18 Aralık 2010 yılında Tunus'ta başlayan daha sonra Mısır, Yemen, Cezayir, Ürdün, Libya ve Suriye'ye sıçrayan Arap Baharının dalgası maalesef 15 Temmuz 2016'da ülkemizde fiiliyata geçirilmeye çalışıldı.
FETÖ /PDY terör örgütünün sivil toplum kuruluşları, toplum içindeki binlerce misyoner tipli ajanları ve basın yayın organları ile devletin her kurumuna, her kademesine yerleştirdikleri örgüt üyeleri ile birlikte Türkiye'yi yanlış yönlendirdiler.
Maalesef ülke olarak Arap baharını destekledik. Basın-yayın organlarında gazeteciler, demokrasi için Arap Baharını savunurken, ölen milyonlarca Müslümanı, bölünen ülkeleri görmediler. Bu örgüt mensupları, Türkiye'nin komşuları ile ilişkilerinin bozulmasını, Türkiye'nin, Rusya ve İran ile ilişkilerinin bozulmasının altyapısını hazırladılar.
Türkiye'nin yardımları ile Libya'da yaptığını Suriye'de de yapmaya çalışan ABD ve Batı, Esad'a takıldı. Rusya, Ortadoğu'ya ABD'nin yerleşmesini engellemek için Esad'ın yanında yer aldı. ABD ve Batı, Suriye de yenildi. Ve plan değişti. Kuzey Suriye de terör faaliyetleri artırıldı bölge boşaltıldı Kuzey Irak'ta kurulma aşamasında olan Yahudi Kürt devletinin Akdeniz'e bağlantısı için koridor açılmaya başlandı.
Suriye'deki terör gruplarının Türkiye'ye sıçraması, Türkiye'de de terör olaylarının hızla tırmanması model ortak olarak gördüğümüz ABD'nin, PKK ve uzantısı PYD'yi desteklemesi Türkiye'de dengelerin değişmeye başlamasına neden oldu.
Türkiye uzun yıllar sonra dış politikada doğru hamleler yapmaya başladı. Türkiye, Rusya ile bozulan ilişkileri düzeltmek için ilk adımı atınca batılı güçler harekete geçti ve Türkiye'yi, kendi yörüngesinden çıkmaması için Atatürk Havalimanını patlattı. Onlarca insanımızı katletti.
Türkiye buna rağmen Rusya diplomatik ilişkileri normalleştirdi. Sıra Esad ile ilişkileri düzeltmeye gelmişti. Şu çok iyi görüldü ki Esad, Suriye'de tam hâkimken Türkiye'de terör olayları olmuyor ve güney sınırımızda hiçbir güvenlik sorunu yaşanmıyordu. Esad ile görüşmelere başlandı. Bu durum ABD ve Batının başlattığı Arap Baharı ve Büyük Ortadoğu projesinin sonuydu.
Türkiye'nin, yörüngeden uzaklaşmaya başladığını gören ABD, 15 Temmuzda FETO terör örgütünün devlete sızan ekibiyle Türkiye'ye darbe girişiminde bulundu.
15 Temmuz akşamı Kuvayı Milliye ruhu yeniden doğdu. Kadın, erkek, yaşlı, genç sokaklara indi. Darbeci teröristlere karşı durdu ve ülkenin bölünmesinin önüne geçti.
Tehlike geçti mi? Tabi ki hayır. Darbe girişiminden sonra Milli Ruh uyandı. Devleti yönetenler yıllardır Batı ve ABD ile hareket etmenin ne kadar yanlış olduğuna kısmen de olsa gördü ve yapılan açıklamalarda Rusya ve İran ile hiç olmadığımız kadar ele ele vereceğiz açıklamaları geldi.
Bu ortamda ABD ve Batıdan her an yeni bir saldırı veya hamle bekleyebiliriz. Mesela! FETÖ'cü teröristler tarafından Alevi Sünni çatışması, Türk Kürt çatışması veya büyük bir ekonomik kriz başlatılabilir.
Cumhurbaşkanı ve bütün siyasilerimizin bu oyunu görmesi gerekiyor. Bütün bu badirelerden kurtulmak içinde bir tek çıkış yolu var. Arap Baharı sürecinde İslam coğrafyasında çıkarılmak istenen Şii-Sünni çatışmasını, Ehli Beytin nefesi ile engelleyen, Türk-Kürt kardeştir diyerek, milli birlik ve beraberliği tesis eden Prof. Dr. Haydar Baş'ın yol haritasına mutlak uyulması lazımdır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal devlet projelerini başta Rusya olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde kısmen de olsa uygulanmaktadır. Kısaca Rusya, Haydar Baş'ı dinledi ve ABD'ye kafa tutmaya, AB'ye 'hadi ordan' çekmeye başladı. Sıra Türkiye'de.
