Bizim, neredeyse camiden bile dışlayacağımız dini, Batılı, hem de "laikliğin" mucidi Batılı, her yerde kullanıyor.
Kışlada, iş yerinde, ürettiği arabada, içtiği içecekte.
En son misal, "Kapuçino".
Bugün birilerinin zevkle içtiği bu kahve, süt, bal, üçlüsünün -aman bir zamanların üçlü koalisyonuyla karıştırmayın- isim babası bir papaz.
Geçen yazımda kısa değinmiştim.
Viyana kuşatmasında Hıristiyanları Osmanlı'ya karşı organize edip, kuşatmayı önleyen rahip Marco d'Avanio'nun bağlı olduğu Kapuşin Manastırı meşhur İtalyan kahvesi kapuçino'ya ad olmuş.
En son bu yıl, Medine'den Mekke'ye doğru yol alırken uğradığımız bir dinlenme yerinde rastlamıştım 'kapuçino'nun izine.
Aslında Papa Jan Pol, rahip Marco d'Aviano'yu "ermiş" ilan etmeseydi, belki de sittin sene bilemeyecektik bu "kapuçino" denen içeceğin öz geçmişini.
Sağ olasın Papa.
Peki Papa Pol niye "ermiş/mukaddes" ilan etti bu Kapuşin rahibini?
Osmanlı'ya/İslam'a karşı Hıristiyan Batılıları organize ettiği için.
Eee peki şimdi uğruna nice değerlerden vazgeçtiğimiz "dinlerarası diyalog" masalına uydu mu bu?
Uydu ise de oldu, uymadı ise de.
Ah! Şimdi ne güzel bir fıkra yazılırdı buraya ama gözü çıksın şu "etek"le arasında bir harflik fark olan "etik" denen şeyin.
Geçenlerde bir dostum hatırlattı, bugün ülkemizde peynir ekmek gibi satılan "Fiat" marka arabaların adları, Roma dönemine ait paraların adıymış.
Ve tabi baştan sona Hıristiyan inancının sembollerini içeren AB.
Haç şeklindeki Avrupa Parlamentosu'ndan tutun da, Hz. İsa (as)'ın on iki arkadaşına işaret eden 12 yıldıza varıncaya kadar.
Hıristiyanlık için iman esası olan teslis/üçleme Batılı ülkelerin bayraklarından ya şekil olarak ya da renk olarak mevcut.
Yeni ürün Euro'daki kilise kapılarını, turistlerin cazibesi için paramıza konulan Selimiye ile karıştırmayın lütfen.
Ve bir başka teslis/üçleme motifi olan çam ağacı da ayrı bir keramete sahip Batı dünyasında.
Biz de onun yerine vahdeti/birliği temsil eden, elif gibi duran selviyi kullandık mezarlarımızda.
Tabi eskiden.
Ve aklıma gelmeyen daha başka misaller bulmak mümkün.
Mehmet Barlas, bu "Kapuçino" hikayesinden yola çıkarak Salı günkü yazısına şu başlığı atmış; "Viyana'yı kuşatmasaydık, Kapuçino da olmayacaktı".
Yani ecdadımız sırf şu kapuçino denen içecek için, at sırtında, aylarca yol alıp, Viyana'yı kuşatmaya gitmiş.
İyi ki de gitmiş, eğer gitmeseydi zor içerdi Avrupalı kapuçino'yu.
Köşe yazarlarımız için bir içimlik kapuçino Viyana'ya bin çeker.
Hani şu bir fincan acı kahve misali var ya, işte öyle bir şey.
İtalyanlar ve diğer Batılı ülkeler, bu isimleri Osmanlı'ya hürmeten mi kullanıyor malzemelerinde, yoksa bu kinin azalmadan sürmesi için mi?
Bu bilinmez.
Bilinen şu ki, bunların toplamından bir fazlası, Sayın Duble Bush'un Irak vahşeti de din merkezli..
Tanrı Bush'a demiş ki, dünyada zulüm ve haksızlık hat safhaya vardı. Pentagon ve Kaptakon'u devreye sok, dünyayı zulüm ve işgalden kurtar.
Kurtardı bile.
Batılı'nın her işine merkez yaptığı din, bizde karantina altında.
Kışlaya sokulmaz,
Siyasete sokulmaz.
Okula sokulmaz.
Eve sokulmaz.
Batılının laikliğine hiçbir şey olmazken bizim laiklik hemen tehlikeye girer.
Oysa laiklik kiliseye tepki olarak ortaya çıktı.
Aynı laiklik şimdi kiliseyle kol kola girip, İslam'a karşı muhteşem bir ikili oluşturuş ve ahenkle dans ediyor.
