Türkiye'de boşanmalar arttı. Başka çözüm yok mu?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan son nüfus verilerine göre, Türkiye'de boşanmış kişilerin oranı yüzde 5'e yükseldi. Bu artış, toplumsal dinamiklerin ve ekonomik koşulların değişimi ile doğrudan ilişkili. Türkiye'deki boşanma oranlarındaki artışın nedenleri ve en fazla boşanmanın yaşandığı iller hangileri?

Boşanma oranlarındaki artışın nedenleri

Boşanma oranlarındaki artış, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmaktadır.

Ekonomik sıkıntılar, çiftler arasında stres ve gerginlik yaratmakta, bu da boşanma kararını etkileyen önemli bir unsur olmaktadır.

Toplumda kadınların iş gücüne katılımının artması, bireylerin bağımsızlık arayışını teşvik etmekte ve geleneksel aile yapısında değişimlere yol açmaktadır.

Boşanma süreçlerinin hukuki olarak daha kolay hale gelmesi de çiftlerin boşanma kararını daha hızlı almalarına olanak tanımakta.

Özellikle artan aldatma vakaları, çiftler arasında güven sorunlarına yol açmakta ve boşanma oranlarını artırmakta.



En fazla boşanmanın yaşandığı iller

Yetişkin nüfus içinde boşanmış kişi oranı 2014 yılında yüzde 3 seviyesindeyken 2024 yılında yüzde 5 e yükseldi.

Nüfusa oranla en çok boşanmış kişinin bulunduğu il yüzde 8,09 ile İzmir oldu. İzmir'i sırasıyla yüzde 8,04 ile Muğla, yüzde 7,42 ile Antalya, yüzde 6,77 ile Aydın izledi.

Hakkari ise boşanmış kişilerin oranının en düşük olduğu il olarak kayda geçti. 13 ilde boşanmış kişilerin oranı yüzde 2'nin altında bulunuyor.

Boşanmaların önüne geçmek için neler yapılmalı?

Boşanma, birçok aile için zor bir süreçtir ve bu süreçten kaçınmak için ailelerin alabileceği çeşitli önlemler bulunmaktadır. Ailelerin, boşanmanın önüne geçmek için atabilecekleri adımlar, hem bireysel hem de ortak ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik stratejiler içermektedir.

Etkili iletişim, sağlıklı bir ilişkinin temel taşlarından biridir. Aileler, duygularını ve düşüncelerini açıkça ifade etmelidir.

Bu bağlamda eşler, hissettiklerini birbirleriyle paylaşmalı ve karşılıklı anlayış geliştirmelidir.

Aktif dinleme, partnerin hislerini anlamak için kritik bir beceridir. Eşler, birbirlerini dinlemeye özen göstermelidir.

Birlikte geçirilen zaman, ilişkilerin güçlenmesine yardımcı olur. Aileler, aşağıdaki yöntemlerle kaliteli zaman geçirebilir:

Sinema, yürüyüş veya yemek yapma gibi ortak aktiviteler, bağları kuvvetlendirir.

Ailece yapılan tatiller, birlikte geçirilen zamanın kalitesini artırır.



Profesyonel destek alma

Eğer sorunlar derinleşiyorsa, profesyonel yardım almak faydalı olabilir. Aileler, aşağıdaki adımları izleyebilir:

Evlilik Terapisi: Evlilik terapistleri, çiftlerin sorunlarını çözmelerine yardımcı olabilir.

Bireysel Danışmanlık: Bireysel sorunlar için danışmanlık almak, kişinin kendini daha iyi anlamasına yardımcı olur.

Boşanma sürecinde çocukların duygusal ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Aileler, çocuklarına karşı duyarlı olmalıdır. Çocuklara boşanma sürecini uygun bir dille anlatmak önemlidir. Ayrıca çocukların stresle başa çıkmalarına yardımcı olmak için destek sağlanmalıdır.

Değer gösterme ve takdir

Eşler, birbirlerine değer verdiklerini hissettirmelidir. Bu, ilişkinin güçlenmesine katkıda bulunur. Aileler, aşağıdaki yöntemlerle takdirlerini gösterebilir:

Günlük hayatta küçük sürprizler yapmak, eşin kendini özel hissetmesini sağlar. Küçük şeyler için bile teşekkür etmek, ilişkinin sıcaklığını artırır.

Boşanmaların önüne geçmek, ailelerin alacağı çeşitli önlemlerle mümkündür. İletişim, kaliteli zaman geçirme, profesyonel destek alma, çocukların ihtiyaçlarını gözetme ve değer gösterme gibi stratejiler, ailelerin ilişkilerini güçlendirmelerine yardımcı olabilir. Bu süreçte, her bireyin kendi duygusal ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurması önemlidir. Aileler, bu adımları atarak daha sağlıklı ve mutlu bir ilişki sürdürebilirler.