Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in dün gazetemizde yayınlanan "Asıl gaye üniter yapıdır" başlıklı makalesi oldukça önemli ve de arşivlenmesi gereken bir yazı? Malum, Erdoğan, katıldığı AKP olağanüstü kongresinde ilk Meclis'teki tabloyu kendi bakış açısıyla değerlendirerek, "İlk Meclis'teki muhteva tam anlamı ile bir Türkiye manzarasıydı. Orada Türkler, Kürtler, Araplar, Çerkezler, Gürcüler, Arnavutlar, Boşnaklar, romanlar vardı, orada Sünniler, Aleviler de vardı?" demişti ve daha sonra bu ilk meclisteki uyum ve umudun muhafaza edilemediğini, devletin vatandaşın her şeyine müdahale etmeye çalıştığını ve tek tip millet oluşturmak istediğini belirtmişti.Sayın Baş, makalesinde Erdoğan'ın bu hezeyanlarına cevap veriyor. Sayın Baş'ın da altını çizdiği gibi, Cumhuriyet'in ilk günlerinden itibaren amaçlanan yapı üniter yapı ve tek millet yapılanmasıydı.O dönemde başta İngilizler olmak üzere tüm işgalciler, ülkemizi paramparça yapmak milletimizi de etnik unsurlara ve mezheplere göre ayırmak için gayret ediyorlardı. Sevr'in asıl anlamı da buydu.Sayın Erdoğan'ın da bahsettiği ilk Meclis'i oluşturan etnik ve mezhepsel unsurlar bu parçalanmaya, bu azınlık taksimine hayır dedikleri için, tek millet, üniter devlet olmak için milli mücadeleye katılmış ve o Cumhuriyet Meclisi'nde fedakarca yerlerini almışlardı.Yani Laz halkı, Türk halkı, Kürt halkı, Boşnak halkı, Çerkez halkı ve diğer bütün halklar kurulan ilk Meclis'te İslam mayasıyla yoğrulmuş Türk milletini oluşturmak için bir araya gelmişlerdi.Üniter yapıyı ve tek millet olmayı istemeyenler ise bu mücadelenin karşısında, İngilizlerin yanında yer almış, hatta kendilerine Meclis'e davet mektubu geldiğinde gerçek niyetlerini açığa vurarak geri çevirmişlerdi.Sayın Erdoğan'ın iddia ettiği, "işte Meclis'te şunlar, bunlar vardı, sonra bu uyum kayboldu, devlet vatandaşa müdahale etti, tek tip millet oluşturmak istedi" tarzındaki hezeyanları en iyi ihtimalle yakın tarihi hiç bilmemenin ya da olaylara İngiliz yanlı Damat Ferit'in gözlüğüyle bakmanın bir neticesidir.Prof. Dr. Baş'ın bu noktadaki ifadelerinin altı çizilmesi lazım:"Erdoğan'ın, devlete mal ederek ifade etmeye çalıştığı kurgu, yani tek tip millet oluşturmak gayesi, aslında bizzat Mustafa Kemal'in temelini attığı üniter devlet yapısıdır. Üniter devlet, tek milleti ifade eder. Onu da Gazi, Müslüman Türk olarak, Türklük şemsiyesi altında birleştirmiştir."Yani Mustafa Kemal Atatürk'ün temellerini attığı Türkiye Cumhuriyeti ta işin başında üniter devlet ve tek millet ilkesiyle oluşmuştur, Atatürk'ün yanında olanlar bunları bilerek, kabul ederek o Meclis'te yer almıştır.Sayın Baş, yazısında Lozan Anlaşması'ndan bahsetmektedir. Lozan'da İngilizler ve işgalciler güruhu Sevr'le, ardından da işgalle başaramadıklarını Lozan'da anlaşma masasında Türk heyetine dayatıyorlar ve heyette bulunan Rıza Nur'un ifadeleriyle karıncaları bile ekalliyet yapmak istiyorlar.Lozan'dan sonra Lord Curzon'un cebine koyduğu Sevr dayatmalarının, bugün AB ve ABD sevdalısı siyasilerimizin "çözüm süreci" ile yine karşımıza çıktığını görüyoruz. Dün savaşla, işgalle üniter yapımızı yıkmak istediler, bugün ise içimizdeki taşeronlar vasıtasıyla kendi elimizle teslim etmemizi istiyorlar.Lozan'da, Atatürk'ün talimatıyla Türk heyet büyük mücadeleler sonucunda Türkiye'de yaşayan etnik kökeni ne olursa olsun tüm Müslümanların Türk milleti içinde yer aldığını, azınlık olmadığını, azınlıkların sadece Müslüman olmayan unsurların, gayri Müslimlerin olduğunu muhataplarına kabul ettiriyor.Bu sebeple Lozan hem "Türkiye'nin tapusu"dur, hem de Türk milletinin Hacı Bektaş'tan bu yana gelen kimliğinin resmi ilanıdır.Sayın Baş'ın tespitleriyle yazımızı bitirelim:"Kimse, 'devletin yanlışıdır' diye lanse edilenleri düzeltme bahanesiyle Atatürk Türkiye'sinin üniter yapısını bozamaz. Kimse, 'bugün 1920 ruhunu geri getireceğiz' diye asıl gayesi vatanı parçalamak olanlara yardımda bulunamaz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025