Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) bir Hadisi Şeriflerinde: “Bir saatlik tefekkür bin yıllık nafile ibadetten daha faziletlidir” buyurur. Tefekkürün kelime olarak sözlük karşılığı düşüncedir ancak her düşüncenin tefekkür olup olmadığı mutlaka açıklık kazandırılması gereken bir konudur. Eğer her düşünce tefekkür olmayacak ve her düşünce kişiyi ötelere, ulvi ufuklara taşımayacaksa, boş uğraşılarla zaman oyalamak, kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Tefekkür kavramını, kavram kargaşası içinde kaybolmaktan kurtarmadığımız takdirde her düşünce sahibi, kendi nefsi hayallerini, vehim ve kuruntularını tefekkür yerine koyarak boşa kürek çekecek ve ilahi rıhtımlara ulaşamayacaktır. O zaman hangi düşünceler tefekkür olur?Tefekkürün aslı nedir?Tefekküre nasıl ulaşılır ki, bizi bin yıllık nafile ibadetle bile ulaşamayacağımız hedefe vardırsın! Düz bir mantıkla sormaya kalkıştığımız birkaç soru bile tefekkür konusunun anlaşılmasının en önemli meselelerden biri olduğunu göstermektedir.Hadisi Şerifte geçen terim mademki bir peygamber buyruğudur, o zaman tefekkür yerine geçecek düşünce; sahibini ibadet kapsamı içine alabilecek türden olmalıdır. O zaman her işin başında olması gereken, bilgi birikimi, tefekkür konusunda da olmazsa olmaz şartlardandır. Hangi düşünce, tefekkür kapsamı içerisinde değerlendirilir dendiği zaman, sağlam ve doğru bir ön bilgiye ihtiyaç vardır. Âl-i İmran Suresinin 191. Ayetinde, istenilen tefekküre ulaşmak için ya da tefekkür öncesi yapılması gerekenler işaret edilmiştir.“Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.” Bu Ayeti Kerimede, tefekkür edecek fikir ve gönül sahibinin, düşünmeye başlamadan ya da düşünce ufkuna yelken açmadan önce mutlaka Allah’ı zikrederek fikrini ve gönlünü tefekküre uygun hale getirmesinin gereğine işaret edilmiştir.Başka bir Ayeti Kerimede de Allah’ı Zikretmekle hem tefekkürün şartlarının yerine getirilmiş olacağına, hem de kalplerin tatmin olarak huzura kavuşacağına dair işaret vardır:“Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d Suresi; 28.Ayet)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025