ABD Dışişleri Bakanlığı'nın insan hakları raporu, Amerikalıların tüm dünyaya karşı işlediği suçları es geçiyor İki gün önce ABD Dışişleri Bakanlığı insan haklarıyla ilgili yıllık raporunu yayımladı. Yaklaşık 3 bin sayfalık raporda ABD bakış açısına göre dünyadaki 200 ülkenin insan hakları durumu ortaya konuluyor. Bir Asya gazetesi rapor için 'ABD Dışişleri Bakanlığı'nın klasik yıllık komedisi' başlığını kullandı. Evet, bu bir komedi. Zira dünyada insan hakları alanındaki bütün suçlarıyla ABD gibi bir ülkenin, kendisini bu bağlamda dünya ülkelerine örnek gösterir konumda bulması, hırsızlık, öldürme ve her türlü suçu ustalıkla yapan suç çetesinin nezihlik, şeref ve onurdan bahseden bir bildiri yayımlamasına benziyor. Üstelik ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bu sunumu, bir tür kara komedi. Bu rapor haddi zatında dünyadaki insan haklarına yönelik suçlardan daha ağır. En skandal suçların üzerini örtme ve meşrulaştırmaya dönük büyük bir kampanyanın parçası. Aynı zamanda başka halklar ve ülkelere yönelik işlenecek suçların açık göstergesi. Öncelikle bütün dünya ülkeleri hakkında görüşler içeren bu raporun ABD'nin insan hakları alanındaki siciline uzaktan yakından değinmediği malum. İroni, son raporun ele aldığı yılın yani 2005'in insan hakları ihlalleri alanında korkunç oranda Amerikan suçları ve skandallara sahne olması. Geçen yıl Guantanamo tutuklama kampındaki işkence suçları doruğa çıktı. Şöyle ki ABD'nin en yakın müttefikleri Batılılar da dahil bütün dünya sessizliğini bozdu, bu suçları kınadı ve kampın kapatılmasını istedi. Dünya Af Örgütü ve diğer insan hakları örgütleri ABD'nin Guantanamo'daki suçlarını ayrıntılarla tescilleyen raporlar yayımladı. Geçen yıl ABD'nin Irak'taki Ebu Garib ve diğer cezaevlerinde işlediği işkence suçlarının yeni boyutları ortaya çıkarıldı. Doğal olarak Amerikan işgalinin Irak'ın genelinde işlediği günlük korkunç suçlar bunun dışında. ABD içinde de birçok insan hakları ihlalleri skandalı patlak verdi. Vatandaşları üzerinde casusluk yapmak ve gazetecilerin gerçekleri çarpıtması için rüşvet vermek, tehdit skandalları bunlardan bazıları... ABD Dışişleri Bakanlığı'nın çıkardığı insan hakları raporlarının zerre kadar dürüstlüğü olsaydı en azından geçen yılki bu suçları işlediğine yönelik uluslararası suçlamalara ilişkin yorumda bulunurdu. O halde ABD'nin bütün dünya ülkelerine tavsiyelerde bulunma yetkisini kendisinde bulduğu bir zamanda insan hakları alanındaki sicilini görmezden gelmesinin anlamı ne? Bu, bütün dünyayı ve insan haklarına dair uluslararası bütün sözleşmeleri hor gören Amerikan mantığıdır. Bu görmezlikten gelme, dünyanın ABD'ye boyun eğmesi ve dünyada hiç kimsenin ABD'yi hesaba çekemeyeceği, hatta sorgulayamayacağı anlamına geliyor. Üstelik dünya ülkelerinin insan hakları alanında işlediği ihlallerin, ABD'nin ihlalleriyle karşılaştırılması dahi imkânsız. Birçok ümkenin işlediği bu ihlallerin doğal olarak kabul edilmesi mümkün değil. Bu ülkeler vatandaşlarına yönelik elbette ihlallerde bulunuyor ancak ABD bütün dünyaya karşı suçlar işliyor. Bütün dünya halklarına yönelik suçlar bunlar... İşin gerçeği ABD bu suçlarıyla, insan hakları ilke ve değerlerini yerleştirmek, bunları uluslararası sözleşmeler içinde formüle etmek için asırlar boyu uğruna mücadele ettiği bütün insanlık mirasını yerle bir ediyor. Amerikan raporundaki en önemli nokta bu. (Bahreyn gazetesi Ahbar El Haliç, 11 Mart 2006)