Yön duygunuz kuvvetli midir? Zorda kalınca hangi yönde ilerlemeniz gerektiğini nasıl bulursunuz? Niye mi soruyorum? Açıklayayım müsaadenizle. Bazen insanlar gibi toplumlar da (yani devletler) bir yol ayrımına gelir ve bir yön tayin etmek mecburiyetinde kalabilirler. İşte bu noktada yön bulma duygunuzun kuvveti yada yön bulmak için uygulayacağınız metodların isabet oranı sizi hedefinize yada bambaşka bir noktaya çıkarabilir. Adı ve içeriği değişerek "Yeni Ortadoğu Projesi"ne dönüşen kaos projesinde ülkemiz de aynen böyle bir yol ayrımıyla karşıyadır. Uygulayacağı metodlar ve güvenmesi gereken basiretinin sonucu varacağımız nokta umarım milletimiz ve insanlık için hayr olur.ABD Savunma Bakanı Rumsfeld; "Irak'tan zamanından önce çekilirsek, düşman bize Afganistan'dan sonra da Ortadoğu'dan çekilmemizi söyler. Ve eğer Ortadoğu'dan çekilirsek bize ve militan ideolojilerini benimsemeyen herkese, İspanya'dan Filipinler'e kadar işgal edilmiş Müslüman toprağı dedikleri yerlerden çekilmemizi emrederler. Ve Nihayet o zaman, Amerika evine yakın bir yerde savaşı kabul etmek zorunda kalır'' (The New York Times, 04/08) diyor. Batılının düşman toprağı ilan ettiği sınırlar bellidir. Ve bu sınırlara Türkiye coğrafyası da dahildir. İyi niyet temennileri ile işler yürümüyor maalesef. Dünyayı hızla 3. Dünya Savaşına itmeye çalışan bu manyak tabiatlı "neo-con" ların şerrinden Allah (cc) tüm dünyayı korusun. Bu karmaşada yön tayini çok ama çok önemli olacak anlayacağınız. Hele bugünkü gibi kaos ortamlarında atacağınız adımlar ve alacağınız kararlar daha bir önem arz ediyor. Bu minval üzerinde sanırım güzel bir örnek olması bakımından Osmanlı Sadrazamı Mahmut Şevket Paşayı gösterebiliriz. Yön duygusu oldukça isabetsiz olan Mahmut Şevket Paşa 1913 de Meclis-i Mebusan'daki konuşmasında diyor ki; "Kuveyt ve Katar gibi, çölden ibaret iki kaza yüzünden İngiltere ile ihtilaf çıkaramayız. Bu ehemmiyetsiz topraklardan ne gibi faydamız olabilir? Kuveyt ve Katar'ı İngiltere'ye bırakmaya ve zengin Irak vilayetimizle uğraşmaya karar verdim."Oysa ki; BP Statistical Review of World Energy adlı kaynak kitabında Kuveyt'in ispatlanmış petrol rezervlerinin 99 milyar varil, Katar'ınkinin 15,2 milyar varil olduğu belirtiliyor. Türkiye yılda 600 bin varil petrol tüketiyor ve bu iki ülke ise yılda yaklaşık 3.5 milyon varil petrol üretiyor. Sadrazam o kadar kötü bir yön duygusuna sahip ki çöl olarak gördüğü topraklarda Türkiye'nin ihtiyacı olan petrol kat kat fazlası üretiliyor. Bilmem anlatabiliyor muyum?Eğer; vurdumduymaz, serkeş tabiatlı biriyseniz tabiî ki ulaşacağınız noktanın neresi olacağı sizi çokta kaygılandırmaz. Nerde olursanız olun sizin için fark etmez. Fakat; Türk'ün bu ateşle imtihanının aslında mazlum ve masum tüm insanlık aleminin de imtihanı olduğunu düşünüyor ve beklenen huzurlu şafağın ancak ay yıldızlı bayrak altında mümkün olacağını biliyorsanız kaygı etmeniz yersiz değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Muradoğlu / diğer yazıları
- Benzer ikizler : İran -Türkiye / 04.04.2021
- Dost düşmanlar : Türkiye - Rusya / 28.03.2021
- İttifaklar üzerine / 21.03.2021
- Türkiye-Amerika savaşı mı? / 13.03.2021
- Merhaba / 07.03.2021
- Bir diyalogcu siteye sorularımız ve cevapları / 15.09.2006
- Atatürk'ten üç hatıra anlayana (!) / 05.09.2006
- Aşağılık kompleksini yenmek lazım / 04.09.2006
- Cadı kazanı / 01.09.2006
- Zafer mi, yenilgi mi? / 24.08.2006
- Dost düşmanlar : Türkiye - Rusya / 28.03.2021
- İttifaklar üzerine / 21.03.2021
- Türkiye-Amerika savaşı mı? / 13.03.2021
- Merhaba / 07.03.2021
- Bir diyalogcu siteye sorularımız ve cevapları / 15.09.2006
- Atatürk'ten üç hatıra anlayana (!) / 05.09.2006
- Aşağılık kompleksini yenmek lazım / 04.09.2006
- Cadı kazanı / 01.09.2006
- Zafer mi, yenilgi mi? / 24.08.2006