'İttifaklar üzerine' seslendirme dosyası:
Malumunuz devletler tek başlarına hareket etseler de çoğu zaman ittifaklarla yol alırlar. Devletler arası ittifaklarda en önemli unsur işin ebedi dostluk yada ebedi düşmanlık üzerine kurulmayacağının bilinmesidir.
Uluslararası arenada etkin güç olan batılıların makyevelist yaklaşımla hala etik (ahlaki) davranışlardan uzak tutum sergiledikleri görülüyor. Güç ve kazanmak onlar için her şeyi temsil ediyor. Özellikle 1990'larda soğuk savaş bitmesiyle daha insani metodlar geliştirseler de uygulamalarında hiçbir insani boyut olmadığı görülüyor.
Afrika, Bosna, Ortadoğu vs. yanarken onlar pay kapma derdindeydiler. Batılılar hiçbir ahlak kuralı tanımadan, ne olursa olsun gücü elde etmek ve kazanmak için her yolun mubah olduğunu düşünüyorlar. Bilinçaltlarında, Cemil Meriç'in deyimiyle genlerinde bu zalimlik var. Batının barışçı çözüm önerileri sadece kendi paylarını belirleme çabası olmaktan öteye geçmiyor.
*
Bu karmaşa ve güç mücadelelerinde biz ne yapabiliriz? İttifaklarımızı nasıl kendi çıkarımıza kurabiliriz? İnsani boyutu es geçmeden nasıl dengeli politikalar ve ittifaklar kurabiliriz? Uluslararası ilişkilerde attığınız her adımdan karlı çıkmanın yolu nedir? Bu sorunun cevabını tek kelime ile özetleyeceğim; "Güçlü olmak". Eğer güçlü olursan oyunun kuralını da belirleyebilirsin.
Uluslararası literatürde güçlü devlet tanımı her konuda yüksek kapasiteye sahip devletler için kullanılır. Bu devletlerin askeri, ekonomik, teknolojik ve insan kaynakları bakımından kapasiteleri oldukça yüksektir. Bu kıyaslamaya göre Türkiye'nin yerini sizde kolaylıkla belirleyebilirsiniz.
Türkiye'nin bu denklemde en kırılgan ve etkiye açık yönü güçlü bir ekonomik sisteme sahip olmayışıdır. Tramp'ın (Trump) ve Baydın'ın (Biden) ekonomik tehdidi-şantajı bunun en açık göstergesidir. Önümüzdeki günlerde ABD'nin insan hakları ve ekonomi üzerinden Türkiye'ye bir operasyonuna hazırlıklı olmak zorundayız.
*
"Rasyonel tutumların yerine duygusal tepkilerin öne çıktığı bir coğrafyada yaşadığımızı da dikkate aldığımızda, Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinde iş birliğini zorlaştıracak tavırlardan uzak durması gerekiyor. Etnik, mezhepsel ve dinsel kimliklerimizin bizi ülkemizin çıkarları için rasyonel olan politikalardan uzaklaştırmamasına dikkat etmeliyiz. Özellikle medyaya bu konuda çok önemli görevler düşüyor. Türk dış politikasında ilkelerle reel çıkarlar arasındaki dengenin rasyonel bir noktada gerçekleşmesine engel olacak yayınlardan uzak durulması gerekiyor." (Kemal İnat-SETA)
*
Pandemi sonrası deccalizmin kurmaya çalıştığı başka bir dünyaya uyanacağımızı da göz önüne alarak adım atmamız lazım.
Sonuç; caydırıcı gücünüz yoksa ittifak etmekten başka yolunuz yoktur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Muradoğlu / diğer yazıları
- Benzer ikizler : İran -Türkiye / 04.04.2021
- Dost düşmanlar : Türkiye - Rusya / 28.03.2021
- İttifaklar üzerine / 21.03.2021
- Türkiye-Amerika savaşı mı? / 13.03.2021
- Merhaba / 07.03.2021
- Bir diyalogcu siteye sorularımız ve cevapları / 15.09.2006
- Atatürk'ten üç hatıra anlayana (!) / 05.09.2006
- Aşağılık kompleksini yenmek lazım / 04.09.2006
- Cadı kazanı / 01.09.2006
- Zafer mi, yenilgi mi? / 24.08.2006
- Dost düşmanlar : Türkiye - Rusya / 28.03.2021
- İttifaklar üzerine / 21.03.2021
- Türkiye-Amerika savaşı mı? / 13.03.2021
- Merhaba / 07.03.2021
- Bir diyalogcu siteye sorularımız ve cevapları / 15.09.2006
- Atatürk'ten üç hatıra anlayana (!) / 05.09.2006
- Aşağılık kompleksini yenmek lazım / 04.09.2006
- Cadı kazanı / 01.09.2006
- Zafer mi, yenilgi mi? / 24.08.2006