Suriye politikasında AKP hükümeti yalnız kalmış durumda? Böyle devam ederse, tüm dünya aleni bir şekilde Suriye'de ölen yüz binlerce insanın, mülteci durumuna düşen milyonlarca Suriyelinin tek sorumlusu olarak Türkiye'yi ilan edecek.
Başta Suriye olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında gerçek manada yaşanan, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle altını çizdiği gibi, bu coğrafyanın Yahudi Barzani merkezli, Büyük İsrail adına şekillenmesidir.
Perde arkasındaki asıl hedef budur ama vitrinde görünen senaryolar, kurgulanan oyunlar ve tuzaklar sürekli değişmektedir. Maalesef bugüne kadar Türkiye özellikle de AKP iktidarı döneminde sürekli olarak ABD'nin ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda bir tavır belirlediği için hep kaybeden taraf olmaktadır.
Bu gerçekleri ifade ettikten sonra gelişen hadiseleri görüldüğü şekliyle ifade etmeye çalışalım ve bu şekilde Türkiye nasıl bir tuzağın içine çekiliyor, nasıl bir hukuksuzluğun bataklığına gömülmek isteniyor beraber anlamaya çalışalım.
Geçtiğimiz günlerde Münih'te 17 ülkenin dışişleri bakanları düzeyinde yapılan toplantıda, "şiddetin durdurulması" kararı alınmıştı. Daha önce de yapılan Cenevre toplantısı Suriye'deki tarafların buluşturulması ve sözde barışın sağlanması için diplomatik sürecin başlatılması şeklindeydi ama 25 Şubata ertelendi.
Olayların arka planına inmeden vitrinde görüldüğü şekliyle değerlendirdiğimizde, şiddetin durması noktasında atılan adımlar var ama çıkan haberler "Türkiye, obüslerle PYD'yi vuruyor, Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte kara harekatı hazırlığında" şeklinde?
Yani görünen manzara; tüm dünya barış diyor, Türkiye ise savaş peşinde?
Böyle bir duruş ve strateji Türkiye'yi bataklığa götürmekten başka bir işe yaramaz.
Müttefik kabul ettiğimiz ülkeler bile bize yan çiziyor. Bunlardan en bariz olanı da Ukrayna? Ukrayna konusunda Sayın Davutoğlu'nun açıklaması şu şekildeydi:
"Ukrayna bizim içim sadece bir komşu değil, stratejik ortak ve kardeş ülkedir. Ukrayna tüm Avrasya'nın istikrarı için en önemli omurga ülkelerdendir ve toprak bütünlüğü önemlidir. Bugün bir çok konuda ortak perspektife sahip olduğumuzu görmekten memnuniyet duydum. Türkiye Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü tanımakta, Kırım'ın ilhakını kesinlikle reddetmektedir."
Türkiye, Rusya'yı karşısına alarak Ukrayna hadisesinde tamamen ABD'nin ve Ukrayna'nın yanında yer aldı ama bugün aynı Ukrayna Suriye konusunda Türkiye'ye sırtını döndü.
Son yapılan Suriye gündemli BM Güvenlik Konseyi toplantısında Ukrayna, Türkiye'nin aleyhinde, aynen Rusya'nın belirttiği gibi görüş bildirdi.
Eee sen kalkıp da yıllarca kanka kabul ettiğin, seni saraylarında dostça ağırlayan, ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptığın dost Esad'ı ABD istedi diye bir anda karşına alıp zalim Esed olarak ilan edersen, sana güveneni sırtından hançerlersen, aynı kaderi sen de yaşarsın, en çok güvendiğin Ukrayna ve benzerleri de seni sırtından hançerler?
Başbakan Davutoğlu bu gelişme karşısında herhalde "Sen de mi, Brütüs" demek durumunda kalacak herhalde?
Bu arada AKP'nin stratejik müttefiki ABD'nin ikinci adamı Joe Biden, Türkiye'ye, Suriye'ye top atışlarını derhal durdurun çağrısı yapmıştı; AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de aynı şekilde PYD'ye yapılan bombardımanın derhal bitirilmesini istemişti.
Türkiye İdlib'deki bir hastanenin Rusya tarafından hedef alındığını sivillerin öldüğünü ifade ediyordu, gerek Rusya'dan, gerekse Suriye'den üst üste yapılan açıklamalar bu saldırıların koalisyon güçleri tarafından yapıldığı şeklinde?
Böyle, Türkiye'nin büyük bir tuzağa çekilmek istendiği zifiri karanlık bir tabloda sadece Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye, Rusya ile kavga etmek yerine arasını düzeltmesi lazım" tavsiyesinde bulunuyor; habervaktim.com gibi bazı haber siteleri ise Türkiye'yi daha fazla batağa düşmesini engellemek isteyen böyle yapıcı bir tavsiyede bulunan Sayın Baş'ı "Rusçu Hoca" diye eleştiriyor.
Türkiye'nin Rusya ile arasını düzeltmesini kim istemez? Elbette ki ABD'nin ve İsrail'in sözcülüğünü, gönüllü ajanlığını yapanlar? Ve de Türkiye'yi de büyük bir savaşın içine sokarak Büyük İsrail adına parçalanmasını isteyenler?
