Çok uzak değil, hatırlarız. Birileri bir zamanlar dünyayı Müslümana vatan olarak tahsis etmiş; hepsi senin, seccadeni istediğin yere ser demişlerdi. Dediler de, Anadolu dışında secde ettiklerini değil de kilise ve sinagoglarda diyalog şarkılarını söylediklerini gördük. Belli oldu ki Müslüman Türk'ün Anadolu'suna tuzak kurmuşlar.
Oysa Yüce Allah (c.c.) ayetlerinde, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) ise hadislerinde açık seçik ortaya koymuş; dünya ve İslam tarihi göstermiştir ki, vatanın varsa, bayrağın dalgalanıyorsa ve bağımsız yaşıyorsan sen insansın, sen Müslümansın. Yoksa insan da değilsin Müslüman da.
Rabbimiz biz Müslümanlara emrederek diyor ki; sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın. Düşmanlarınız gibi silahlarınızla savaşa hazırlanın. Kılıçsa kılıç, tüfekse tüfek, füzeyse füze… Dünya mescit, seccademi serdiğim yer vatanımsa kime karşı savaşa hazırlanacağım? Silahlarımı kime doğrultacağım? Düşman kim? Alt komşu mu? Öbür mahalle mi? Başka şehir mi? Komşu ülke mi? Kim bu düşman?..
Ya da vatan her yerse; Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)'in cehennem ateşinin yakmayacağını haber verdiği, nöbetteki Mehmetçiğin gözleri kimi gözleyecek? Peygamberlerden sonraki en yüksek makam olan şehitlik mertebesini kim için müjdeledi? Sevgisinin imandan geldiği vatan tarifinin neresindesin? Senin vatan tarifin nedir? Ya da vatan senin tarifin gibiyse, bütün bu soruların cevabı ne peki?
Bir tek kuru seccadeye dayalı vatan tarifinin sahibi sen, verecek hiçbir cevabın yoktur. Yukarıdaki vatan tarifi, sevgisi ve yükümlülükleri Müslüman Türk'ün inanç ve kültürüne aittir. Tariften de anlaşıldığı üzere sen bunların dışında kaldın. Bunun için farklı olman doğaldır. Yoksa şimdi bağlama eşliğinde hoyrat okuyor, türkü söylüyor olurduk. Oysa sen, çan eşliğinde kilise şarkıları terennüm ediyorsun. Ne diyelim, tercih meselesi.
Vatan sevgisi imandandır. İman fıtridir. Vatan sevgisi imandan olduğuna göre o da fıtridir. Uğruna savaşılmasına emir ve müsaade edildiği kutsalımızdır vatan. Vatansız Müslüman gâvurun elinde ve insafındadır. Müslüman Müslümanın vatanına göz dikmez. Hanesi, içindekilerle birlikte Müslüman Türk'ün özel namusu, vatanı ise milli namusudur.
Milletin evi vatandır. Milletin evi olursa vatandaşın da evi olur. Kurtuluş Savaşı günlerinde toprağa düşen Mehmetçikler bunun en büyük ispatıdır. Gerçek anlamıyla vatanına sahip çıkıp çalışanlar ancak gerektiğinde vatan için ölebilirler.
Vatanımız elimizdeyken kıymetini bilmeli; aksi takdirde sıhhat gibi, gidince kıymetini anlamanın bir kıymeti yoktur. Bize göre bir çalılıktır lakin, bülbülün altın kafeste özlemini duyduğu vatanıdır orası. Bütün özelini orada yaşar, namelerini orada terennüm eder.
Bazı Müslüman kisveli kişiler her ne kadar Müslüman olmadıklarını söyleseler de, Suriyeli kardeşlerimiz ülkemizde ne kadar rahatlar! Üstelik merhametli bir millet, mülteci sever ülkemiz varken. Vatanın kıymetini en iyi vatansızlar bilir ama kıymetini bilebilecekleri bir vatanları yoktur. Vatanımızın korunması ve kıymetinin bilinmesi, vatanı namus bilen namusluların, vatanı namus bilmeyen namussuzlardan daha uyanık ve çalışkan olmasından geçer.
Müslüman Türk Milleti, vatanının tehlikeye düştüğü Kurtuluş Savaşı günlerinde tek yürek, tek bilek olmasını bilmiş; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde namusunu korumayı bilmiştir. Vatansız namussuzlar o günlerde de vardı. Bugün de, yarın da olacaktır. O günlerde vatanını namus bilen namuslular Atatürk'ün yanında yer alırken, gâvuru dost belleyip vatana namusu gözüyle bakmayan namussuzlar ise karşısında yer alarak atasını tercih etmiştir.
Sonuçta Habibini örümcek ağıyla koruyan Allah'ı bir kez daha hatırlamıştır namussuzlar.
Gün; sen ben demeden, Alevi Sünni demeden, sağcı solcu demeden; Lazıyla, Kürdüyle, Çerkeziyle, Boşnağıyla vatan için bir ve kardeş olma günüdür.
Gün; birlik ve beraberliği seslendirip, ötesine geçen unsurlarıyla birlikte ortaya koyup somutlaştıran, maddi ve manevi zenginlikle nasıl destekleyeceğini anlatan, gecesini gündüzünü, maddesini manasını bu vatan ve bu millet için ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanında olup, "Çare; Bir ve Birlik olmaktır" deme günüdür.
Oysa Yüce Allah (c.c.) ayetlerinde, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) ise hadislerinde açık seçik ortaya koymuş; dünya ve İslam tarihi göstermiştir ki, vatanın varsa, bayrağın dalgalanıyorsa ve bağımsız yaşıyorsan sen insansın, sen Müslümansın. Yoksa insan da değilsin Müslüman da.
