“Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı” adlı kısa adı UTESAV olan bir kuruluş “Teknoloji, Medeniyet ve Değerler” konulu bir toplantı düzenledi geçtiğimiz günlerde.
Toplantıda Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç de söz aldı.
Ne dedi, Alparslan Açıkkent?
“İslami bir bisiklet üretilebilir. İslam’a göre ameller niyete göredir. Allah’ın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması öncelenerek üretilen bir bisiklet İslami bisiklet olur.”
Türkiye’nin komşuluk ettiği İslam coğrafyasında son 15 yılda yüz binlerce Müslüman katledildi.
Maalesef bu katliamlarda seyirci ya da ortak olduk.
12. yüzyılda İslam coğrafyasında mabetlere uzanan namahrem ellerin kat kat fazlası bugün İslam coğrafyasında namusa, şerefe ve ırza uzanıyor.
Sinsi sinsi projelerle Haçlılar İslam coğrafyasının kimyasını değiştirmekle meşguller.
Haçlı projelerde boy göstermeyi maharet sayan siyasiler tarafından idare ediliyoruz.
Batılıların BOP, Arap Baharı, Dinler arası diyalog, Medeniyetler arası ittifak gibi şer projelerinde figuran olanlar kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermek için Kerbela’yı, Ehl-i Beyt’i, Peygamber Efendimizi ve hatta Kuran-ı Kerim’i bile kullanmaktan geri durmuyorlar.
Rektör olabilmiş ama adam olamamış bazı kendini bilmezler ise kalkıp Şii Müslümanlara sapıklık iftirası atarken gayrimüslimleri cennete gireceklerini söyleyebilmekteler.
Papazların elini “hacı amca” diye öpen bilinçsiz bir gençlik yetişmiş durumda.
Kilise onaran, sonra kurdelesini “besmele” çekerek kesen siyasilerle aynı dönemde yaşıyoruz.
“Allah indinde tek din İslam’dır” ilahi düsturu ortadayken “4 hak din” olduğunu iddia edenleri görüyoruz.
Şii ve Sünni Müslüman ve öz be öz kardeşken onların arasına nifak sokup, kardeş kavgasını körükleyenleri izliyoruz.
Camileri inşa etmeyi millete bırakan ama kiliseleri milyonlarca lira harcayarak onarıp, papazların takdisini hak etmeye çalışan siyasi ve bürokratları görüyoruz.
İşte hali pür melali böyle olan zavallı ülkemizde bir profesör ‘İslami bisiklet’ten bahsediyor.
Gülelim mi ağlayalım mı?
Ağlayalım, hem de çok ağlayalım.
Yukarıdaki cinayetler yaşanırken “İslami bisiklete” odaklanmış akademisyenlerimiz oldukça milletimizin sırtını yere getirmek için düşmana gerek yok.
Biz hallediyoruz zaten…
Toplantıda Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç de söz aldı.
Ne dedi, Alparslan Açıkkent?
“İslami bir bisiklet üretilebilir. İslam’a göre ameller niyete göredir. Allah’ın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması öncelenerek üretilen bir bisiklet İslami bisiklet olur.”
Türkiye’nin komşuluk ettiği İslam coğrafyasında son 15 yılda yüz binlerce Müslüman katledildi.
Maalesef bu katliamlarda seyirci ya da ortak olduk.
12. yüzyılda İslam coğrafyasında mabetlere uzanan namahrem ellerin kat kat fazlası bugün İslam coğrafyasında namusa, şerefe ve ırza uzanıyor.
Sinsi sinsi projelerle Haçlılar İslam coğrafyasının kimyasını değiştirmekle meşguller.
Haçlı projelerde boy göstermeyi maharet sayan siyasiler tarafından idare ediliyoruz.
Batılıların BOP, Arap Baharı, Dinler arası diyalog, Medeniyetler arası ittifak gibi şer projelerinde figuran olanlar kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermek için Kerbela’yı, Ehl-i Beyt’i, Peygamber Efendimizi ve hatta Kuran-ı Kerim’i bile kullanmaktan geri durmuyorlar.
Rektör olabilmiş ama adam olamamış bazı kendini bilmezler ise kalkıp Şii Müslümanlara sapıklık iftirası atarken gayrimüslimleri cennete gireceklerini söyleyebilmekteler.
Papazların elini “hacı amca” diye öpen bilinçsiz bir gençlik yetişmiş durumda.
Kilise onaran, sonra kurdelesini “besmele” çekerek kesen siyasilerle aynı dönemde yaşıyoruz.
“Allah indinde tek din İslam’dır” ilahi düsturu ortadayken “4 hak din” olduğunu iddia edenleri görüyoruz.
Şii ve Sünni Müslüman ve öz be öz kardeşken onların arasına nifak sokup, kardeş kavgasını körükleyenleri izliyoruz.
Camileri inşa etmeyi millete bırakan ama kiliseleri milyonlarca lira harcayarak onarıp, papazların takdisini hak etmeye çalışan siyasi ve bürokratları görüyoruz.
İşte hali pür melali böyle olan zavallı ülkemizde bir profesör ‘İslami bisiklet’ten bahsediyor.
Gülelim mi ağlayalım mı?
Ağlayalım, hem de çok ağlayalım.
Yukarıdaki cinayetler yaşanırken “İslami bisiklete” odaklanmış akademisyenlerimiz oldukça milletimizin sırtını yere getirmek için düşmana gerek yok.
Biz hallediyoruz zaten…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024