FETÖ /PDY terör örgütünün sivil toplum kuruluşları, toplum içindeki binlerce misyoner tipli ajanları ve basın yayın organları ile devletin her kurumuna, her kademesine yerleştirdikleri örgüt üyeleri ile birlikte Türkiye'yi yanlış yönlendirdiler.
Maalesef ülke olarak Arap baharını destekledik. Basın-yayın organlarında gazeteciler, demokrasi için Arap Baharını savunurken, ölen milyonlarca Müslümanı, bölünen ülkeleri görmediler. Bu örgüt mensupları, Türkiye'nin komşuları ile ilişkilerinin bozulmasını, Türkiye'nin, Rusya ve İran ile ilişkilerinin bozulmasının altyapısını hazırladılar.
Türkiye'nin yardımları ile Libya'da yaptığını Suriye'de de yapmaya çalışan ABD ve Batı, Esad'a takıldı. Rusya, Ortadoğu'ya ABD'nin yerleşmesini engellemek için Esad'ın yanında yer aldı. ABD ve Batı, Suriye de yenildi. Ve plan değişti. Kuzey Suriye de terör faaliyetleri artırıldı bölge boşaltıldı Kuzey Irak'ta kurulma aşamasında olan Yahudi Kürt devletinin Akdeniz'e bağlantısı için koridor açılmaya başlandı.
Suriye'deki terör gruplarının Türkiye'ye sıçraması, Türkiye'de de terör olaylarının hızla tırmanması model ortak olarak gördüğümüz ABD'nin, PKK ve uzantısı PYD'yi desteklemesi Türkiye'de dengelerin değişmeye başlamasına neden oldu.
Türkiye uzun yıllar sonra dış politikada doğru hamleler yapmaya başladı. Türkiye, Rusya ile bozulan ilişkileri düzeltmek için ilk adımı atınca batılı güçler harekete geçti ve Türkiye'yi, kendi yörüngesinden çıkmaması için Atatürk Havalimanını patlattı. Onlarca insanımızı katletti.
Türkiye buna rağmen Rusya diplomatik ilişkileri normalleştirdi. Sıra Esad ile ilişkileri düzeltmeye gelmişti. Şu çok iyi görüldü ki Esad, Suriye'de tam hâkimken Türkiye'de terör olayları olmuyor ve güney sınırımızda hiçbir güvenlik sorunu yaşanmıyordu. Esad ile görüşmelere başlandı. Bu durum ABD ve Batının başlattığı Arap Baharı ve Büyük Ortadoğu projesinin sonuydu.
Türkiye'nin, yörüngeden uzaklaşmaya başladığını gören ABD, 15 Temmuzda FETO terör örgütünün devlete sızan ekibiyle Türkiye'ye darbe girişiminde bulundu.
15 Temmuz akşamı Kuvayı Milliye ruhu yeniden doğdu. Kadın, erkek, yaşlı, genç sokaklara indi. Darbeci teröristlere karşı durdu ve ülkenin bölünmesinin önüne geçti.
Tehlike geçti mi? Tabi ki hayır. Darbe girişiminden sonra Milli Ruh uyandı. Devleti yönetenler yıllardır Batı ve ABD ile hareket etmenin ne kadar yanlış olduğuna kısmen de olsa gördü ve yapılan açıklamalarda Rusya ve İran ile hiç olmadığımız kadar ele ele vereceğiz açıklamaları geldi.
Bu ortamda ABD ve Batıdan her an yeni bir saldırı veya hamle bekleyebiliriz. Mesela! FETÖ'cü teröristler tarafından Alevi Sünni çatışması, Türk Kürt çatışması veya büyük bir ekonomik kriz başlatılabilir.
Cumhurbaşkanı ve bütün siyasilerimizin bu oyunu görmesi gerekiyor. Bütün bu badirelerden kurtulmak içinde bir tek çıkış yolu var. Arap Baharı sürecinde İslam coğrafyasında çıkarılmak istenen Şii-Sünni çatışmasını, Ehli Beytin nefesi ile engelleyen, Türk-Kürt kardeştir diyerek, milli birlik ve beraberliği tesis eden Prof. Dr. Haydar Baş'ın yol haritasına mutlak uyulması lazımdır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal devlet projelerini başta Rusya olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde kısmen de olsa uygulanmaktadır. Kısaca Rusya, Haydar Baş'ı dinledi ve ABD'ye kafa tutmaya, AB'ye 'hadi ordan' çekmeye başladı. Sıra Türkiye'de.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019