Yahudi fanatizmi ve İsrail (38) / Yazı dizisi

Kopenhag Kriterleri mi? Postmodern Sevr mi?AMPULÜN SİMGELEDİ?İ AKPAKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) kısa zamanda kurulmuştur ve her ne hikmetse Erbakan Hocaya biat edenlerin büyük çoğunluğu bu oluşumda yerlerini alıvermişlerdir. Hocanın yanında ise bir avuç insan kalıvermiştir. Erbakan ve gurubu şimdi ilerlemenin önündeki en büyük engeldir. Hocaya meftun olanlar çocuklarına onun ismini vermek için yarışanlar şimdilerde ondan ve çevresindekilerden fellik, fellik kaçmaktadırlar. Ne de olsa onlar ilerlemenin önünü tıkayan ve Amerikancı medya tarafından aforoz edilmiş eski tüfek gelenekçi takım. Erbakan'dan ayrılarak Tayyip beyin etrafında birleşenler çok geçmeden YENİLİKÇİLER olarak anılmaya başlayacaktır. Gelenekçi-Yenilikçi! Yumurta mı tavuktan, yoksa tavuk mu yumurtadan çıktı? Gel de çık işin içinden çıkabilirsen! Eski DYP ve ANAP sakinleri de çok geçmeden ampullü partideki yerlerini alacaklardır. KOPENHAG KİRİTERLERİNDEN, KARİKATÜR KRİZLERİNE  AB dönem başkanlığını yürüten Danimarka'nın baş kenti Kopenhag'da imzalanan ve bir dizi dayatmayla dolu kriterlerden oluşan belge, yarım asırlık AB macerasında TC.' için yok olmaya giden yolun en önemli dönemeci olacaktır. Kopenhag Kriterlerinin bazı maddeleri Osmanlı Devletince kabul edilen ve Türk milletinin bu coğrafyadan silinmesi ile eş anlam içeren Sevr anlaşmasıyla büyük benzerlikler göstermektedir. (Sevr'in 147 maddesi Kopenhag kriterleri hükümleriyle aynı anlamı içermektedir.) Bu açıdan Kopenhag kriterleri haklı olarak, sağduyulu vatanseverlerce ;"Post Modern Sevr" olarak tarif edilecektir. TBMM de yapılan oylamayla Kopenhag kriterleri kabul edilerek ülke yeni bir girdabın içine atılmıştır.ECEVİT GÖZDEN  ÇIKARILIYOR2002 Ocağında ABD ziyaret eden Başbakan Bülent Ecevit geziden oldukça mutlu dönecektir. Zira ABD de lobiler tarafından davet edilmiştir ve temasları çok olumlu geçmiştir. Yahudilerin kutsal "Kipur günü"ne katılmış ve barışı ifade eden "Şofar"(aslında İbranilerde savaşı duyuran boynuzdan yapılan boru) kendisine takdim edilmiştir. Yurda dönüşünde medya kendisine yağcılık derecesine varan abartılı iltifatlarda bulunmuştur. "Dinamik ve genç görünüşlü ihtiyar ama delikanlı başbakan"Türkiye'nin şansı vb." iltifatlar çok satan boyalı basın sayfalarını günlerce işgal etmiştir. Ama Ecevit dilini tutamayacak ve İsrail'in Filistin halkına reva gördüğü muamele karşısında; "bu soykırımdır" diyecektir. İşte bu Ecevit için sonun başlangıcı olacaktır.Ariel Şaron'un Provekeye dönük olarak Mescidül Aksaya girişi ile başlayan Filistin halkının yeniden baş kaldırışı ile İsrail hayalden ileriye gitmesi mümkün dahi olmayan sözde barış ortamını imha etmiştir. İsrail Filistin savaşı yeniden başlamıştır. Bir tarafın elinde nükleer silahtan tutunda aklınıza gelebilecek her türlü ölüm makineleri, karşı tarafın elinde taş! Bu gerçekler ışığında soralım. Peki bu nasıl bir savaş?O sağlıklı, delikanlı Ecevit bir anda hasta unutkan, işe yaramaz, bir ihtiyarcık oluvermiştir bile. Merdivenleri çıkmaktan acizdir sanki. Sendeleyip düşmekte ve kemikleri çatır çutur kırılmaktadır. İşi bitmiştir Karaoğlanın. Birkaç ay önce ona methiyeler düzen kumandalı basın yayın organları şimdi ağız birliği etmişçesine derhal görevinden ayrılmasını istemektedirler.