Kültür Bakanı İstemihan Talay, önceki gün "Türkçe Konuşan Devlet ve Topluluklarla Ortak Değerlerimiz" konulu bir etkinliğe katıldı. Talay, "ulusal hedeflerin, devletlerin yapmaları gereken görevleri aşan çabaları gerektirdiğini" belirterek, fertlerin yanı sıra vakıf, dernek ve diğer sivil toplum örgütlerinin bu amaçları sürekli canlı tutmaları ve bu amaç etrafında toplumu sürekli bilinçlendirmeleri zorunluluğu bulunduğunu söyledi.
"Büyük konular, büyük davalar bu açıdan devletleri aşan nitelikler taşır" diyen Talay, Türk dünyasıyla Anadolu Türklüğünün buluşması, her alanda birbirini tanıması, ve ortak değerlerin derin bir anlayış içinde paylaşılmasının böyle bir çabayı gerektirdiğini vurguladı.
DE?ERLERE SAHİP ÇIKMAK
Talay, şöyle devam etti:
"Toplumların köklerini araması, köklerine ulaşması ve o değerlere sahip olması, onları yaşatması ve gelecek kuşaklara aktarması, ulus olmak bilinciyle eşanlamlıdır. Türk milletinin çok uzun bir tarih sürecinde çok zor koşullarda bile güçlü bir dirençle ayakta kalıp geleceğine uzanacak bir birikimle yaşamını sürdürmesi, ulusumuzun bu değerleri en iyi şekilde sahiplendiğini ve bu birikimlere sahip olarakbu bilinci yaşattığını ortaya koymaktadır.
Orta Asya'dan başlayıp Avrupa içlerine kadar giden tarihsel süreç içinde yaşadığımız her ortamdaki tehditleri, tehlikeleri karşı karşıya kaldığımız bunalımları düşündüğümüzde ulusumuzun, bu birikimlerle ne kadar dirençli ve güçlü olduğu kendiliğinden ortaya çıkar."
Özellikle SSCB döneminde büyük Türk dünyasının arasında demir duvarlar örüldüğünü belirten Talay, hatta bu dünyayla ilgili olmak ve bu dünyanın gerçeklerini Anadoluyla bütünleştirme çabalarının adeta bir siyasi akımın üyesi olmak gibi dar bir anlayış içinde değerlendirildiğini, oysa Anadolu'daki Türk ulusunun büyük Türk ulusuyla geçmiş değerler ve birikimlerde buluşma çabasının en doğal hakkı olduğunu vurguladı. Talay, 1990 yılında SSCB'nin çökmesiyle Türk ulusunun bu imkana kavuştuğunu hatırlattı.
BİRLİKTELİK GAYRETLERİ
Geçen süreçte, işadamları sanatçılar ve diğer kurumların kendi ölçülerinde bu birlikteliği gerçekleştirmek için yoğun çaba içinde bulunduğunu belirten Talay bu toplantının herkese bu görevlerini tekrar hatırlattığını ifade etti. Talay, bu anlamda Türk dili konuşan ülkelerin kültür bakanlarının ortak organizasyonu olan TÜRKSOY'un çeşitli ortak yayınlar ve sanatçı değişimi ile Türk dünyasıyla kültürel ilişkilerin kurulması ve geliştirilmesi yolunda çok değerli katkılar sağladığını anlattı.
Türk cumhuriyetleri arasındaki ilişkiler açısından konuşma dilinin de çok önemli olduğuna işaret eden Talay, dilin önümüzdeki süreçte bu ülkelerin birbirlerini daha iyi anlayabilecekleri bir düzeye geleceğine inandığını söyledi.
BÜYÜK TÜRK DÜNYASININ
YENİDEN TANIŞMASI
Türkiyem Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Köksal Toptan da Türk uluslarının yakın geçmişe kadar birbirinden kopuk yaşamak zorunda kaldığını belirterek, SSCB'nin dağılmasının ardından Türk cumhuriyetlerinin "güzel yüzlerinin" göründüğünü söyledi.
Ortak amaçlarının büyük Türk dünyasının yeniden tanışması, imkanlardan karşılıklı olarak yararlanma yollarının aranması, genç nesillerin birbirini anlayarak gelecekte ortak değerlerin yaşatılması olduğunu dile getiren Toptan, kültür ve edebiyat alanındaki yakınlaşmanın daha da ileriye taşınmasını temenni etti.