Rabbimiz biz Müslümanlara emrederek diyor ki; sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın. Düşmanlarınız gibi silahlarınızla savaşa hazırlanın. Kılıçsa kılıç, tüfekse tüfek, füzeyse füze… Dünya mescit, seccademi serdiğim yer vatanımsa kime karşı savaşa hazırlanacağım? Silahlarımı kime doğrultacağım? Düşman kim? Alt komşu mu? Öbür mahalle mi? Başka şehir mi? Komşu ülke mi? Kim bu düşman?..
Ya da vatan her yerse; Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)'in cehennem ateşinin yakmayacağını haber verdiği, nöbetteki Mehmetçiğin gözleri kimi gözleyecek? Peygamberlerden sonraki en yüksek makam olan şehitlik mertebesini kim için müjdeledi? Sevgisinin imandan geldiği vatan tarifinin neresindesin? Senin vatan tarifin nedir? Ya da vatan senin tarifin gibiyse, bütün bu soruların cevabı ne peki?
Bir tek kuru seccadeye dayalı vatan tarifinin sahibi sen, verecek hiçbir cevabın yoktur. Yukarıdaki vatan tarifi, sevgisi ve yükümlülükleri Müslüman Türk'ün inanç ve kültürüne aittir. Tariften de anlaşıldığı üzere sen bunların dışında kaldın. Bunun için farklı olman doğaldır. Yoksa şimdi bağlama eşliğinde hoyrat okuyor, türkü söylüyor olurduk. Oysa sen, çan eşliğinde kilise şarkıları terennüm ediyorsun. Ne diyelim, tercih meselesi.
Vatan sevgisi imandandır. İman fıtridir. Vatan sevgisi imandan olduğuna göre o da fıtridir. Uğruna savaşılmasına emir ve müsaade edildiği kutsalımızdır vatan. Vatansız Müslüman gâvurun elinde ve insafındadır. Müslüman Müslümanın vatanına göz dikmez. Hanesi, içindekilerle birlikte Müslüman Türk'ün özel namusu, vatanı ise milli namusudur.
Milletin evi vatandır. Milletin evi olursa vatandaşın da evi olur. Kurtuluş Savaşı günlerinde toprağa düşen Mehmetçikler bunun en büyük ispatıdır. Gerçek anlamıyla vatanına sahip çıkıp çalışanlar ancak gerektiğinde vatan için ölebilirler.
Vatanımız elimizdeyken kıymetini bilmeli; aksi takdirde sıhhat gibi, gidince kıymetini anlamanın bir kıymeti yoktur. Bize göre bir çalılıktır lakin, bülbülün altın kafeste özlemini duyduğu vatanıdır orası. Bütün özelini orada yaşar, namelerini orada terennüm eder.
Bazı Müslüman kisveli kişiler her ne kadar Müslüman olmadıklarını söyleseler de, Suriyeli kardeşlerimiz ülkemizde ne kadar rahatlar! Üstelik merhametli bir millet, mülteci sever ülkemiz varken. Vatanın kıymetini en iyi vatansızlar bilir ama kıymetini bilebilecekleri bir vatanları yoktur. Vatanımızın korunması ve kıymetinin bilinmesi, vatanı namus bilen namusluların, vatanı namus bilmeyen namussuzlardan daha uyanık ve çalışkan olmasından geçer.
Müslüman Türk Milleti, vatanının tehlikeye düştüğü Kurtuluş Savaşı günlerinde tek yürek, tek bilek olmasını bilmiş; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde namusunu korumayı bilmiştir. Vatansız namussuzlar o günlerde de vardı. Bugün de, yarın da olacaktır. O günlerde vatanını namus bilen namuslular Atatürk'ün yanında yer alırken, gâvuru dost belleyip vatana namusu gözüyle bakmayan namussuzlar ise karşısında yer alarak atasını tercih etmiştir.
Sonuçta Habibini örümcek ağıyla koruyan Allah'ı bir kez daha hatırlamıştır namussuzlar.
Gün; sen ben demeden, Alevi Sünni demeden, sağcı solcu demeden; Lazıyla, Kürdüyle, Çerkeziyle, Boşnağıyla vatan için bir ve kardeş olma günüdür.
Gün; birlik ve beraberliği seslendirip, ötesine geçen unsurlarıyla birlikte ortaya koyup somutlaştıran, maddi ve manevi zenginlikle nasıl destekleyeceğini anlatan, gecesini gündüzünü, maddesini manasını bu vatan ve bu millet için ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanında olup, "Çare; Bir ve Birlik olmaktır" deme günüdür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Emanet / diğer yazıları
- Buyur sultanım, hoş geldin / 13.04.2021
- Kulların hakkını kul yiyor! / 06.04.2021
- Allah’a borç verir misiniz?.. / 12.02.2021
- Gizliler iş başında!.. / 23.12.2020
- Haftayı seyrederken… / 16.11.2020
- Gördün mü eğitimin gücünü? / 10.11.2020
- Geçen haftanın ardından… / 04.09.2020
- Yalnız mü’min! Mümkün mü? / 11.08.2020
- Böyle dost dostlar başına... / 10.07.2020
- Allah’tan nasıl korkarsınız? / 03.07.2020
- Kulların hakkını kul yiyor! / 06.04.2021
- Allah’a borç verir misiniz?.. / 12.02.2021
- Gizliler iş başında!.. / 23.12.2020
- Haftayı seyrederken… / 16.11.2020
- Gördün mü eğitimin gücünü? / 10.11.2020
- Geçen haftanın ardından… / 04.09.2020
- Yalnız mü’min! Mümkün mü? / 11.08.2020
- Böyle dost dostlar başına... / 10.07.2020
- Allah’tan nasıl korkarsınız? / 03.07.2020