Toplumu millet yapan inancıdır
Azerbaycan’da düzenlenen Birinci Uluslararası Bakü Forumu’nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Toprağı vatan kılan, toplumu millet yapan en temel unsur inanç değerleri manzumesidir” dedi
20.12.2012 00:00:00
Birinci Uluslararası Bakü Forumu,
Azerbaycan’ın başkentinde başladı. Azerbaycan Din İşleri Bakanlığı ve İslam
Konferansı Gençlik Forumu tarafından düzenlenen ve Din İşleri Bakanı Elşad
İskenderov’un ev sahipliğinde başlayan forumun açılış programına Diyanet İşleri
Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı. “Değişen Dünyada Hoşgörüyü
Güçlendirmek: Devlet ve Din” temasıyla düzenlenen forumda konuşan Diyanet
İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Bu medeniyet havzasında din olarak
İslam, kul ile Allah arasında vicdani bir meseleye asla indirgenemeyecek kadar
büyük, bu havzada kurulan bütün devletlerden daha büyük bir kimlik ve medeniyet
kurucu bir unsur olmuştur. Bu topraklarda din ile devlet arasındaki ilişkileri
yeniden tanzim ederken bu realiteyi göz önünde bulundurmak gerekir. Toprağı
vatan kılan, toplumu millet yapan en temel unsur inanç değerleri manzumesidir.
Tarih bize göstermiştir ki; inancını kaybeden toplumlar dilini, kültürünü de
kaybetmişlerdir.” dedi.
Zor
bir dönemden geçiyoruz
Konuşmasında insanlık tarihinin zor bir
dönemeçten geçtiğini belirten Diyanet İşleri Başkanı Görmez, küreselleşmeyle
birlikte insanlığın içine girdiği yeni süreci yönetebilmesi için yeni bir dile
ve kültüre ihtiyaç olduğunu söyledi. Tarih boyunca dinle devlet arasındaki
ilişkilerin her zaman sorunlu bir perspektifle ele alındığını ifade eden
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, insanlık tarihinde din devlet ilişkilerinin
özellikle iki başlıkta ele alındığına dikkat çekti. Başkan Görmez şunları
söyledi: “Din devlet ilişkileri genellikle iki başlıkta ele alınmıştır. Dinle
devlet arasındaki ilişki formlarını çatışmacı, birbirini yok sayan ya da
reddeden bir gerilim edebiyatı içinde ele almayı tercih edenler, bu
eğilimlerine dini ve siyasi kültürümüzde hiçbir şekilde kendine mesnet
bulamamaktadırlar. Bu çatışmacı anlayış siyasi kültürümüzde kendisine yer
bulmakta zorlanmaktadır. Devletin hukuk normlarına riayet ettiği, dinin de
kendini birey ve toplumun manevi inkişafına rehberlik etmekle yükümlü saydığı
ortamlarda hiç kuşkusuz hayat eksiksiz, tutarlı ve huzur veren bir düzene
kavuşmuş olacaktır.” HABER MERKEZİ
Azerbaycan’ın başkentinde başladı. Azerbaycan Din İşleri Bakanlığı ve İslam
Konferansı Gençlik Forumu tarafından düzenlenen ve Din İşleri Bakanı Elşad
İskenderov’un ev sahipliğinde başlayan forumun açılış programına Diyanet İşleri
Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı. “Değişen Dünyada Hoşgörüyü
Güçlendirmek: Devlet ve Din” temasıyla düzenlenen forumda konuşan Diyanet
İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Bu medeniyet havzasında din olarak
İslam, kul ile Allah arasında vicdani bir meseleye asla indirgenemeyecek kadar
büyük, bu havzada kurulan bütün devletlerden daha büyük bir kimlik ve medeniyet
kurucu bir unsur olmuştur. Bu topraklarda din ile devlet arasındaki ilişkileri
yeniden tanzim ederken bu realiteyi göz önünde bulundurmak gerekir. Toprağı
vatan kılan, toplumu millet yapan en temel unsur inanç değerleri manzumesidir.
Tarih bize göstermiştir ki; inancını kaybeden toplumlar dilini, kültürünü de
kaybetmişlerdir.” dedi.
Zor
bir dönemden geçiyoruz
Konuşmasında insanlık tarihinin zor bir
dönemeçten geçtiğini belirten Diyanet İşleri Başkanı Görmez, küreselleşmeyle
birlikte insanlığın içine girdiği yeni süreci yönetebilmesi için yeni bir dile
ve kültüre ihtiyaç olduğunu söyledi. Tarih boyunca dinle devlet arasındaki
ilişkilerin her zaman sorunlu bir perspektifle ele alındığını ifade eden
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, insanlık tarihinde din devlet ilişkilerinin
özellikle iki başlıkta ele alındığına dikkat çekti. Başkan Görmez şunları
söyledi: “Din devlet ilişkileri genellikle iki başlıkta ele alınmıştır. Dinle
devlet arasındaki ilişki formlarını çatışmacı, birbirini yok sayan ya da
reddeden bir gerilim edebiyatı içinde ele almayı tercih edenler, bu
eğilimlerine dini ve siyasi kültürümüzde hiçbir şekilde kendine mesnet
bulamamaktadırlar. Bu çatışmacı anlayış siyasi kültürümüzde kendisine yer
bulmakta zorlanmaktadır. Devletin hukuk normlarına riayet ettiği, dinin de
kendini birey ve toplumun manevi inkişafına rehberlik etmekle yükümlü saydığı
ortamlarda hiç kuşkusuz hayat eksiksiz, tutarlı ve huzur veren bir düzene
kavuşmuş olacaktır.” HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.