Dünya ne ilginç bir şey.
Kışlada, iş yerinde, ürettiği arabada, içtiği içecekte.
En son misal, "Kapuçino".
Bugün birilerinin zevkle içtiği bu kahve, süt, bal, üçlüsünün -aman bir zamanların üçlü koalisyonuyla karıştırmayın- isim babası bir papaz.
Geçen yazımda kısa değinmiştim.
Viyana kuşatmasında Hıristiyanları Osmanlı'ya karşı organize edip, kuşatmayı önleyen rahip Marco d'Avanio'nun bağlı olduğu Kapuşin Manastırı meşhur İtalyan kahvesi kapuçino'ya ad olmuş.
En son bu yıl, Medine'den Mekke'ye doğru yol alırken uğradığımız bir dinlenme yerinde rastlamıştım 'kapuçino'nun izine.
Aslında Papa Jan Pol, rahip Marco d'Aviano'yu "ermiş" ilan etmeseydi, belki de sittin sene bilemeyecektik bu "kapuçino" denen içeceğin öz geçmişini.
Sağ olasın Papa.
Peki Papa Pol niye "ermiş/mukaddes" ilan etti bu Kapuşin rahibini?
Osmanlı'ya/İslam'a karşı Hıristiyan Batılıları organize ettiği için.
Eee peki şimdi uğruna nice değerlerden vazgeçtiğimiz "dinlerarası diyalog" masalına uydu mu bu?
Uydu ise de oldu, uymadı ise de.
Ah! Şimdi ne güzel bir fıkra yazılırdı buraya ama gözü çıksın şu "etek"le arasında bir harflik fark olan "etik" denen şeyin.
Geçenlerde bir dostum hatırlattı, bugün ülkemizde peynir ekmek gibi satılan "Fiat" marka arabaların adları, Roma dönemine ait paraların adıymış.
Ve tabi baştan sona Hıristiyan inancının sembollerini içeren AB.
Haç şeklindeki Avrupa Parlamentosu'ndan tutun da, Hz. İsa (as)'ın on iki arkadaşına işaret eden 12 yıldıza varıncaya kadar.
Hıristiyanlık için iman esası olan teslis/üçleme Batılı ülkelerin bayraklarından ya şekil olarak ya da renk olarak mevcut.
Yeni ürün Euro'daki kilise kapılarını, turistlerin cazibesi için paramıza konulan Selimiye ile karıştırmayın lütfen.
Ve bir başka teslis/üçleme motifi olan çam ağacı da ayrı bir keramete sahip Batı dünyasında.
Biz de onun yerine vahdeti/birliği temsil eden, elif gibi duran selviyi kullandık mezarlarımızda.
Tabi eskiden.
Ve aklıma gelmeyen daha başka misaller bulmak mümkün.
Mehmet Barlas, bu "Kapuçino" hikayesinden yola çıkarak Salı günkü yazısına şu başlığı atmış; "Viyana'yı kuşatmasaydık, Kapuçino da olmayacaktı".
Yani ecdadımız sırf şu kapuçino denen içecek için, at sırtında, aylarca yol alıp, Viyana'yı kuşatmaya gitmiş.
İyi ki de gitmiş, eğer gitmeseydi zor içerdi Avrupalı kapuçino'yu.
Köşe yazarlarımız için bir içimlik kapuçino Viyana'ya bin çeker.
Hani şu bir fincan acı kahve misali var ya, işte öyle bir şey.
İtalyanlar ve diğer Batılı ülkeler, bu isimleri Osmanlı'ya hürmeten mi kullanıyor malzemelerinde, yoksa bu kinin azalmadan sürmesi için mi?
Bu bilinmez.
Bilinen şu ki, bunların toplamından bir fazlası, Sayın Duble Bush'un Irak vahşeti de din merkezli..
Tanrı Bush'a demiş ki, dünyada zulüm ve haksızlık hat safhaya vardı. Pentagon ve Kaptakon'u devreye sok, dünyayı zulüm ve işgalden kurtar.
Kurtardı bile.
Batılı'nın her işine merkez yaptığı din, bizde karantina altında.
Kışlaya sokulmaz,
Siyasete sokulmaz.
Okula sokulmaz.
Eve sokulmaz.
Batılının laikliğine hiçbir şey olmazken bizim laiklik hemen tehlikeye girer.
Oysa laiklik kiliseye tepki olarak ortaya çıktı.
Aynı laiklik şimdi kiliseyle kol kola girip, İslam'a karşı muhteşem bir ikili oluşturuş ve ahenkle dans ediyor.
Dünya ne ilginç bir şey.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024