Yıllar önce Mesut Yılmaz'ın bir açık oturumda "dün dündür, bugün bu gündür" anlayışı ile politika yaptığını itiraf eden Demirel'e yönelik eleştirisi hala kulaklarımızda.
Siyasette yeni sivrilen Yılmaz, Demirel'e dönerek, "Siz Türk milletinin hafızasız ve aptal olduğu anlayışı" anlayışı ile siyaset yapıyorsunuz" biz bunu yapmayacağız" demişti.
Gerçi Yılmaz da daha sonra ustası Özal'ı terkedip Demirel'e çırak olacak ve ülkeyi bu anlayışla uçurumun kenarına getirecekti.
Ancak Yılmaz'ın o günkü tesbiti doğruydu. Siyaseti millete hizmet fırsatı değil, iktidarda kalma cambazlığı görenler hep Türk milletinin hafızasız olduğu zannı ile siyaset yapacaklardır.
Bu yanlış anlayışa kapılanları milletimiz siyaset sahnesinden silmesine rağmen; bugünkü iktidarın da aynı onulmaz hastalığa kapıldığını görüyoruz.
Dün Demirel, Yılmaz; bugün Erdoğan...
Hep o yanlış idrakinin mahkumları.
Önceki gün zina tartışmaları ile bunalıp "biz Türk'üz, kendi kararımızı veririz, AB bize karışamaz" esip gürlemesi ile efkar dağıtan Başbakanın açıklamalarını izlerken bunları düşündüm.
iki yıldır hasret kaldığımız cümleler dökülüyordu Başbakan'ın ağzından.
Erdoğan, iki yıldır duymadığımız tonda "Türküz" diye haykırıyor, "AB bize karışmaz" diye posta koyuyordu.
Yalanına bir kese altın verilecek sözler bunlar.
Ama o iki yıllık icraatlara, teslimiyetler, tavizler olmasa... Başbakanın son sözlerine bakan iki yıldır AKP'nin değil, CHP'nin iktidar olduğu zannına kapılabilir.
Erdoğan'ın bu çıkışı bana hafta boyunca AB ne derse, IMF ne derse onu icra eden, hafta sonu ise sanki bütün bunları kendisi değil de sadece Ecevit yapmış gibi esip gürleyen Bahçeli'nin iktidar günlerini hatırlattı.
Erdoğan'ın da Bahçeli'nin sonunu hatırlamasını isteriz.
Milletimiz üçlü koalisyon olduğu halde faturayı Bahçeli'ye de keserken tek başına Anayasayı değiştirebilecek güce sahip AKP'nin her teslimiyetin ardından kuru gürültü çıkarmasına kanar mı dersiniz?
Milletimiz Başbakan Erodğan'a AB ve IMF istiyor diye atmadığınız takta kalmamışken "ne bu şiddet bu celal" diye sormayacak mı sanıyorlar?
IMF emrediyor, yatırımlar kısılıyor, maaşlar kesiliyor, ürünler ekilmiyor.
AB istiyor diye AKP, Türk milletinin dinini değiştirecek noktaya geldi.
AKP iyi yıldır AB'nin, ABD ve IMF'nin sözünden çıkmamışken Başbakan'ın esip gürlemesine kim inanır.
Bana göre AKP de önceki iktidarlar gibi fena halde yanılıyor.
Türk milleti aptal değildir.
İnanmıyorsanız Demirel'e, Yılmaz'a, Çiller'e, Ecevit'e, Bahçeli'ye sorun.
Sahi Sayın Başbakan, bir kaç gün önce teftişe gelen AB komiserine en son ne sormuştunuz?
Hadi ben hatırlatayım: "Sayın Verheugen, bizden yerine getirmemizi istediğiniz başka bir şey var mı?"
Siyasette yeni sivrilen Yılmaz, Demirel'e dönerek, "Siz Türk milletinin hafızasız ve aptal olduğu anlayışı" anlayışı ile siyaset yapıyorsunuz" biz bunu yapmayacağız" demişti.
Gerçi Yılmaz da daha sonra ustası Özal'ı terkedip Demirel'e çırak olacak ve ülkeyi bu anlayışla uçurumun kenarına getirecekti.
Ancak Yılmaz'ın o günkü tesbiti doğruydu. Siyaseti millete hizmet fırsatı değil, iktidarda kalma cambazlığı görenler hep Türk milletinin hafızasız olduğu zannı ile siyaset yapacaklardır.
Bu yanlış anlayışa kapılanları milletimiz siyaset sahnesinden silmesine rağmen; bugünkü iktidarın da aynı onulmaz hastalığa kapıldığını görüyoruz.
Dün Demirel, Yılmaz; bugün Erdoğan...
Hep o yanlış idrakinin mahkumları.
Önceki gün zina tartışmaları ile bunalıp "biz Türk'üz, kendi kararımızı veririz, AB bize karışamaz" esip gürlemesi ile efkar dağıtan Başbakanın açıklamalarını izlerken bunları düşündüm.
iki yıldır hasret kaldığımız cümleler dökülüyordu Başbakan'ın ağzından.
Erdoğan, iki yıldır duymadığımız tonda "Türküz" diye haykırıyor, "AB bize karışmaz" diye posta koyuyordu.
Yalanına bir kese altın verilecek sözler bunlar.
Ama o iki yıllık icraatlara, teslimiyetler, tavizler olmasa... Başbakanın son sözlerine bakan iki yıldır AKP'nin değil, CHP'nin iktidar olduğu zannına kapılabilir.
Erdoğan'ın bu çıkışı bana hafta boyunca AB ne derse, IMF ne derse onu icra eden, hafta sonu ise sanki bütün bunları kendisi değil de sadece Ecevit yapmış gibi esip gürleyen Bahçeli'nin iktidar günlerini hatırlattı.
Erdoğan'ın da Bahçeli'nin sonunu hatırlamasını isteriz.
Milletimiz üçlü koalisyon olduğu halde faturayı Bahçeli'ye de keserken tek başına Anayasayı değiştirebilecek güce sahip AKP'nin her teslimiyetin ardından kuru gürültü çıkarmasına kanar mı dersiniz?
Milletimiz Başbakan Erodğan'a AB ve IMF istiyor diye atmadığınız takta kalmamışken "ne bu şiddet bu celal" diye sormayacak mı sanıyorlar?
IMF emrediyor, yatırımlar kısılıyor, maaşlar kesiliyor, ürünler ekilmiyor.
AB istiyor diye AKP, Türk milletinin dinini değiştirecek noktaya geldi.
AKP iyi yıldır AB'nin, ABD ve IMF'nin sözünden çıkmamışken Başbakan'ın esip gürlemesine kim inanır.
Bana göre AKP de önceki iktidarlar gibi fena halde yanılıyor.
Türk milleti aptal değildir.
İnanmıyorsanız Demirel'e, Yılmaz'a, Çiller'e, Ecevit'e, Bahçeli'ye sorun.
Sahi Sayın Başbakan, bir kaç gün önce teftişe gelen AB komiserine en son ne sormuştunuz?
Hadi ben hatırlatayım: "Sayın Verheugen, bizden yerine getirmemizi istediğiniz başka bir şey var mı?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014