirve yapan Amerika'nın (o zaman ki) Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz ile olan dostluğuna yer verilecek mi?
Fragmanda "ezan-asker-dipçik" vurgusu yapıldığı gibi Sayın Erdoğan'ın 1993 yılındaki, "Başkanlık sistemi bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi." Sözüne de vurgu yapılarak, üniter yapımızın korunmasına yönelik bir mesaj verilecek mi?
Ruşen Çakır'ın aracılık yaptığı 1992'deki Erdoğan, Graham Fuller (Yahudi asıllı CIA Ortadoğu şefi) görüşmelerine, yine Sayın Erdoğan'ın malum hapis cezasının onanmasının ertesi günü ABD'nin İstanbul başkonsolosu Bayan Caroline Hagins ile görüşmesine yer verilecek mi, merak ediyorum.
Yine o 90'lı yıllarda Fatiha Suresi tefsiri eşliğinde yapılan AB karşıtı, İsrail karşıtı o ateşli konuşmalara yer verilecek mi? Gerçekten merak ediyorum.
Film denildiği gibi Sayın Cumhurbaşkanının 1999'a kadar olan bölümünü konu alıyormuş. 2. Bölümü çekilir mi bilmem (!) ama 99'dan sonraki bölümü zaten canlı canlı hem izledik, hem de yaşıyoruz.
Bir iki fragman hatırlarsak! Hapisten çıkar çıkmaz ABD'ye gitmesi. ABD'ye giden devlet yöneticilerinin bile davetsiz giremediği "Beyaz Saray'a" hiçbir resmi sıfatı yokken girmesi.
İktidara geliş. 1 Mart tezkeresi. Irak işgali. AB'ye Katolik Nikâhı kıyılması? Malum madalya?
Ezan sesleri ve minare gölgeleri altında çıkarılan zina, domuz eti yasaları, faiz söylemleri?
Gülen ile el ele, kol kola aşılan yollar. Ergenekon, Balyoz süreçlerinde savcılığa soyunulması, Oslo'daki arkadaş, açılım derken Gülen ve yapılanmasının terör örgütü kapsamına alınması, sıfırlama senaryoları, sonu değerli yalnızlık olarak adlandırılacak Irak, Mısır, Tunus, Libya, Suriye, İran ve Rusya'ya karşı gösterilen dik veya düşmanlık duruşu.
Oslo'da başlatılan sürecin Hakkâri ve Şırnak'ın taşınmasına kadar uzanması ve yıllar sonra tezahür eden "başkanlık" tartışmaları.
Nihayet "İsrail, bizim dostumuzdur. İsrail'in dostluğuna ihtiyacımız var" itirafı.
Ne diyelim!
Yapımda ve yayında emeği geçen herkes yazıklar olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025