İçinde bulunduğumuz dünya, Batının yanlış hesaplarıyla yaşanmaz ve içinden çıkılmaz bir hale gelmiş durumda. Elbette Batı başrolü oynamakla beraber yalnız da değil. Bu çizgide Batıyı ölçü kabul edenlerin de payı en az Batı kadardır. Hatta Batının menfaatlerini kendi ülke menfaatlerine tercih edenler kendi ülkeleri adına birinci derecede sorumludurlar.
Batı dünyasının yanlış hesabı "kendi yanlışlarını dünyaya hakim kılmak ve tek başına egemen olmak". Başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerin yanlışı da bilerek veya bilmeyerek buna 'evet' manasına gelen ilgisizlikleri, sorumsuzlukları bilgisizlikleri ve kompleksleridir.
Birinci Dünya Harbinden sonra Batının Batılı kurnazlığı ile çizilen dünya coğrafyasında zamanı gelince kaşımak ve kanatmak üzre bırakılan Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu Amerika'nın Irak işgali ile bütün açık gizli yönleriyle ortaya çıkmış vaziyette.
"Bağdat'ın düşmesi" kaba gücün geçici üstünlüğünü gösterirken, hemen ardından gelişen "Bağdat'ın direnişi" kaba gücün hiç bir şeyi halletmeyeceğinin ve bütün yanlış hesapların tekrar gözden geçirilmesinin gereğini maceraperestlerin yüzüne bir şamar gibi indirmiş oldu.
Şimdi olması gereken, bütün dünyanın bu yanlış hesaplara 'dur' demesidir.
Propagandaya ve silah gücüne dayanan Amerika'nın insanlık adına yaptığı ve yapacağı yanlışların Amerika'nın da menfaatine olmadığını belki birilerinin ama herhalde öncelikle devlet adamıyla, siyaset adamıyla, ilim adamıyla, ilahiyatçı, tarihçi, hukukçu ve sosyal bilimcisiyle Türkiye'nin önce 'dur' demesi ardından da yol göstermesi lazım.
Dün biz millet olarak Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu'da ve elimizin ulaştığı her yerde barışı, istikrarı, özgürlükleri, huzur ve güveni nasıl temin etmiştik, nasıl muvaffak olmuştuk bunu Amerika'ya da, Avrupa'ya da ve dünyanın diğer ülkelerine de tarihi gerçeklerle bir bir anlatmalıyız.
Ama! Önce kendimizi yanlış hesaplardan kurtarmalı, kendimize inanmalı ve güvenmeliyiz.
Amerika ve Avrupa kendini tanıttı.
Tanıtmak için de her yola başvurdu. Artık Batı bilinmez değil, bulunmaz hiç değil.
Geliniz şu Osmanlı'yı hatasıyla sevabıyla masaya bir daha yatıralım. Ve bu Osmanlı'ya 72 milleti bir arada nasıl barındırdığını soralım.
O zaman Bağdat'ı daha iyi anlar ve çözeriz.
Batı dünyasının yanlış hesabı "kendi yanlışlarını dünyaya hakim kılmak ve tek başına egemen olmak". Başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerin yanlışı da bilerek veya bilmeyerek buna 'evet' manasına gelen ilgisizlikleri, sorumsuzlukları bilgisizlikleri ve kompleksleridir.
Birinci Dünya Harbinden sonra Batının Batılı kurnazlığı ile çizilen dünya coğrafyasında zamanı gelince kaşımak ve kanatmak üzre bırakılan Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu Amerika'nın Irak işgali ile bütün açık gizli yönleriyle ortaya çıkmış vaziyette.
"Bağdat'ın düşmesi" kaba gücün geçici üstünlüğünü gösterirken, hemen ardından gelişen "Bağdat'ın direnişi" kaba gücün hiç bir şeyi halletmeyeceğinin ve bütün yanlış hesapların tekrar gözden geçirilmesinin gereğini maceraperestlerin yüzüne bir şamar gibi indirmiş oldu.
Şimdi olması gereken, bütün dünyanın bu yanlış hesaplara 'dur' demesidir.
Propagandaya ve silah gücüne dayanan Amerika'nın insanlık adına yaptığı ve yapacağı yanlışların Amerika'nın da menfaatine olmadığını belki birilerinin ama herhalde öncelikle devlet adamıyla, siyaset adamıyla, ilim adamıyla, ilahiyatçı, tarihçi, hukukçu ve sosyal bilimcisiyle Türkiye'nin önce 'dur' demesi ardından da yol göstermesi lazım.
Dün biz millet olarak Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu'da ve elimizin ulaştığı her yerde barışı, istikrarı, özgürlükleri, huzur ve güveni nasıl temin etmiştik, nasıl muvaffak olmuştuk bunu Amerika'ya da, Avrupa'ya da ve dünyanın diğer ülkelerine de tarihi gerçeklerle bir bir anlatmalıyız.
Ama! Önce kendimizi yanlış hesaplardan kurtarmalı, kendimize inanmalı ve güvenmeliyiz.
Amerika ve Avrupa kendini tanıttı.
Tanıtmak için de her yola başvurdu. Artık Batı bilinmez değil, bulunmaz hiç değil.
Geliniz şu Osmanlı'yı hatasıyla sevabıyla masaya bir daha yatıralım. Ve bu Osmanlı'ya 72 milleti bir arada nasıl barındırdığını soralım.
O zaman Bağdat'ı daha iyi anlar ve çözeriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010