...Üstüne Köşk Rekabeti!

Abdullatif Şener Arınç'a, Arınç Abdullah Gül'e, Gül Bülend Arınç'a, Tayyip Erdoğan Şener ve Tüzmen'e çelme atmakla meşgul. Birbirlerine öyle laflar ediyorlar ki sanırsınız bunlar farklı farklı tavanın balıkları. Laf dedikse iş sadece bu kulvarda kalıyor anlamında değil. Yolsuzluk, Apo'nun affı, İran savaşı, Laiklik rekabetin bazı konu başlıklarını oluşturuyor. Konuların tek başına isimlerinin dahi ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz.Dahası sadece muhatapları (pardon rakipleri) aleyhine konuşmakla da iktifa etmiyorlar. Bir de kendilerini öyle anlatıyorlar ki dudaklarınız uçaklar. Kimisi manifestocu, kimisi türban karşıtı, kimisi Condi sevdalısı, kimisi yolsuzluk avcısı...Yani filmde yok, yok! Ne ararsanız var.İşin iyice çığrından çıktığı ve magazin sayfalarına taş çıkartan demeçlerle meşgul olacak değiliz. Bizim ilgi alanımızı Şener'in çocuklarının küpeleri ya da Çiçek'in başı açık kızları oluşturmuyor. Keza adayların şarap merakları ya da Condelezza Rice'ın arabasına binebilecek kadar yakın dost oldukları bilgisi de ilgimi çekmiyor.Kimin ne olduğu o kadar ortadaki kendilerini paparazzilere emanet etmeye dahi gerek yok. Dediğim gibi mesele bu değil. Asıl tehlike tüm bunların toplamından daha fazla bir şeye denk geliyor. Ortada ciddi bir güvenlik sorunu ve zaafiyeti var.Türkiye AKP iktidarı altında zaten son derece ciddi tehlikelere açık hale gelmişti. Ama şimdi buna birde "Cumhurbaşkanlığı-Başbakanlık" rekabetinden kaynaklanan "Köşke çıkayımda her şeye razıyım" oyunu eklendi. Meselenin içine Kürşat Tüzmen olayında olduğu gibi CIA somut olarak girebiliyor. Net olarak ifade ediyorum bu rekabet ülke adına bir güvenlik tehtidi oluşturmaktadır.Bakınız Gül Bakanımız Ankara'ya gelen İran temsilcisine ne diyor:"Türkiye BM Güvenlik Konseyi'nin İran'la ilgili alacağı karara aynen uyacak ve uluslar arası toplumla birlikte tavır takınacaktır"Tercümeye gerek var mı bilmiyorum ama bu sözler "ABD'den daha ABD'ci" bir tutumdur ve şu anlama gelmektedir:"Ey İran biz muhtemel bir savaşta Bush ile birlikteyiz"Şimdi bunu söyleyen isim Dışişleri Bakanı sıfatı taşıyor ve gözü de Köşkte!Şunu demeye çalışıyoruz:"Rekabet öyle bir hal aldı ki rakipler her şeyi gözden çıkarmaya hazırlar."Kimisi bırakınız Türkiye'yi bir kıyamet savaşının tarafı haline getirmeyi, resmen Washington'u da aynı savaş için tahrik ediyor. Bir diğeri "benim karım Köşke çıkarsak başını açar" diyor... İşte APO'yu affedecek 6. madde meselesi... İddia ediyorum Tayyip Erdoğan'ın en önemli Köşk kozu bu!Apo hapisten çıkacak, Erdoğan'da Köşk'e çıkacak!Bu arada Fransa'da "Türkler soykırım yapmamıştır" demek suç haline geliyor. Ama ne Başbakan'ın, ne de Dış işleri Bakan'ın buna gerçek anlamda bir tepkisi yok!Tepki olmayacağı bilindiği için zaten bu cesaret gösterilebiliyor. "İcazetli ve sözler vermiş bir iktidar" olan bu hükumet, şimdi de ölümüne bir Köşk yarışına giriyor. Feleğin çemberinden geçtiğimiz şu günlerde bu  fotoğraf  beni fazlası ile ürkütüyor. Bilmiyorum sizi korkutmuyor mu?