Türk cumhuriyetleri arasındaki yakınlaşma sonucu ortak değerlerin korunacağını belirten Toptan, zaman içinde her alandaki müşterek dilin kendiliğinden oluşacağını kaydetti. Toptan, "Müşterek dil ve kültürümüz atalarımızdan geliyor. Hepimizin anayurdu Orta Asya değil mi? Hepimiz Dede Korkut destanlarıyla büyüdük. Ağıtlarımız, manilerimiz aynı" diye konuştu.
"Büyük konular, büyük davalar bu açıdan devletleri aşan nitelikler taşır" diyen Talay, Türk dünyasıyla Anadolu Türklüğünün buluşması, her alanda birbirini tanıması, ve ortak değerlerin derin bir anlayış içinde paylaşılmasının böyle bir çabayı gerektirdiğini vurguladı.
DE?ERLERE SAHİP ÇIKMAK
Talay, şöyle devam etti:
"Toplumların köklerini araması, köklerine ulaşması ve o değerlere sahip olması, onları yaşatması ve gelecek kuşaklara aktarması, ulus olmak bilinciyle eşanlamlıdır. Türk milletinin çok uzun bir tarih sürecinde çok zor koşullarda bile güçlü bir dirençle ayakta kalıp geleceğine uzanacak bir birikimle yaşamını sürdürmesi, ulusumuzun bu değerleri en iyi şekilde sahiplendiğini ve bu birikimlere sahip olarakbu bilinci yaşattığını ortaya koymaktadır.
Orta Asya'dan başlayıp Avrupa içlerine kadar giden tarihsel süreç içinde yaşadığımız her ortamdaki tehditleri, tehlikeleri karşı karşıya kaldığımız bunalımları düşündüğümüzde ulusumuzun, bu birikimlerle ne kadar dirençli ve güçlü olduğu kendiliğinden ortaya çıkar."
Özellikle SSCB döneminde büyük Türk dünyasının arasında demir duvarlar örüldüğünü belirten Talay, hatta bu dünyayla ilgili olmak ve bu dünyanın gerçeklerini Anadoluyla bütünleştirme çabalarının adeta bir siyasi akımın üyesi olmak gibi dar bir anlayış içinde değerlendirildiğini, oysa Anadolu'daki Türk ulusunun büyük Türk ulusuyla geçmiş değerler ve birikimlerde buluşma çabasının en doğal hakkı olduğunu vurguladı. Talay, 1990 yılında SSCB'nin çökmesiyle Türk ulusunun bu imkana kavuştuğunu hatırlattı.
BİRLİKTELİK GAYRETLERİ
Geçen süreçte, işadamları sanatçılar ve diğer kurumların kendi ölçülerinde bu birlikteliği gerçekleştirmek için yoğun çaba içinde bulunduğunu belirten Talay bu toplantının herkese bu görevlerini tekrar hatırlattığını ifade etti. Talay, bu anlamda Türk dili konuşan ülkelerin kültür bakanlarının ortak organizasyonu olan TÜRKSOY'un çeşitli ortak yayınlar ve sanatçı değişimi ile Türk dünyasıyla kültürel ilişkilerin kurulması ve geliştirilmesi yolunda çok değerli katkılar sağladığını anlattı.
Türk cumhuriyetleri arasındaki ilişkiler açısından konuşma dilinin de çok önemli olduğuna işaret eden Talay, dilin önümüzdeki süreçte bu ülkelerin birbirlerini daha iyi anlayabilecekleri bir düzeye geleceğine inandığını söyledi.
BÜYÜK TÜRK DÜNYASININ
YENİDEN TANIŞMASI
Türkiyem Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Köksal Toptan da Türk uluslarının yakın geçmişe kadar birbirinden kopuk yaşamak zorunda kaldığını belirterek, SSCB'nin dağılmasının ardından Türk cumhuriyetlerinin "güzel yüzlerinin" göründüğünü söyledi.
Ortak amaçlarının büyük Türk dünyasının yeniden tanışması, imkanlardan karşılıklı olarak yararlanma yollarının aranması, genç nesillerin birbirini anlayarak gelecekte ortak değerlerin yaşatılması olduğunu dile getiren Toptan, kültür ve edebiyat alanındaki yakınlaşmanın daha da ileriye taşınmasını temenni etti.
Türk cumhuriyetleri arasındaki yakınlaşma sonucu ortak değerlerin korunacağını belirten Toptan, zaman içinde her alandaki müşterek dilin kendiliğinden oluşacağını kaydetti. Toptan, "Müşterek dil ve kültürümüz atalarımızdan geliyor. Hepimizin anayurdu Orta Asya değil mi? Hepimiz Dede Korkut destanlarıyla büyüdük. Ağıtlarımız, manilerimiz aynı" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.