Prof. Dr. Haydar Baş asla Rusçu olmadı, O'nun tezi "Sosyal Devlet-Milli Devlet" tezidir, güçlü ve bağımsız Türkiye'den yanadır ama bu iftiraları atanların Büyük İsrailci oldukları kesin.
Başta Suriye olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında gerçek manada yaşanan, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle altını çizdiği gibi, bu coğrafyanın Yahudi Barzani merkezli, Büyük İsrail adına şekillenmesidir.
Perde arkasındaki asıl hedef budur ama vitrinde görünen senaryolar, kurgulanan oyunlar ve tuzaklar sürekli değişmektedir. Maalesef bugüne kadar Türkiye özellikle de AKP iktidarı döneminde sürekli olarak ABD'nin ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda bir tavır belirlediği için hep kaybeden taraf olmaktadır.
Bu gerçekleri ifade ettikten sonra gelişen hadiseleri görüldüğü şekliyle ifade etmeye çalışalım ve bu şekilde Türkiye nasıl bir tuzağın içine çekiliyor, nasıl bir hukuksuzluğun bataklığına gömülmek isteniyor beraber anlamaya çalışalım.
Geçtiğimiz günlerde Münih'te 17 ülkenin dışişleri bakanları düzeyinde yapılan toplantıda, "şiddetin durdurulması" kararı alınmıştı. Daha önce de yapılan Cenevre toplantısı Suriye'deki tarafların buluşturulması ve sözde barışın sağlanması için diplomatik sürecin başlatılması şeklindeydi ama 25 Şubata ertelendi.
Olayların arka planına inmeden vitrinde görüldüğü şekliyle değerlendirdiğimizde, şiddetin durması noktasında atılan adımlar var ama çıkan haberler "Türkiye, obüslerle PYD'yi vuruyor, Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte kara harekatı hazırlığında" şeklinde?
Yani görünen manzara; tüm dünya barış diyor, Türkiye ise savaş peşinde?
Böyle bir duruş ve strateji Türkiye'yi bataklığa götürmekten başka bir işe yaramaz.
Müttefik kabul ettiğimiz ülkeler bile bize yan çiziyor. Bunlardan en bariz olanı da Ukrayna? Ukrayna konusunda Sayın Davutoğlu'nun açıklaması şu şekildeydi:
"Ukrayna bizim içim sadece bir komşu değil, stratejik ortak ve kardeş ülkedir. Ukrayna tüm Avrasya'nın istikrarı için en önemli omurga ülkelerdendir ve toprak bütünlüğü önemlidir. Bugün bir çok konuda ortak perspektife sahip olduğumuzu görmekten memnuniyet duydum. Türkiye Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü tanımakta, Kırım'ın ilhakını kesinlikle reddetmektedir."
Türkiye, Rusya'yı karşısına alarak Ukrayna hadisesinde tamamen ABD'nin ve Ukrayna'nın yanında yer aldı ama bugün aynı Ukrayna Suriye konusunda Türkiye'ye sırtını döndü.
Son yapılan Suriye gündemli BM Güvenlik Konseyi toplantısında Ukrayna, Türkiye'nin aleyhinde, aynen Rusya'nın belirttiği gibi görüş bildirdi.
Eee sen kalkıp da yıllarca kanka kabul ettiğin, seni saraylarında dostça ağırlayan, ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptığın dost Esad'ı ABD istedi diye bir anda karşına alıp zalim Esed olarak ilan edersen, sana güveneni sırtından hançerlersen, aynı kaderi sen de yaşarsın, en çok güvendiğin Ukrayna ve benzerleri de seni sırtından hançerler?
Başbakan Davutoğlu bu gelişme karşısında herhalde "Sen de mi, Brütüs" demek durumunda kalacak herhalde?
Bu arada AKP'nin stratejik müttefiki ABD'nin ikinci adamı Joe Biden, Türkiye'ye, Suriye'ye top atışlarını derhal durdurun çağrısı yapmıştı; AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de aynı şekilde PYD'ye yapılan bombardımanın derhal bitirilmesini istemişti.
Türkiye İdlib'deki bir hastanenin Rusya tarafından hedef alındığını sivillerin öldüğünü ifade ediyordu, gerek Rusya'dan, gerekse Suriye'den üst üste yapılan açıklamalar bu saldırıların koalisyon güçleri tarafından yapıldığı şeklinde?
Böyle, Türkiye'nin büyük bir tuzağa çekilmek istendiği zifiri karanlık bir tabloda sadece Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye, Rusya ile kavga etmek yerine arasını düzeltmesi lazım" tavsiyesinde bulunuyor; habervaktim.com gibi bazı haber siteleri ise Türkiye'yi daha fazla batağa düşmesini engellemek isteyen böyle yapıcı bir tavsiyede bulunan Sayın Baş'ı "Rusçu Hoca" diye eleştiriyor.
Türkiye'nin Rusya ile arasını düzeltmesini kim istemez? Elbette ki ABD'nin ve İsrail'in sözcülüğünü, gönüllü ajanlığını yapanlar? Ve de Türkiye'yi de büyük bir savaşın içine sokarak Büyük İsrail adına parçalanmasını isteyenler?
Prof. Dr. Haydar Baş asla Rusçu olmadı, O'nun tezi "Sosyal Devlet-Milli Devlet" tezidir, güçlü ve bağımsız Türkiye'den yanadır ama bu iftiraları atanların Büyük İsrailci oldukları kesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025