Türkiye'nin altın ihracatının arttığı ve bu yılın 9 aylık döneminde yapılan ihracatın, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16.6 oranında artarak 772 milyon dolar olarak gerçekleştiği bildirildi İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Atasay Kuyumculuk üst yöneticisi (CEO) Cihan Kamer, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 2004 yılındaki altın üretiminin 319 ton olduğunu belirterek, bu üretimin 111 tonunun ihraç edildiğini, geriye kalan 208 tonunun ise iç piyasaya verildiğini hatırlattı. Türkiye'nin altın ihracatının her geçen yıl arttığını belirten Kamer, "Bu yılın 9 aylık döneminde yapılan ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16.6 oranında artarak 772 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektörün mevcut gelişimi göz önüne alındığında yıl sonu itibariyle 1.1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirebileceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz" dedi. Mücevher sektörünün, Türkiye'nin geleceği son derece parlak sektörlerinden biri olduğunu ifade eden Kamer, "Son 10 yılda kat edilen mesafe gelecek için de yol göstericidir" diye konuştu. Kamer, şunları kaydetti: "Bununla birlikte sektörün önünün açılması için devletimizden de beklentilerimiz bulunuyor. Dünyadaki gümrük ve vergi oranları incelendiğinde, sektörün ihracatı için önemli olan pırlantaya, üstelik de ülkemizde pırlanta üretilmemesine rağmen, dünyada benzeri olmayan bir ÖTV oranı uygulanmaktadır. Bu durum pırlantalı ürün üretimimiz ve ihracatımız için önemli bir engel teşkil etmekte, devlete ise vergi olarak geri dönmemektedir. Mevcut uygulamanın hiç kimseye bir faydası bulunmuyor." Tanıtım için destekİstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Atasay Kuyumculuk üst yöneticisi (CEO) Cihan Kamer, önü açık bir sektörün uluslararası tanıtımı için devletin daha teşvik edici olması gerektiğini de kaydederek, şöyle konuştu: "Mücevher sektörü, tüm dünyada firma olarak markalaşmanın en geride olduğu sektörlerden biridir. Bu, mevcut konumumuzda Türkiye için büyük bir fırsattır. Önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde perakende tüketicilerin mücevher eşyası konusunda da marka bilincinin artmasını beklemekteyiz. Dolayısıyla Türkiye için bu dönem son derece önemlidir. Bu süreç içerisinde Türk kuyumculuğunu markalaştırmamız halinde ekonomimiz bundan son derece olumlu etkilenecektir."Mevcut mevzuatın sektörel tanıtım için yıllık maksimum 250 bin doları öngördüğünü ve kurallarının da esnek olmayan bir yapıda olduğunu belirten Kamer, "Bu kadar önemli bir fırsatın olduğu ve Türkiye'nin atılım yapma imkanı olan bir sektörün tanıtımı için böyle bir bütçenin yeterli olması mümkün değildir" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.